Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde çok sayıda öğrenci yetiştiren Soysal, bir dönemin efsanevi kitabı ‘Anayasaya Giriş’in de yazarıydı. Alzheimer tedavisi gören Soysal 90 yaşındaydı.

Cenaze törenine katılan Ahmet Davutoğlu, Soysal'ın yakınlarına taziyelerini sundu.


Soysal'ın Zincirlikuyu Camii'nde kılınan cenaze namazına; CHP lideri Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı İmamoğlu’nun yanı sıra eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu ile eski bakanlardan Hikmet Çetin, Algan Hacıoğlu, CHP'li Muharrem İnce, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi de katıldı.

Soysal’ın cenazesi namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda gözyaşları arasında toprağa verildi.

KILIÇDAROĞLU, KAFTANCIOĞLU VE İMAMOĞLU CENAZEYE BİRLİKTE GELDİ

Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, cami avlusuna birlikte girdi. Soysal’ın ailesine taziyelerine ileten üçlü, daha sonra cenaze namazı saflarına girdi.

Hikmet Çetin


“İSMİ GİBİYDİ”

CHP’nin eski genel başkanlarından Hikmet Çetin, Mümtaz Soysal’ın ismi gibi ‘mümtaz’ olduğunu ifade ederek, “Yeri doldurulamaz bir hocaydı. İnandığı ilkeler uğruna çok cesurdu. Gerektiğinde bedel ödedi. Cezaevine girdi ama bütün bunlar Mümtaz Hoca’yı yıldırmadı.” diye konuştu.

Eski devlet bakanlarından Algan Hacaoğlu da Soysal’ın Türkiye siyaset ve bilim dünyasının önemli bir ismi olduğunu belirterek "Onu hep ilkeli duruşuyla hatırlayacağız" dedi.

Muharrem İnce, Soysal'ın tabutu önünde böyle dua etti.


CHP’Lİ İNCE HATIRASINI ANLATTI

CHP’li Muharrem İnce, Mümtaz Soysal’ın 'Kıbrıs Davası’nda Türkiye’yi savunan bir kişi olduğunu hatırlatarak, “Ne söylediyse haklı çıkan bir hocaydı. Kamu mallarını peşkeş çekilmesine karşı mücadele eden bir insandı. Ne söylediyse haklı çıktı. Öyle ki, ben 20’li yaşlardaydım. Bir ilçe kongresiydeydim. Tam konuşma sırası bana geldiğinde Mümtaz Hoca salona girdi. ‘Mümtaz Hoca’nın yanında nasıl konuşacağım?’ diye çok heyecanlandım. Konuşmam bitince yanına çağırdı. Mesleğimi sordu, öğretmen olduğumu söyledim. ‘Edebiyat öğretmeni misin?’ diye sordum. Fizik öğretmeni olduğumu söyledim. ‘Çok güzel konuşuyorsun, sen bu partiden milletvekili olacaksın’ dedi. Hoca, orada da haklı çıktı.” sözleriyle anısını dile getirdi.

Törene eski başbakan Ahmet Davutoğlu da katıldı.


DAVUTOĞLU: “ÇOK SAYGIN BİR DEVLET ADAMIYDI”

Yeni parti kurma hazırlığında olan eski başbakan Ahmet Davutoğlu da Soysal’ı son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Davutoğlu, “Hem akademik hayatta hem devlet hayatında yakından tanıdığım kendisinden istifade ettiğim çok saygın bir devlet adamıydı. Hem çok beyefendi nezaketiyle bilinen, ilkeleriyle tanınan bir insandı. Örnek alınan bir şahsıyetti.” ifadelerini kullandı.

GALATASARAY KULÜBÜ BAŞKANI CENGİZ: HOCAM İNSANDI

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz ve Beşiktaş’ın yeni başkanı Ahmet Nur Çebi de cenazeye birlikte katıldı.

Cengiz, Galatasaray Lisesi 1.Sınıf öğrencisiyken Soysal ile yaşadığı anıyı şu sözlerle anlattı: “ ‘Hocam ortak bir yanımız var. İkimiz de Galatasaray takımını tutuyoruz.’ demiştim. Hocam da ‘Hayır yanılıyorsun, ben Beşiktaşlıyım’ diye yanıt vermişti. Benim için ezber şaşmıştı. Galatasaray Lisesi’nde hep Galatasaraylılar var zannederdim. Sonra öğrendim Fenerli, Trabzonlu, Beşiktaşlı da olduğunu. Önemli olan insan olmaktı. Hocam da insandı” dedi. Beşiktaş Başkanı Çebi ise “Biz de Beşiktaş camiasının bir parçası olduğu için onur duyuyoruz.” diye konuştu.

