Önemli sayılabilecek gelişmeler oluyor. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan birlikte yola çıktıkları ve bugüne kadar “biat yapıştırıcısı” ile bağlandıkları Parti Başkanı’na “buraya kadar” dediler.
Cumhurbaşkanı olsun.
Buna “Evet.”
Parti Reis’i de olsun.
Buna ise “Hayır.”
Demekteler.
Dün Davutoğlu ayrıldı.
Babacan da aynı yolda.
Reis’e biat darbe yedi.
Aslında Bülent Arınç’ın yaptığı da parti içinden kocaman bir taşı alıp biat kültürünün camına indirmek değilse nedir? Bülent Arınç, Mardin’in seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün “kayyum atama sistemiyle” görevinden alınmasına karşı çıkıyor. Hem de İstanbul CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 7 yıl önce attığı bazı sosyal medya paylaşımlarından (tweetler) ötürü 9 yıl 8 ay hapse konulmasını doğru bulmadığını ilan ediyor. Arınç da Reis gibi düşünmüyor.
Ve bunu söyleyebiliyor.
Biat kültürü sarsılıyor.

★★★

Biat kültürünün “biz ışığı olmayan bir taş parçasıyız” anlayışından doğduğu yazılır: “Bizim bir ışığımız yok, biz ışığımızı biat ettiğimiz kişiden alır, yansıtırız, o bizim güneşimizdir” diye düşünenler biat kültürünü beslerler.
Davutoğlu.
Babacan.
Arınç.
Bugüne kadar “Biz hepimiz ışığımızı Reis’imizden alıyoruz. Bizim kendimize göre bir özgül ağırlığımız var ama ‘asıl ışık kaynağımız Reis’tir” dediler.
Ne söylediyse alkışladılar.
Ne düşündüyse onayladılar.
Ne yaptıysa yaşa dediler.
18 yıl böyle geçti.
Biat kültürü buraya kadar!
Birer ikişer baş kaldırıyorlar.

★★★

Sadece iktidar partisi açısından değil ülkemiz açısından da önemli bir gelişme diye düşünüyorum. Çünkü “biat etme kültürü” sadece İslamcı partilerde yok.
Diğerlerinde de var.
Bizim toplumumuz “biata kılıç çekebilen ve toptancılığı reddeden adamı” çok ender çıkartıyor.
Biat kültürü öldürücü!
Özgür bireyi öldürüyor.
Ya “kahrol” diyeceksin.
Ya “yaşa” diyeceksin.
Biat ettiğine hep “öl de ölelim...” diye bağıracaksın, biat ettiğin kişinin istemediğine ise hep “kahrol-hain” diyerek üzerine yürüyüp linç edeceksin. Bu açıdan bakınca Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Bülent Arınç, iktidar partisinde “özerk insan tipi” yaratmış oldular. Özerk insan, muhalif olan, karşıt duran insan değil kendi kampının hatalarını ve biat edilen kişinin kusurlarını dile getirendir.

★★★

Atatürkçü partiden.
Sosyal demokrat partiden.
Solcu partiden.
Çok ender de olsa “özerk insan” çıkıyordu, ilk defa İslamcı bir partiden “biat edilene” karşı duranlar çıkıyor. Özgürce “Reis yaptığın yanlış” diyorlar. Reis’e biat kültürü darbe üstüne darbe yiyor.

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Bir maaş şişirme mikrobu daha!


Faruk Bildirici “okurdan gelen eleştirilere” hakemlik yapan (medya ombudsmanı) yazılar yazıyordu. Ziraat Bankası’ndan verilen 2 yılı ödemesiz 10 yıl vadeli 675 milyon dolar kredi sonucu Hürriyet Gazetesi sahip değiştirince Faruk Bildirici’nin bu gazetede işine son verildi. Bildirici, bir süre sonra CHP kontenjanından RTÜK üyeliğine seçildi. Faruk Bildirici, önceki gün bir açıklama yaparak, “RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Basın İlan Denetim Kurulu temsilciliğine ve sonra da TÜRKSAT’ın Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atandığını” halka duyurdu. Bir kişiye üç makam koltuğu. Maaş şişirme mikrobu her yerde kol geziyor!