Cumhurbaşkanı, herkesin kalpten katılacağı bir cümle söylemişti. Fetullahçılığın ve onun devamı olan FETÖ’cülüğün kökünü kazımak için “liyakat  öne geçirilecek” demişti.
Çok doğru tespitti.
Ben de sevinmiştim.
Fetullah, liyakat katiliydi ve liyakat öldüre öldüre FETÖ’cülüğü inşa etmişti. Soru çalmış, orduya, polise, yargıya, MİT’e, eğitime, sağlığa, camilere ve tüm devlete adamlarını, “ablalar-abiler- imamlar” yardımıyla sızdırmıştı. O yıllarda bu iktidar “altın nesil geldi, davaya güç verdi” diye ne isterse sunuyor, destekleyip gözetiyordu. Sonu 15 Temmuz; bir ulusun başına gelebilecek en büyük felaket yani ordunun içine sızmış rütbe almış subayların kendi halkına ateş ettiği kanlı kalkışması oldu.
Liyakat yaşatılacak.
FETÖ kazınacaktı.

★★★

Liyakat, Arapça kelime.
Türkçesi daha güzel.
Yaraşır olmak.
Yakışır olmak.
Becerikli olmak.
Başarılı olmak.
İşi hak etmiş olmak.
İyi yetişmiş, eğitimli, yüksek ahlaklı, dürüst, namuslu, şerefli olanın alnının teriyle, bileğinin hakkıyla işi edinmesi. Ailenin, şirketlerin, toplumların, kurumların, medeniyetlerin, devletin kalkınması, ilerlemesi için “iyi işin başına iyi adamı” getirmek esastır. Tersine seçme yapan yani iyi işin başına torpille, kayırmayla, pistonla, iltimasla başarısız adamı getiren aileler, toplumlar, şirketler, devletler, yönetimler, iktidarlar batarlar.
Milyonlarca örnek var.

★★★

Ne oldu?
Liyakat alnından vuruldu.
Ülkemizin ana muhalefet partisi liderini linç etmeye gelmiş kara kalabalığın karşısına “önce beni linç edeceksiniz” diyerek çıkan Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’yı görevinden aldılar. O polis kolejini birincilikle bitirmişti. Şehit cenazesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun “linç edilmesi” tarihimize kara bir leke olarak geçecekti. Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, o gün linçi önlemişti. İşini hak ettiğini ispatlamıştı.

★★★

Linçi yapanlar.
Yumruk atanlar.
İnek hırsızları.
Serbest bırakıldı.
Linçi önleyen görevden alındı. Niçin? Ankara’daki gazeteciler; “Celal Üstünkaya’nın linçi önleme çabası bazılarının hoşuna gitmedi” diye yazdılar.
Kim bu bazıları?

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Okuluma kıymayın! Ayıptır, günahtır!


Bir başka liyakat kıyımını anlatan mektup aldım. Sizinle paylaşıyorum: “1984-1989 yılları arasında Bakırköy Belediye Başkanlığı yaptım. O yıllarda hizmet verdiğim bugünkü 10 ilçeden; Bakırköy, Bahçelievler, Bağcılar, Güngören, Esenler, Sultangazi, Küçükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü, Başakşehir ve biri de Bağcılar ilçesiydi. O gün Bağcılar’da okul sorunu çok büyüktü. Kendimi sorumlu hissediyordum. Ailemin ve çevremin katkısı ile 32 derslik bir okul binası yaptırdım ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağışladım. Ben okulu şarta bağlı yani ismim verilsin diye yaptırmadım. İhtiyaç olduğu için yaptırdım. Zamanın İstanbul Valisi muhterem Nevzat AYAZ gıyabımda okula benim ismimi vermeyi uygun görmüş, adımın okula verildiğini açılış töreni sırasında öğrendim. Dr. Kemal Naci EKŞİ Anadolu Lisesi. 1988 yılında tarafımdan yapılan bina 2008 yılına kadar 20 yıl hizmet verdi. Şimdi Milli Eğitim, son derece başarılı 31 yıldır hizmet veren bir kurum niteliği kazanmış bu okulu, Anadolu Lisesi olmaktan çıkarıyor ve Kız İmam Hatip okuluna çeviriyor. Civarda 8 adet İmam Hatip okulu varken ve okullar kontenjanlarını bile dolduramıyorken böyle bir uygulamaya niçin gidildiğini bir türlü anlayamıyorum ve yorumlayamıyorum. Bana verilen bilgiye göre 2 ayrı müfettiş raporu bu uygulamanın gereksiz ve yanlış olduğunu ortaya koymuş olmasına rağmen, değişiklikteki ısrarın arkasındaki güç kimdir niyedir araştırmaya değer bir konu. Biz raporlara ulaşamıyoruz. Okula Ümmü MİHCEN adı verilmiş. İsmimi mevcut binadan alıp uzakta mezarlık yanındaki bir ilkokul binasına taşıyorlar. Böyle bir değişikliğe asla razı değilim. Bu muhterem hanımefendinin adının bir okula verilmesine karşı değilim, adı isimsiz bir okula veya yeni yapılacak bir okula verilebilir. Eğitimin önemini bilen bir kişiyim. Memleketim Arapgir’de yine ailemin ve arkadaşlarımın katkısı ile 10.000 m2 kapalı alanı olan “Arapgir Meslek Yüksek Okulu” binasını yaptırıp İnönü Üniversitesi’ne hibe ettik. 6000 nüfuslu Arapgir’de 1200 öğrenci eğitim görüyor. Arapgir’in sosyolojisine ve ekonomisine önemli bir katkı sağlıyor. Malatya Eğitim Vakfı’nın, İnönü Üniversitesi Vakfı’nın, Turgut Özal Üniversitesi Vakfı’nın, Bakırköy Spor Vakfı’nın kurucularındanım. Bu vakıflarda yönetici olarak ve burs vererek hizmette bulunmaya devam ediyorum. Türk Milli Olimpiyat Komitesi üyesiyim ve Türk Böbrek Vakfı’nın Mütevellisi ve Danışma Kurulu üyesiyim. Yani eğitim, sağlık ve spor konusunda
gücüm yettiği kadar gençlerimize yardımcı olmaya çalışıyorum. Beni devlet parasız yatılı okuttu. Okuduğum okullarda hem sınıf hem de okul birincisiydim. Karşılığını vermek istiyorum. Yetkililere sesleniyorum, okuluma ve ismime dokunmayın, haksızlık yapmayın ve beni üzmeyin. Ayıptır, günahtır ve yanlıştır. Dr. Kemal Naci EKŞİ”