MÜMTAZ SOYSAL KİMDİR?

Mümtaz Soysal, 1929 yılında Zonguldak İli’nde doğdu. Galatasaray Lisesi’ni (1949), ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (SBF) (1953) bitirdi. Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde asistan olarak görevliyken fark dersi sınavlarını vererek Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden de mezun oldu (1954). 1956’da SBF’de asistan olarak çalışmaya başladı; 1958’de siyasal bilimler alanında doktora çalışmasını tamamladı. SBF’de Anayasa Hukuku profesörü olarak uzun yıllar ders verdi.

Temsilciler Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) temsilcisi (6 Ocak 1961 – 25 Ekim 1961) olarak Anayasa Komisyonu üyeliği yaptı. 1963’te SBF’de doçent, 1969’da profesör olan Soysal, 1971 yılında aynı fakültenin dekanlığına seçildi. 12 Mart Muhtırası’ndan sonra 18 Mart 1971’de dekanlığı esnasında, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’nca gözaltına alınıp tutuklandı. 1968’den beri okuttuğu Anayasa’ya Giriş ders kitabında komünizm propagandası yapmakla suçlandı, 6 yıl 8 ay ağır hapis, 2 ay 20 gün Kuşadası’nda emniyet gözetimi altında bulundurulmaya ve kamu haklarından ebediyen mahrumiyete mahkûm edildi. Toplam 14.5 ay Mamak Cezaevi’nde kaldı. Mamak Cezaevi’nde iken yazar Sevgi Soysal ile evlendi (Sevgi Soysal 1976 yılında ölmüştür).

Hukukçuluğunun yanı sıra gazete yazılarıyla da tanınan Soysal Forum, Akis, Yön, Ortam gibi dergilerde, Yeni İstanbul, Cumhuriyet, Ulus, Barış, Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde yazarlık yaptı. Milliyet gazetesinde 1974’te “Açı” başlığıyla yayımlamaya başladığı köşe yazılarını 1991-2001 yılları arasında Hürriyet’te, 2001’den beri de Cumhuriyet’te sürdürmektedir.

1962 yılında arkadaşlarıyla birlikte Sosyalist Kültür Derneği’ni kurdu. 1969-71’de Akdeniz Sosyal Bilim Araştırma Konseyi Başkanlığı, 1974-78 arasında Uluslararası Af Örgütü ikinci başkanlığı görevlerini yürüttü. 1979’da BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Uluslararası İnsan Hakları Öğretimi Ödülü’nü aldı.

1991 seçimlerinde Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) listesinden Ankara’dan kontenjan adayı oldu ve TBMM’ye seçildi. TBMM’de Çekiç Güç, OHAL, demokratikleşme, Kıbrıs, özelleştirme gibi konularda hükümet politikalarını eleştiren Soysal, özellikle özelleştirme konusundaki yetki yasaları için Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurularla koalisyon ortağı DYP’lilerin tepkisini çekti. Bu başvuruları sonucunda Anayasa Mahkemesi tarihinde ilk kez bir yürütmeyi durdurma kararı verdi. Anayasa Profesörü Soysal, SHP’nin hükümet ortaklığı içindeki pasif tutumuna sürekli tepki gösterdi, “vuruşarak çekilme” yaklaşımıyla Türk siyasi literatürürne geçti. Murat Karayalçın döneminde kısa bir süre için dışişleri bakanı olarak görev yaptı. Ancak bir süre sonra bakanlıktan istifa etti.

1995 yılındaki anayasa değişikliği çalışmaları esnasında özellikle DYP’li Coşkun Kırca ile tartışmalarıyla yine gündemde kaldı. Seçim yasasının Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesinde başrolü oynadı. Sonrasında CHP’ten koptu, DSP saflarına geçti. 1995 genel seçimleri’nde DSP'den Zonguldak milletvekili seçildi. Daha sonra Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit'le anlaşmazlığa düşerek DSP'den ayrıldı (1998). 2002’de Bağımsız Cumhuriyet Partisi’ni kurdu ve parti genel başkanı oldu.

Kıbrıs’taki toplumlararası görüşmelerde anayasa danışmanlığı görevini üstlenen uzun yıllar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a danışmanlık yaptı.