BUNU YAZMAK GEREK

Bu aşağılık duygusundan artık kurtulmamız gerek!


Türkiye’nin bölgede etkin olması için petrol yataklarına göz dikmesi gerektiğini anlatan dünkü yazım, okurlar arasında çok tartışıldı.

Çok sayıda destek aldığımı söylemeliyim.

“Artık yeter, buramıza geldi, biz hep mi boyun eğeceğiz?” diyen okurlarım “Türkiye, bölgede en büyük güç olmalı, bunu yapabilecek kapasite de mevcut” görüşünü savundular.

Ancak asıl ağırlıklı görüş, “Bunu bize yaptırmazlar ki” yönündeydi.

Nasıl Amerika ve Rusya, bölgedeki petrole gözünü dikiyorsa bizim de aynı politikayı izlememiz gerektiğini düşünenlerin çoğu “Bunu Türkiye’ye yedirmezler” yılgınlığı içindeler.

Oysa artık bu aşağılık duygusunu üzerimizden atmamız gerekli, “Bunu bize yaptırmazlar, bunu bize yedirmezler” sözleri hep bu aşağılık duygusundan kaynaklanıyor.

Türk insanı olarak çoğumuz sanki cesaretimizi kaybetmiş gibiyiz.

Özellikle son 7-8 yıldır “dış güçler” masalı ile akıl almaz bir “mağduriyet edebiyatı” öylesine baskın biçimde uygulandı ki, açıkçası kimsede cesaretli olacak hal kalmadı. Dolar mı yükseldi, dış güçlerin oyunu.

Enflasyon mu arttı, dış güçlerin oyunu.

Terör eylemleri mi yaşandı, dış güçlerin oyunu.

YPG dış güçlerin oyunu.

IŞİD’i kuranlar dış güçler.

Zamların sorumlusu dış güçler.

Bu kadar korkutulan ve sindirilen bir toplumun aşağılık duygusu içinde olmaması mümkün mü?

Ancak sıra kendi iktidarlarını korumaya gelince, sanki tüm dünyaya meydan okuyor gibiler.

Suriye operasyonunu destana çevirmediler mi? Bir sınır ötesi terör operasyonunu, sanki savaşıyormuşuz gibi anlatmadılar mı?

Sonuçta bize sadece bir tur atıp dönme şansı tanındığı halde, hâlâ “30 kilometrenin üzerine de çıkarız” tehditlerinde bulunmuyorlar mı?

Böyle iri iri konuşmaları çok seviyorlar ama sıra gerçeği konuşmaya gelince, “Bırakın bunları da tıpkı Amerika, Rusya gibi biz de gözümüzü petrole dikelim, asıl gücümüzü burada gösterelim” deyince derin bir sessizliğe gömülüyorlar.

Aşağılık duygusundan ve tabii daha önemlisi bu iktidarın kendini korumak için başvurduğu sahte kabadayılık gösterilerinden kurtulup bölgenin hakimiyetini ele geçirdiğimizde, bunun herkesin çıkarına olacağını bilmemiz gerek.

Kürtler de Araplar da gayrimüslimler de laik, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye’nin himayesinde barış ve huzur içinde yaşayacaklardır.

Kimileri, petrol bölgelerinin hakimiyet altına alınmasının savaşa neden olacağını söylüyorlar.

Kiminle savaşılacak ki?

Amerikası da Rusyası da bu bölgedeki petrole muhtaç değil.

Onlar kendi çıkarları için durumu kontrol etmeyi amaçlıyor.

Hakimiyet, Türkiye’de olduğu sürece böyle bir kontrole de endişeye de gerek kalmayacak.

En önemlisi, bölgedeki petrol alanları NATO’nun kesin denetimi altında tutulmuş olacak.

Türkiye’nin NATO içindeki gücü ve etkinliği daha artacak.

Batının bundan şikayeti olmaz çünkü o zaman Türkiye hem bölgedeki en önemli istikrar ülkesi olacaktır hem de ikide bir “Para ver, mültecilere bakayım” gibi absürt taleplerde de bulunmayacaktır.

Bana göre Türkiye’nin, hukuk ve demokrasisini geliştirerek bölgesindeki petrol kaynaklarına hakim olması, açılımların en yararlısı ve istikrarlısı olacaktır.

Aşağılık duygusuna ve korkuya kapılmadan konunun ciddiyetle ele alınması bence en doğru yol olacaktır.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Avrupa’daki PKK’lılar, AKP’nin toplantısını böyle basamazlar


İsviçre’deki Türklerin kurduğu CHP Birliği, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için bir etkinlik düzenlemiş.

Bu nedenle bir salon tutulmuş.

Konuşmacı olarak da CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile 6 Parti Meclisi üyesi davet edilmiş.

Toplantının başlamasına çok az bir zaman kala, ellerinde PKK flamaları ve Apo posterleri olan 15 kişilik bir grup salonu basmış.

