Kılıçdaroğlu kaşlarını çatıp, öfkeli bir sesle bağırdı:

“Dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz!”

İşte sözün özü bu! Üç kelimelik kısa ve net bir cümle!

CHP Genel Başkanı neden böyle feveran etti?

İktidar kanadı onun milletvekili dokunulmazlığını kaldırarak yargılatmak istiyor!

Bunların bazıları bilgisiz oldukları için “Kılıçdaroğlu Yüce Divan’da yargılansın” diyorlar. Oysa Yüce Divan’da sadece Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan sıfatını taşıyan siyasiler yargılanır!

CHP liderini neden yargılatmak istiyorlar?

Kılıçdaroğlu’nun sert konuşmaları, sürekli meydan okuması, ısrarla yolsuzlukların üzerine gidip hesap sorması onları rahatsız ediyor.

Kılıçdaroğlu’nu susturmak istiyorlar!

Fakat yanlış yoldalar. Böyle belden aşağı vurmak fauldür ve iktidar adına övünülecek bir yanı yoktur!

Dokunulmazlığının kaldırılarak yargılanması Kılıçdaroğlu’nu  “Halk kahramanı” yapar.

İnanmazlarsa denesinler!



“Şehir Hastaneleri” adıyla yurt genelinde 31 adet hastane açılması planlandı. 3 bin 800 yatak kapasiteli 10’uncu şehir hastanesi Ankara’da hizmete girdi.

21 adet şehir hastanesi daha açılacak.

Halk sağlığı açısından bu hastaneler elbette ki iyidir amma... Çarpıklık, usulsüzlük, yolsuzluk, partizanlık olmazsa!

Sayıştay raporuna göre hizmete açılan şehir hastanelerinde büyük bir fiyat kargaşası yaşanıyor. Bir hastanede sadece 1 liraya görülen hizmet, diğer bir hastanede 335 liraya kadar çıkıyor.

Sayıştay, aradaki fiyat uçurumu örnekleriyle ortaya koydu. Tam bir kepazelik!   

★★★

Şehir Hastaneleri rezaletini, sağlık konusunda uzman olan gazeteci arkadaşım Coşkun Bel’e sordum, anlattı:

“Sağlıkta izlenen yanlış yol bizi felakete adım adım götürüyor.

Ana muhalefet partisi başta olmak üzere tüm kurumlar bu tehlikenin yeterince farkında değil.

Yaklaşık 35 yıldır bu işlere kafa yoran, kitaplar yazan bir gazeteci olarak bu yaşananlar beni üzüyor.

Ne hikmetse iki-üç bin yatak kapasiteli olarak inşa edilen büyük şehir hastaneleri kentin merkezinde değil, şehirden çok uzak noktalarda açılıyor.

Vatandaşın hastaneye ulaşması yaklaşık bir saati buluyor. Hastaneler devasa oldukları için bir klinikten diğerine gitmek için 5 bin ile 10 bin arasında adım atmak gerekiyor. Hasta olan nasıl yürüyecek?

Şehirde kalp krizi geçiren bir hastanın Şehir Hastanesi’ne ulaştırılması bir saati buluyor. Oysa hastalar için bir dakikanın bile hayati önemi var.

★★★

Sağlık Bakanlığı hastaneleri yapan şirketlere kiracı konumunda oluyor. Devlet şirkete her yıl 200 ile 400 milyon lira civarında para ödüyor. Ödeme yapılırken 3 ayda bir enflasyon ve kur artışı da kiraya ekleniyor.

Toplam 31 adet olacak şehir hastanelerinin masrafına ekonomimiz dayanamaz, yıkılır!

Hastanelerde tecrübeli doktor ve personel sıkıntısı da büyük... Yanlış politikalar birçok değerli doktor ve personelin istifa edip özel hastanelere gitmesine sebep oldu.

İnsanlar şifa bulsun diye hastane açılır. Sağlık Bakanlığı sağlıkta kangren haline gelen sorunları çözmedikten sonra, gösteriş için her mahalleye bir şehir hastanesi açsa ne olur ki?”

Devlet malı deniz!


Aynı firmanın iki ayrı şehir hastanesinde yaptığı aynı hizmet arasında 14 kat fiyat farkı olur mu?

Burası Türkiye... Bizde olur abicim!

Yozgat Şehir Hastanesi’nde çamaşırhane hizmetlerini yürüten firmanın Sorgun Devlet Hastanesi’ne hizmet karşılığı olarak teklif ettiği bedel ile şehir hastanesine sunduğu çamaşır hizmetlerinin ortalama birim fiyatı arasında 14 misli fiyat farkı var. Bunu Sayıştay denetçileri tespit etti.

Ne demişler? Devlet malı deniz, yemeyen keriz!

TEBESSÜM

Erkekler duymasın!


Adamın beyni eskimiş. Dostları “Böyle işe yaramaz bir beyinle yaşanmaz. Yurt dışında beyin nakli yapılıyor, git, kendine yeni bir beyin taktır” demişler.

Adam gidip ünlü bir beyin nakli profesörüne başvurmuş. Profesör:

“Bu çok pahalı bir ameliyat. Eğer erkek beyni isterseniz 40 bin dolara, kadın beyni isterseniz 10 bin dolara mal olur!” demiş.

Hasta sormuş:

“Bu büyük fark neden?”

Profesör soruyu şöyle yanıtlamış:

“Valla, işin aslı şu: Kadınlarda beyin bol. Erkeklerde ise beyin bulmakta zorlanıyoruz!”

GÜNÜN SÖZÜ


Enflasyon düşmüş! Buna kim inanır? Belki Kadir İnanır!