- Mustafa Kemal’in okul öncesi seti ise ilk günden 100 bini geçerek, Türkiye yayıncılık tarihine geçti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim eğitim sistemimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün daha çok lider, askeri ve diplomat özelliklerine yoğunlaşır. Hatta son dönemlerde bunu da eğitim sisteminin dışına çıkarmaya çalışıyorlar. Ancak Mustafa Kemal’in insani özellikleri üzerine odaklanan bir eğitimimiz ve buna odaklanan kitaplarımız maalesef yok. Bu ihtiyacın var olduğunu düşündüğüm için bu kitabı ve okul öncesi versiyonunu kaleme aldım. Çocuklarımız için Mustafa Kemal’le ilgili çeşitli kitaplar var fakat Mustafa Kemal’in hayatına dair gerçek bilgilerle donanmış ve Mustafa Kemal’in birebir kendi kişisel özelliklerini, yaşam biçimini anlatan okul öncesi kitaplar olmadığını düşünerek yazdım. Ve düşüncemizin ne kadar doğru olduğu bu şekilde kanıtlanmış oldu. Toplumun gösterdiği bu ilgi, bahsettiğim bu kitapların yokluğuyla ilgili ihtiyacı ortaya koyuyor.”
SOMUT GERÇEK BİLGİLER
- Mustafa Kemal’in okul öncesi versiyonunu hazırlarken neyi amaçladınız?
Okul öncesi versiyonda birebir Mustafa Kemal kitabında var olan somut gerçek bilgilerden oluşuyor. Çünkü biz Mustafa Kemal Atatürk’ü hep okul bahçesinde bir büst, sınıflarda bir poster olarak çocuklarımıza tanıtıyoruz. Halbuki Mustafa Kemal’in, asker, diplomat, siyasetçi ve lider özelliğinin yanı sıra; Mustafa Kemal’in sadece temizlik alışkanlığını benimsemiş olsaydık bugün daha temiz bir toplum sahibi olurduk. Mustafa Kemal’in sadece kitap okuma alışkanlığını, sadece sporcu kişiliğini örnek alsaydık bile bugün çok daha iyi bir toplum olurduk. Mustafa Kemal’in çevre ve doğa duyarlılığını, hayvan sevgisini örnek almış olsaydık bugün çok daha sağlıklı nesiller yetiştirmiş olurduk. Bu yüzden henüz okuma yazma bilmeyen nesillere, anne-babaları ya da büyükleri vasıtasıyla bu kitapların okutulabileceğini düşünerek, Mustafa Kemal’i, Atatürk’ü çocuklarımızın arkadaş olarak kendilerine örnek alabilecekleri ve rol model alabilecekleri bir arkadaş olarak tanımalarını istedim. Gördüğümüz ilgi de bunun doğru bir karar olduğunu gösteriyor.
"YAYIN DÜNYASI VE MEDYA ÇOCUK KİTAPLARINDA İHMALKAR"
-Günümüzde ne yazık ki çocuk kitaplarında çok fazlasıyla cinsel istismar ve çocuk gelin gibi çocukların zihninde propaganda oluşturabilecek birçok satırla karşılaşıyoruz. Bunların sebebi çocuk kitaplarının arka planda tutulması olabilir mi?
"Çok güzel çocuk kitapları var ama bunu toplumda yaygınlaştıramıyoruz. Çocuk kitaplarının tirajları da bunu gösteriyor. Aslında bakarsanız pedagojik eğitim almış insanlar tarafından denetlenmiş, okular öncesi ve ilköğretim öğretmenlerinin hassasiyetini dikkate almış kitaplarla, çocuklarımızı insan fidanı eker gibi düşünerek, doğru bilgilerle; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şekilde yetiştirmemiz gerekiyor. Okul öncesi ve ilköğretim seviyesindeki kitapların aslında ne kadar önemli olduğu bugün yaşadığımız Türkiye'de görünüyor. Koca koca adamların hatta devlet yönetiminde üst düzey makamlara gelmiş insanların temel ilköğretim bilgilerine bile sahip olmadığını, ya da ilköğretimde bile öğrenilebilecek somut gerçekleri bilmediklerini, merdiven altı tekke, medrese eğitimleri ile zihinlerinin bulandırıldığını, kendi milletine, kendi devletine, kendi kurucu liderine düşman hatta nefret eder hale getirildiğini görüyoruz. Bu yüzden öğretmenlerimiz elbette ellerinden geleni yapıyorlar ama yayın dünyasının ve medyanın bu konuda çok geri ve çok ihmalkar kaldığını düşünüyorum."
