İktidar hiç vakit kaybetmedi...  Seçim bitti, oy kaygısı kalmadı. O zaman gelsin zamlar!
Şimdi zam haberleri yağmur gibi geliyor ama bu daha iyi günlerimiz. Yağmur yakında doluya dönüşürse fazla şaşmamak gerekir!
Ekonominin gidişatı biberden de acı...
Elektrik, benzin, motorin, şeker ve çaya gelen zamlar, birçok okkalı zammın öncüsü...
Ülke ekonomisi neden bu hale gelir? Fiyatlar neden ipten kurtulmuş bir tazı hızıyla koşar?
Bunun en önemli sebebi, ekonomimizin ehil ellerde olmamasıdır. İktisat kurallarını bilmeden “biliyormuş numarası” yapmanın sonudur bu!
Peki, bu kötü gidişi önlemek için ne mi yapıyorlar?
İşte size bir misal:
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyelerine zam yapılmış! Üyeler, 13 bin lira olan maaşlarıyla geçinemiyorlarmış! “5 bin liracık arttırıp 18 bin lira yapalım!” denilmiş!
Peki, geçim sıkıntısında kıvranan vatandaş ne yapacak?
Bu da sorulur mu ya? “Vatandaş taş yesin!” Öyle değil mi?



İktidar partisi AKP, yalnız İstanbul’u değil, bütün Türkiye’yi kaybetti.
Bundan sonra çöküş devam edecektir fakat... CHP’li belediyelerin gaf yapmamaları, halkla ters düşüp CHP’yi yıpratmamaları gerekiyor.
Bodrum Belediyesi maalesef büyük bir gaf içinde, halktan kopuk, vatandaşa karşı anlayışsız tavrıyla CHP’ye zarar vermeye başladı!
31 Mart’ta işbaşına gelen yeni Başkan Ahmet Aras ilk 3 ayda kırık not aldı!
Belediyeler halka hizmet için vardır, eziyet için değil!
Bodrum’da yaşayan yurttaşlardan çok sayıda şikâyet geldi. Özellikle Gündoğan’da bu şikâyetler yoğunlaşıyor. İşte birkaç örnek:

★★★

Futbol Federasyonu eski Başkanı Kemal Ulusu yazıyor:
“Her yerde çirkin çöp yığınlarını görüyorum ama halk plajlarındaki şezlongları göremiyorum. İlgililere sordum, Başkan Ahmet Aras’ın emriyle kaldırılmış, artık halk plajlarında kumlara yatacakmışsın. Halka kedi-köpeklerin pislediği, kirli inşaat kumların üzerine yatmak lâyık görülüyor! Ya dizlerinden rahatsız olan yaşlılar, engelliler ne olacak?
Başkan Bey’in turizmden haberi var mı acaba? Kıbrıs, Fransa, İspanya sahillerini gördü mü? Orada halk ne yapıyor biliyor mu acaba? Şu burnumuzun dibindeki Kos adasına gitsin, baksın, Yunan ne yapıyor? Belediyeler yok edici değil, yapıcı olmalı.”

★★★

Hülya Ünlü, Gündoğan’dan yazıyor:
“Başkan Ahmet Aras maalesef hazırlıksız gelmiş. Eleştiriye de tahammülü yok. Umarım Bodrum tımarhaneye dönüşmez! İyi ki, varsınız ve sorunlarımızla ilgileniyorsunuz.”
Müge Nejla Ateş yazıyor:
“Önceki belediye başkanlarının halka hizmet için yıllardır plajlara koyduğu şezlonglar bu yıl yeni başkan tarafından kasıtlı olarak kaldırıldı. Neden? Halka ait kumsalların özel firmalara verilmesi için...”
Hayrettin Gemici yazıyor:
“Bodrum’da gönlümdeki isim İYİ Parti adayı Mehmet Tosun idi. Ama ben CHP’li olduğum için, bizim partiden diye Ahmet Aras’a oy verdim. Yanlış yapmışım! Adamın ilk işi belediye marinalarına yüzde 100 zam yapmak oldu. Geçen yıl ufak teknem için 6 bin lira ödüyordum, bu yıl 12 bin lira... Yüzde 100 zam hangi, insafa sığar?
Ayrıca halk plajlarındaki şezlongları kaldırmak da yüz karası bir olay! Efendim şezlonglar belediyeye masraf oluyormuş. Bizden vergileri neden alıyorsunuz birader? Prensipleri hizmet değil, zulmet! Bu yönetim CHP’ye yakışmıyor.”

Neden direndiler?


AKP’nin İstanbul’da neden canhıraş bir şekilde direndiği şu yorumlara yol açtı:
İstanbul Belediyesi’nde eski dönemin ipliği pazara çıkıyor!
- 17 yıldır üst üste yığılıp biriken yolsuzluk iddialarının soruşturulmasından endişe ediliyor.
Belediyeden dinci dernek ve vakıflara aktarılan avanta paraların, bağışların duracak olmasına kızılıyor.
Hiç çalışmadan maaş aldıkları iddia edilen binlerce partizanın mamalarının kesilecek olması canlarını sıkıyor.
- Aşırı borçlanan belediyenin bu paralarının nerelere ve kimlere gittiğinin araştırılmasından korkuluyor.
Daha birçok iddia ve yorum var. Zaman her şeyi gösterecek.

TEBESSÜM

Beterin beteri vardır!


Temel, maraton yarışına katılmış ve eve döndüğünde karısı:
“Yarışta 20’nci olmuşsun, yani sonuncu! Keşke hiç katılmasaydın. Konu komşuya mahcup olduk!”
Temel:
“Öyle deme karıcığım” demiş “Daha kötüsü olabilirdi!”
“Sonunculuktan kötüsü ne olabilir ki?”
“Ya o yarışa 20 değil de 40 kişi katılsaydı?”

GÜNÜN SÖZÜ


Karanlığın en çok arttığı an güneşin doğacağı zamandır!