ABD Temsilciler Meclisi, Cumhuriyetimizin 96’ncı yılını kutladığımız 29 Ekim günü, sözde Ermeni soykırımı tasarısını onayladı. Türkiye’nin tezi karşılıklı olarak bütün belgelerin açılıp tarihçilerin değerlendirmesine tabi tutmak. Ancak Ermenistan buna yanaşmıyor. Ermeni iddialarının yeniden tartışmaya sokulduğu şu günlerde, tarih doktorası bulunan emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş ile sözde soykırımı görüştük. Karakuş, SÖZCÜ’ye şunları anlattı:

YİYECEK BELGELERİ: Genelkurmay Başkanlığı iki ciltlik kitap hazırladı. 44 tarihçi belgeleri tek tek taradı. İlk kitapta amaç, Osmanlı Devleti’nin herhangi bir şekilde soykırımla ilgili bir emri, bu konuda bir belgesi olup olmadığını araştırmaktı. Soykırımla ilgili en ufak bir belgeye ulaşılmadı. İkinci kitapta Ermenilerin yapmış olduğu soykırımların belgesini ortaya çıkardık. ‘Öldürüldü, soykırıma uğratıldı’ denilen Ermenilerin birçoğunun, Fransız ve İngilizlerin verdiği iaşe (yiyecek) belgelerini bulduk. Soykırıma uğramış denilenlerin, yemeye devam ettiklerini ortaya koyduk.

MEZAR BELGELERİ İNCELENDİ
Saygı Öztürk’e konuşan Karakuş, “Soykırıma uğradığı iddia edilenlerin çok sonra öldüğünü mezar kayıtlarından çıkardık” dedi.


ÖLÜM TARİHLERİNİ BULDUK: Ermeni mezarlıklarında soykırıma uğramış olduğu söylenen kişilerin, Arjantin, Fransa, İngiltere, İran, Rusya, Suriye, Lübnan, Irak gibi ülkelerdeki Ermeni mezarlıklarında yattığına, 1915’te soykırıma uğradığı iddia edilen kişilerin Kurtuluş Savaşı’ndan sonra öldüğüne dair belgelere ulaştık. Tehcire tabi tutulan 650 bin kişiden 38 bininin de tifo, tifüs, kolera gibi hastalıklardan hayatını kaybettiğini tespit ettik. Daha sonraki dönemleri de inceledik. Osmanlı Devleti çökünce, tehcire tabi tutulan 401 bin kişi, Ermenistan’ı kurmak üzere geri döndü. Fransız, İngiliz ve Ruslara katılarak Türklere karşı soykırıma başladılar.

İÇ YÜZÜNÜ ANLATTIK: Tehcirle ilgili 57 bin belgenin incelenmesi ve kitapların çıkarılması iki yıl sürdü. Kitap 5 bin adet basıldı ve bunların 600’ünü büyükelçilik ve konsolosluklarımıza gönderdik. 400’ünü AKP’ye gönderdik. CHP’ye gönderdik. İhtiyaç duyan partilere de ulaştırdık. Kitapta, Ermeni belgeleriyle ilgili İngilizce bölümlerin olması, bütün dünyada Ermeni olayının iç yüzünü herkes anladı. 2005 yılının Haziran ayı sonunda Ermeniler, Viyana’da yapılacak toplantıdan kaçtılar. Bunun anlamı şu, Ermeniler sözde soykırımı tarih yoluyla ispatının mümkün olmadığını anladı. Çünkü ilk defa bu çapta bu genişlikte bir çalışma yapılmıştı. Ermeniler bu işin tarih yoluyla olmayacağını görünce, bu işi dine çevirip Hıristiyan ülkelerde siyaseti bu işe dahil etti. ABD Temsilciler Meclisi’nin kararı bunun sonucudur.

YAYIN HAKKI OYUNU: Bu arada çok ilginç bir gelişme yaşandı. Yaptığımız araştırmalarda Ermenilere yakın olan bir firma, 200 bin kitabın parasını verip yayın hakkını almak istedi. Bu şirketin Türkiye karşı ekiplerle ilişkili olduğunu öğrenince bu hakkı vermedik. Kitap yeniden basılmadığı için yok. Bu kitaplar tekrar basılmalı, ilgili yerlere, kütüphanelere gönderilmeli.

ABD’NİN OYUNU: ABD, Türklerle ilgili sözde soykırımı kabul ederek PKK/YPG’ye karşı kaybettiği durumu Ermenileri kazanma yoluyla düzeltmeye çalışıyor. Eğer ABD’nin kararına karşı devletimiz bir şey yapmak istiyorsa, tekrar tarihi ortaya koymalı, bu konuda da ısrarcı olmalıdır. Yabancı ülkelerde yaşayan Türkleri de bu konuda teşkilatlandırmalıdır.