- Mustafa Kemal’in birçok manevi çocuğu vardı. Atatürk’ün çocuk sevgisini nasıl yorumluyorsunuz?
Mustafa Kemal elbette insan sevgisiyle dolu biri. Fakat temelde yarattığı devrimi gençlere ve çocuklara sadece onlara emanet edebileceğini biliyor. Bir devrimin gelecek kuşaklara ancak gençler ve çocuklarla taşınabileceğini görüyor ve bu yüzden buna odaklanıyor. Ancak özgür bireylerin, özgür düşünceyi ve evrensel değerleri benimsemiş bireylerin Cumhuriyetimizi, demokrasimizi ayakta tutabileceğini biliyor. Aslında Mustafa Kemal bu yüzden çocuklara ve gençlere odaklanıyor. Biz bu ülkede okuma-yazmayı öğrenen her çocuğun okul çantasına, bu ülkenin umudu olarak gelmiş her bebeğimizin kundağına koyup, Atatürkçü olmasından ziyade, Atatürk’ü tanıyan, Atatürk’le tanışmış nesiller için bir çaba harcıyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk çocuk serisi 2 buçuk milyon adetle satışa sunuldu.ATATÜRK KİTAPLARININ ÇOĞU YALANLARLA DOLU
- Son 1 yılda birçok Atatürk kitabı çıktı ve hepsi okur tarafından çok sahiplenildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Mustafa Kemal, dünya tarihinde fikirleri 19’uncu yüzyıldan 21’inci yüzyıla geçmeyi başarmış tek lider. Dünyada böyle bir çağ aşan fikir liderliğinin başka örneği yok. Buna saldırılar yoğunlaştıkça genç nesillerde Mustafa Kemal’i gerçek manada öğrenmek, yeniden keşfetmek için bir merak oluşuyor. Mesela bizim gençlik yıllarımızda ülkemizin, Atatürk Cumhuriyeti’nin altımızdan adeta bir halı gibi çekilip alınabileceğini hiç düşünmezdik. Böyle bir tehdit söz konusu değildi. Dolayısıyla bu tür kitaplara pek kafa yormazdık. Ama şu anki genç nesiller böyle bir tehdidin varlığını yakıcı bir şekilde görüyorlar ve hissediyorlar. Bu yüzden kendilerini donanımlı hale getirebilmek için Atatürk ve yakın tarihimizle ilgili kitaplar okumaya gayret ediyorlar. Bu da bu ihtiyaçtan doğuyor ama burada çok dikkat edilmesi gereken bir şey var. Benim kitabımı yazma sebebim de buydu. Her çıkan Atatürk kitabına gerçek, somut ve doğru olarak bakmamak lazım. Atatürk’ü övüyormuş gibi gözükerek topluma bilinçli ve kasıtlı olarak yalanlar sunuluyor. Bu çalışmam sırasında bugün Türkiye’de kitabevi raflarında bulunan Atatürk kitaplarının oransal olarak kabaca en az yüzde 70’inin yalanlarla dolu olduğunu bizzat gördüm.”
DARÜŞŞAFAKA’YI SEÇTİK
- Daha önce Mustafa Kemal kitabınızdan elde ettiğiniz gelirin bir kısmıyla Darüşşafaka’ya bağışta bulundunuz. Şimdi de okul öncesi versiyondaki kitapların arasında kendi yazdığınız 4 sayfalık bir mektupla insanları bağışa teşvik ediyorsunuz. Darüşşafaka’nın önemini bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Biz henüz Mustafa Kemal kitabı piyasaya çıkmadan önce 1 milyon lira bağışta bulunmayı kararlaştırmıştık. Kitap satsa da, satmasa da biz kişisel olarak bu bağışı gerçekleştirecektik ve yaptık. Çok şükür ki kitap başarıya ulaştı ama ulaşmasaydı bile biz aynı bağışı yapacaktık. Çünkü kitap henüz raflardaki yerini almadan biz bunu deklare ettik. Mustafa Kemal babasız büyüyen bir çocuk, annesi Zübeyde Hanım tüm maddi birikimini Darüşşafaka’ya bağışlıyor ki babasız büyüyen çocuklara bir fırsat eşitliği sağlanabilsin. Bu aslında dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir şey. Bu nedenle hepimizin ortak paydası Darüşşafaka’yı seçtik. Eğitimde fırsat eşitliğini simgelemek için ve bu alanda bir farkındalık yaratabilmek için ben kendi payıma Darüşşafaka’yı seçtim. Vefa Lisesi’ni seçmemizin temel sebebi de aslında bu. Devlet okullarının varlığına dikkat çekmek istedik.
