Ülkeyi yöneten siyasetçiler ve YSK üyeleri sayesinde bir kez daha anladım:
Saflık derecesinde “iyimser” bir insanmışım.
Neden mi?
Büyük şair Nazım Hikmet’in “nikbinlik/iyimserlik” isimli şiirinden esinlenerek anlatayım:
Hani bu siyasetçiler hukuka, demokrasiye, millet iradesine saygı duyan adaletli insanlardır.
Hani şimdi bize Salıları, demokrasi, hukuk devleti, millet iradesi nutukları atarlar.
Hani şimdi biz peri masalı gibi o nutukları izleriz, o yüce Meclis’in koridorlarında.
Hani şimdi biz kötü yöneticiye sandıkta hesap sorarız.
Hani şimdi biz, hukuk devletine, kurumlara, kurullara, kurallara, kaidelere, en önemlisi de hakimlere güveniriz.
Hani şimdi biz, demokrasi bekler ve refah günlerine dair hayallerimizi haykırırız;
“Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın
İnanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler...”



Peki ya gerçek ne olur?
Açılır YSK’nın o görkemli kapısı.
AK Parti’nin YSK temsilcisi bir twit atar.
Cevap: İptal
Kayış kapar demokrasinin kolunu.
7 kişi, 31 bin 186 sandıktaki 8 milyon 547 bin 74 kişinin oyunu çöpe atar.
Başlar siyasetçi kavgası..
Konuşmacıların baktığı camlardan kavga cümleleri akıp durur.
Cebimizdeki para durduğu yerde değer kaybeder.
Benzin/motorin pompada “yeniden değerlenir”.
Ceviz Amerika kıtasından, kuru üzüm Özbekistan’dan, Ayçiçeği Çin’den, hurma İsrail’den ithaldir.
Babalar akşamları eve asık bir surat ve boş ellerle girer.
Et artık haftada bir de gelemez sofralara...

★★★

Enseyi fazla mı kararttık?
Bir şey söyleyeyim mi?
Kararmasın içiniz. Ben her şeye rağmen ümitliyim.
Çünkü demokrasi kolunu kaptırmış olabilir ama Atatürk ile silah arkadaşlarından emanet gövdesi, hala sağlamdır ve o kahramanların, bırakılan emanete inanmış milyonlarca mirasçısı yaşıyor bu ülkede.
Ve Nazım’ın dediği gibi;
“Hani şimdi biz
İnanın güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz.”