Pedal kralı oydu.
Saniyelerle oynuyordu.
Efsane olmuştu.
“Doping yapıyor” dediler.
İnanan olmadı.
Kanıt bulunamadı.
* * *
2013 yılında kendisi “doping yaptığını” TV’den açıkladı. Doping yapsa bile sadece kendi sınırlarının üzerine çıkmayı denedi diyerek onu savunanlar da oldu ancak bisiklet sporundan ömür boyu men edildi. Bütün kupları elinden alındı. Sistemli doping yaptığı, gücünü kullanarak “bisiklet camiasında korku imparatorluğu” yarattığı, masum pek çok sporcuya baskı yaparak hayatlarını karartan bir diktatör olduğu ortaya çıktı. Onun hayatını belgesel dizi yapanlar, “niçin dopinge baş vurdu?” sorusuna; “zafer çok tatlı-para çok bol” cevabını buldular.
Efsanenin sonu!
Gamlı bitti.
Hatırlayanlar, “efsane bisikletçi Lance Armstrong ile efsane lider Reis’in sonlarını kıyaslamamı” haklı bulacaklardır.
* * *
Reis de Türkiye’de “siyaset bisikletinin efsane binicisi” oldu. Belediye reisliğini de sayarsak 20 yıldır, önde pedal bastı.
Sevenleri çoğaldı.
“Doping yapıyor” ve iktidar gücünü diktatörce kullanıyor diyenler oldu.
Kimse inanmadı.
Ancak Reis, Meclis’e baskın seçim kararı aldırıp, “doping paketi üstüne doping paketi” açıklamaya başladı: 12 milyon emekliye iki bayramda 2 bin TL ikramiye. 618 bin yaşlının üç aylığına yüzde 100 artış. 15 milyon vergi ve prim borçlusuna af. 10 milyon trafik cezası, idari ceza, belediye cezası olanlara bağış. Ruhsatsız ve imara aykırı konut yapan 13 milyon mülk sahibine ve yurt dışına kirli servet kaçırmış olanların dolarlarını Türkiye’ye getirip kirlerinden temizleme (varlık barışı) imkanı. Reis, “doping paketi açmakta sınır tanımaz” oldu.
* * *
Reis’in sonu ne olur?
“Millet İttifakı” sözcüleri “Reis’in doping paketleriyle pedal bastığını ve bunun halka kurulmuş en pis tuzak olduğunu” iyi anlatabilirse seçim sandığında halk madalyaları Reis’ten geri alır.
Doping, ahlaka sığmaz.
