Tam 16 yaz, 16 kış mutsuz uçup gitti, 16 ilkbahar...
Her gülümseyişte, bir hüzün takıldı dudaklarımızın kenarına...
Hapishane önlerinde, mahkeme kapılarında geçti 16 sene...
Anneler, babalar, sevgililer, çocuklar nöbetleşe ağladılar...
Türkiye senden alacağım var...

*

Sofralarımızda her zaman gözükmeyen birisi daha vardı...
Kadınlarımızın çekmecelerinde, çamaşırların arasında havan topu aradılar... Yiğit yurtseverlerimizi birer adi hırsızmış gibi ite-kaka hücrelere kapattılar... Hapishanelere sağlam girenler birer tükenmiş beden olarak çıktılar...
Direnenleri sokak arkalarında vurdular, filiz çocuklarımızı verdik senin için...
Tam 16 sene...
Türkiye senden alacağım var...

*

Din adına yalan, din adına talan, din adına hırsızlık yaptıklarında, en azından iki kişiden birisine yalvardık...
Uyan...
Uyan...
Uyan...
Bir torba kömüre sattın bizi...
Laf söylemeye kıyamadık, dizlerimize vurduk sadece...
Bak işte; ne devlet kaldı, ne kardeşlik, ne barış, ne huzur...
Elbette hesabı sorulacak...
Alacağım var...

*

Faruk Demir’in şarkısını dinliyorum sabahtan beri:
“Yarım kalmış hesabımı görmeye geldim...
Ağlattığın yerlerde gülmeye geldim...
Çakala çiyana cömert davrandın
Bize de gösterdin çıkmaz sokaklar...”

*

16 sene...
O günlerde doğan çocuklar okumayı söktü, aşık oldular...
Kırlangıçlar 16 kez yavrularını büyütüp uçurdular... Köy yolları 16 kez kardan kapandı, açıldı... 16 kez vatan toprağına cemre düştü... Güller, zambaklar, papatyalar, kır çiçekleri 16 kez açtı... Leylekler tam 16 kez şaşırmadan gelip yuvalarını buldular...
16 senedir uyudun...
Yetmez mi?..
Türkiye senden alacağım var...

sozcu-banner-1