Çeşitli sloganlar atmışlar, konuşmacılar için ayrılan sahneye oturmuşlar.

İsviçre polisi, CHP’lilerden toplantıyı iptal etmelerini istemiş.

Bunun kabul edilmemesi üzerine mecburen PKK’lıları dışarı çıkarmışlar.

Ardından, Türkiye’den gelen konuklar salona girmişler ve toplantı planlandığı biçimde yapılmış.

Avrupa’da ve üstelik CHP toplantısında böyle kahramanlık yapmak kolay.

Bu PKK’lılara sormak isterim: Böyle bir baskını AKP’nin düzenlediği bir toplantıda yapabilir misiniz?

Yüreğiniz ve gücünüz buna yeter mi?

Aslına bakarsanız CHP’liler de bu konularda çekingen olmaktan kendilerini kurtarmalı.

Bu densiz eylemlere karşı çok sert tavır almalılar.

Tabii bu eylemle anlaşılıyor ki, özellikle Avrupa’da yaşayan PKK’lılarda zerre akıl yok.

Dünyanın birçok ülkesinden açık destek aldıkları bir sırada, böyle aptalca eylemlere kalkışmak başka türlü açıklanamaz herhalde.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Niye ille tehdit edersiniz ki, gönderin gitsin


AKP iktidarı, Türkiye’deki Suriyelileri batı ülkelerine karşı bir koz gibi kullanmaktan hiç vazgeçmiyor.

Gün geçmiyor ki “Açarım kapıları haaa” diye parmak sallanmasın Avrupa’ya.

Aslında söylediğimiz çok basit ve çok açık; “Bize para ver, Suriyelileri istediğiniz kadar tutalım.”

Aynı tehdidi biraz daha üstü kapalı olarak IŞİD’li teröristler için de kullanmaya başladık.

Elimizde Avrupa ülkelerinin vatandaşı olan çok sayıda IŞİD’li terörist var.

Bunların neredeyse tamamı Suriye’de yakalanan teröristler.

Aslında hemen ülkelerine gönderilmeleri gerek.

Ancak ne çare ki, Avrupa ülkeleri bu teröristleri istemiyor.

İstemediği için de biz tutuyoruz.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün yaptığı açıklamada dedi ki “Biz elimizdeki DEAŞ’lıları ister vatandaşlıktan çıkarsınlar ister çıkarmasınlar kendi ülkelerine göndeririz.”

Gönderin o zaman niye tutuyorsunuz ki?

Ama anladığım kadarıyla asıl amacımız göndermek değil, Soylu alışkanlıkla Batı’yı tehdit ediyor ve “Göndeririz haaa” diyor.

Acaba bu kez Avrupa’dan ne bekliyoruz?

Teröristleri tutmamız için de para mı talep ediyoruz acaba?

Bu tür açıklamalar yüzünden, dünyada itibarımızın nasıl yerle bir olduğunu biliyor musunuz?

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Ecevit, “Barış güvercini” fotoğraf sergisiyle anılıyor


CHP’nin efsane genel başkanlarından Bülent Ecevit, ölümünün 16’ncı yıl dönümünde Ankara’da açılacak bir fotoğraf sergisiyle de anılacak.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın himayesinde bugün saat 12.30’da Kızılay’daki Metro Sanat Galerisi’nde açılacak fotoğraf sergisinde, Bülent Ecevit’in çeşitli dönemlerini anlatan çok sayıda fotoğraf yer alacak.

Sergiyi Ecevitçi Arayış Platformu düzenledi.

KOMİK

Ne mutlu bize enflasyonu hızla düşen bir ülkede yaşıyoruz


Nasıl mutluyuz anlatamam.

Türkiye de artık uygar ülkeler gibi olmaya başladı.

Başta damat bey olmak üzere ekonomimizi yönetenler o kadar iyiler ki enflasyon da giderek düşüyor.

Çok yakın bir gelecekte, gelişmiş batılı ülkelerin seviyesine geleceğimiz artık kesin.

Bu arada büyüme hızımız da hızla artıyor.

Yılbaşı geldiğinde açıklanacak rakamlarla sevinçten hepimizin başı dönecek hazırlıklı olun.

İşte bakın, dün yine enflasyon rakamları açıklandı.

Artık enflasyonumuz yüzde 8.55.

Şunun şurasında birkaç ay önce yüzde 20’lerin üzerindeydi.

İnanılmaz bir destan yazarak enflasyonu düşürmeyi başardı iktidarımız.

Gerçi çarşıya pazara çıkınca hangi enflasyonun düştüğünü anlamakta henüz biraz zorlanıyoruz.

Elektrik, su, doğalgaz, gıda ürünleri gibi asla vazgeçemeyeceğiniz kalemlere yüzde 100’lere varan oranlarda zam yapılmışken, enflasyonun nasıl olup da tek rakamlı hale geldiğini de anlayamıyoruz ama o bizim cahilliğimizden, bizim hesap-kitap bilmememizden kaynaklanıyordur.