“En kötü barış, en haklı savaştan iyidir” der Marcus Cicero...

Benjamin Franklin de “Savaşın iyisi, barışın kötüsü yoktur” der.

Olaya bu açıdan baktığımız zaman, Rusya’nın sahil kenti Soçi’de yapılan 10 maddelik mutabakat açıklaması iyidir.

Suriye’nin toprak bütünlüğü ve Türkiye’nin güvenliğinin teyit edildiği toplantıdaki anlaşmaya göre PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG teröristleri sınırımızda oluşturulacak güvenli bölgenin dışına çıkacaklar.

Bizimkiler “Tek terörist kalmayıncaya kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz!” diyorlardı. Sürdüremedik!

Önce ABD, sonra Rusya bastırınca büyük sözler unutuldu.

Şimdi teröristler Suriye sınırımızdan 30 kilometre geriye çekiliyor.

Peki, orada karargâh kurup hainliklerini devam ettiremezler mi? Bunu zaman gösterecek!

Bu arada “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözü de şarkılarda kaldı!

Her şeye rağmen barış havası iyidir. Çünkü ekonomimiz uzun süreli bir savaşın ağır harcamalarını karşılayamazdı!



Suriye’deki “Barış Pınarı Harekâtı”nı desteklerken, Yavru Vatan Kıbrıs’ı unutmamalıyız.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olan Mustafa Akıncı adındaki zat kendini Türklerden çok Rumlara yakın hissediyor.

Kıbrıs müzakerelerinde Akıncı’nın bugüne kadar sergilediği tavır bunu gösteriyor.

Hele 1974’te Kıbrıslı Türklerin özgürlüğüne kavuştuğu Kıbrıs Barış Harekâtı ile bugün Türkiye için hayati önem taşıyan Suriye Barış Pınarı Harekâtı’na karşı çıkıp “Akan kandır” diye karşı tarafın ağzı ile konuşması her şeyin üzerine tuz-biber ekti.

KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Barış Pınarı desek de akan su değil kandır” sözlerine sert tepki gösterenlerden biri oldu. Şöyle dedi:

“Türkiye kamuoyu bilsin ki hükümetin başlındaki Ersin Tatar ve arkadaşları, Ulusal Birlik Partisi ve diğer milliyetçiler kesinlikle böyle düşünmüyorlar. Bizim için tek doğru yol, Türkiye ile birlikte hareket etmek, Türkiye ile omuz omuza bu davayı yürütmektir.

KKTC, Barış Pınarı Harekâtı’nda Türkiye’nin yanındadır. Biz her zaman beraberiz. Ama maalesef böyle düşünmeyenler de var. Bunlarla mücadelemiz demokrasi içerisinde devam edecek.”

★★★

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı en iyi tanıyan siyasetçilerden biri eski Maliye Bakanı ve Londra Büyükelçisi Tansel Fikri’dir.

Tansel Fikri bana yolladığı mektupta bakınız ne diyor:

“Rahmi Bey,

Keşke yıllar önce Mustafa Akıncı ile ilgili yorumumda ve sürekli uyarılarımda yanılsaydım...

Tasada ve kıvançta Türk ulusunun yanında olmayan bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı derhal istifa etmelidir.

Akıncı artık KKTC’yi temsil etme yetkisini yitirmiştir. Anayasal yemini ve asli görevini tarih önünde ihlal etmiştir.

Mustafa Akıncı’nın cüreti ve sorumsuzluğu çok manidardır. Bu konudaki derin kaygı ve endişelerimi sizlerle paylaşmak istedim. (Tansel Fikri)”

Elektrikte soygun!


Vatandaşların, Bodrum’daki elektrik dağıtım şirketi Aydem’den büyük şikâyetleri var. Gündoğan Yeşilköylüler Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Erol Köprülüler yolladığı mesajında şöyle yazıyor:

Aydem Elektrik Dağıtım Şirketi, bütün sözleşmelerin sona erdiğini bildirerek abonelerini yeniden sözleşme yapmaya zorluyor. Tabii bu arada ‘Güvence bedeli’ adı altında tahsilat yapıyor. Bu bir soygun gibi ve süre on gün. Zamanlama ise herkesin Bodrum’dan ayrıldığı dönem. Çok kişinin haberi yok. On gün içinde sözleşmesini yenilemeyenin elektriği kesilecek, ardından gecikme zammı ve açma-kapama bedeli gelecek. Ben, 19 haneli sitemiz adına 2900 lira ödedim. Kredi kartı filan yok, mutlaka nakit.”

Enerji Bakanlığı, elektrik dağıtım şirketlerinin halkı böyle ezmesine neden göz yumuyor, anlamak zor! Yazık değil mi millete?

TEBESSÜM

Siyasetteki zarafet


Şimdi İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye saldıranları gördükçe aklıma Süleyman Demirel geliyor.

Demirel’in Başbakan ve Adalet Partisi Genel Başkanı olduğu dönemde de şimdiki gibi İsmet İnönü’ye hayasızca saldıran bazı milletvekilleri vardı.

Demirel, milletvekillerinden birinin İnönü’ye karşı eleştiri ve saldırılarının dozunu kaçırdığını görünce onu odasına çağırıp:

“Bak vekil gardaşım, İsmet Paşa’nın ardında iki cephede kazandığı büyük savaş zaferi var. Senin arkanda ise terzinin diktiği ceketten başka ne var?” diye azarladı.

İşte bir zamanlar siyasetimizdeki zarafet böyleydi.

GÜNÜN SÖZÜ


Ahlâkın olmadığı bir yerde kanunlar hiçbir işe yaramaz!