Antalya'da düzenlenen Onkolojide İz Bırakanlar Zirvesi, kanser uzmanlarını bir araya getirdi. Prof. Dr. Mustafa Samur anısına düzenlenen zirvede, Türkiye'de ve dünyada kanser alanında yaptığı çalışmalarla adını duyurmuş uzmanlar, teşhis ve tedavilerinde gelinen son durumu tartıştı.

Zirveye katılan İç Hastalıkları Ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Demirkazık, obezite artışına ve sigaraya dikkat çekerken, Türkiye'de kadınlarda akciğer kanseri görülme oranının giderek arttığını vurguladı.

TÜRKİYE'DE KANSER AZ GÖRÜLÜYOR AMA...

"Türkiye’de kanser Avrupa ve Amerika’dan daha az görülüyor." şeklinde konuşan Demirkazık, bu durumun artan obezite ve sigara tüketimi nedeniyle çok da uzun sürmeyeceğini söyledi. "Eğer obezite görülme oranı ve sigara tüketimi artarsa, biz bu rakamları aşacağız. Nüfusumuz hiç artmasa bile bundan 20 yıl sonra bu yüz binde 500'ü aşacak gibi görünüyor." diyen Demirkazık, kadınlarda sigara içme oranının artmasıyla beraber akciğer kanserinde hızlı bir artış olduğuna dikkat çekti.

KADINLARDA AKCİĞER KANSERİ GÖRÜLME ORANI ARTIYOR

Demirkazık, kadınlarda sigaraya bağlı sadece akciğer kanserinin değil diğer kanser türlerinde de de artış yaşandığını söyledi ve şunları ekledi: Şu anda 170 bin civarında yeni kanser görünüyor. Kanserlerin önemli kısmı sigara ile ilişkili. Kadınlarda ilk sırada meme kanseri var, erkeklerde ise akciğer kanseri ilk sırada. Kadınlarda sigara içme oranı arttı hatta belki kötü bir benzetme olacak ama akciğer kanseri olmak için erkeklerle yarışıyorlar. Ben Nebraska’da vizite gittiğimde orada 10 akciğer kanseri hastasından 5-6 tanesi kadındı. Bizde 20 sene önce 1 tanesi bile kadın değildi. Şimdi 10 hastadan 3'ü kadın. Sigaraya bağlı diğer kanser türleri de ciddi şekilde artıyor; yani sadece akciğer değil mide, pankreas, bütün gastrointestinal sistem hatta jinekolojik kanserlerden vulva, vajen, serviks ve ayrıca mesane, böbrek, idrar yolları hepsi sigaradan etkileniyor. Çok büyük bir tehlike bizi bekliyor.



Obezite de giderek artıyor. Dünyada obez sayısı 2005 yılında 1,5 milyar civarında iken, 10 sene sonra 2015 yılında 2,5 milyara çıktı. Morbid obez sayısı, 500 binlerde iken bütün dünyada 1 milyara çıktı. Türkiye'de maalesef artış bu yönde. Bundan 20 sene önce sokaklarda dolaşırken yürüyemeyen obezler görmezdiniz. Şimdi zor bela yürüyen bir sürü insan bizde de var. Obezite de kanseri ciddi oranda tetikliyor.

TÜRKİYE'NİN KANSER KARAKTERİ

Akciğer kanseri benim klinik çalışmalar bazında özel ilgi alanım. Rahmetli Prof. Dr. İzzet Barış benim hocamdı. “Şunu fark ettik Avrupa ve Amerika’da adenokanser daha fazla, bizde skuomaz hücreli kanser daha fazla. Niye acaba?” derdi. Sonunda bunun sebebini birileri ortaya çıkardı. Bizde eskiden filtresiz sigaralar içiliyordu ya da filtreli olsa bile Türk usulü yapılmış sigaralar tüketiliyordu. Türkiye’de Amerikan tarzı tütün ve filtreli sigaralar hazırlanmaya başladıktan sonra adenokarsinom, şu anda skuomaz hücreli kanseri geçmiş durumda. Sigara mutlaka kanser yapıyor ama eskiden skuomaz hücreli kanser yapıyorken şimdi adenokarsinom yapıyor. Adenokarsinom daha çok yayılabilen, beyin metastazı dahil her tarafa yayılabilen bir kanser türü.

TÜRKİYE'DE MEME KANSERİ DAHA GENÇ YAŞLARDA GÖRÜLÜYOR

Mesela meme kanseri dünyaya göre bizde daha genç yaşlarda ortaya çıkıyor. Tıp dünyasındaki tartışmalarda 'her kadına 50 yaşından itibaren tarama yapılmalı' derken, bizde 50 yaşından itibaren taramaya başladığınızda zaten hastaların yüzde 50’si kanser tanısı olmuş oluyor. Yani çok gecikiyoruz. O yüzden bizde bu programların 40 yaşında başlaması gerekiyor. Prof. Dr. Vahit Özmen’in çalışmasından sonra Sağlık bakanlığı 40'a çekti.

TÜRKİYE'DE TARAMALAR RUTİN Mİ?

Türkiye'de taramalar ne yazık ki rutin değil. Türkiye'de 10 senede bir kolon kanseri için kolonoskopi, 5 senede bir rektusigmoidoskopi yapılması lazım. Bu taramayı yapamıyorlar çünkü mammografi taramalarında istenilen hedefe ulaşamadılar. Seyyar cihazlar koymalarına, birçok yerde KETEM açılmasına rağmen hedef kitlenin sadece yüzde 40'ına ulaşabildiler. Oran yüzde 4’ten yüzde 40'a çıktı ama yeterli değil. Taramalar birinci basamak sağlık merkezlerinde yapılıp, kayıtlar çok iyi tutulup da herkes kontrol altına alınsaydı daha iyi sonuçlar alınırdı. Bizde ancak gelen hastaya kanser taraması yapılıyor, hiç kimseyi çağırıp tarama yapmıyorlar.