CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2021 yılı bütçesinde çiftçi desteklerinin 2020 yılı ile aynı kalmasına tepki gösterdi.

"ÇİFTÇİNİN 211 MİLYAR TL ALACAĞI VAR"

Türkiye’nin 2021 yılı Gayri Safi Milli Hasılasının (GSMH) 5.6 trilyon olduğunu hatırlatan Sarıbal, Tarım Kanununu göre bugüne kadar çiftçiye verilmesi gereken 211 milyar TL’nin verilmediğini söyledi. Sarıbal şunları söyledi:

*5488 sayılı Tarım Kanunun 21. Maddesine göre çiftçiye verilecek destek GSMH’nin yüzde 1’den az olamaz. Yani en az yüzde 1 olması gerekir. Yasaya göre bu yıl çiftçiye verilmesi gereken doğrudan destek en az 56 milyar TL. Kanun böyle diyor.

*Bu kanunu kim yaptı AKP. Ne zaman çıkardı; 25 Nisan 2006 yılında. 2007 yılında hayata geçti. Bu rakamlar üzerinden değerlendirdiğimizde, 2007’den 2021’i de dahil ettiğimizde çiftçiye verilmesi gereken en az 376 milyar TL. 2021’i de dahil ettiğimizde çiftçiye verilen 165 milyar TL.

*Aradaki fark 211 milyar TL. Çiftçiye verilmesi gereken ama verilmeyen miktar 211 milyar TL. Çiftçiye verilen doğrudan destek miktarı 22 milyar TL olarak 2020 yılı ile aynı kaldı. Mazot ve gübre gibi çiftçinin en fazla kullandığı girdilere verilen destekler ise 2020 yılına göre 2021 yılında düşürüldü.

"ÇİFTÇİNİN MAZOT GİDERİ DOĞRUDAN DESTEK MİKTARI KADAR"

“Mazot desteğinde 2020 yılına göre 2021 yılında yüzde 6.1’lik bir düşüş var. 2020 yılında 2 milyar 901 milyon TL olan destek 2021 yılında 2 milyar 724 milyon TL’ye düşürülüyor. 35 milyon dönüm tarım arazisi üretimden çıkmıştı" diyen Sarıbal, "Bilmediğimiz çok yüksek oranda, tarımsal alanda bir düşüş mü var ki mazot desteği düşürülüyor? Çiftçinin en çok kullandığı tarımsal girdi mazottur. Çiftçi yılda yaklaşık 3 milyar litre mazot kullanır. Ortalama litresini 6.20 TL’den hesapladığınızda yılda 18-19 milyar TL para ödüyor" ifadelerini kullandı.

"ÇİFTÇİ CEBİNDEN 19 MİLYAR VERİYOR"

Hükümetin çiftçiye verdiği destek miktarı çiftçinin bir yılda kullandığı mazot miktarına denk geldiğini hatırlatan Sarıbal, "Çiftçi cebinden 19 milyar TL’ye yakın para veriyor, hükümet toplam 22 milyar TL destek veriyor" dedi.

"ÇİFTÇİ GÜBREYE DAHA FAZLA ÖDEYECEK"

Çiftçinin gübre desteğinde de yüzde 6.2’lik bir düşüş olduğunu belirten Sarıbal, 2020 yılında 840 milyon TL olan gübre desteğinin 2021 yılında 788 milyon TL’ye düşürüldüğünü çiftçinin gübreye daha fazla para ödemek zorunda kalacağını söyledi. Aynı şekilde hayvancılık desteğinin de 2020 bütçesine göre indirildiğini hatırlatan Sarıbal, “Hayvancılıktaki sorunlar bitti mi ki desteği çekiyorsunuz?” diye sordu.

"ÇİFTÇİNİN İŞİ DOLARLA"

Çiftçinin kullandığı mazot, gübre, ilaç, tohum gibi temel girdilerinin ithal edildiğini ve dövize bağlı olarak sürekli arttığını kaydeden Sarıbal, “Damadın dolarla işi olmayabilir ama çiftçinin bütün girdileri dolarla. Uygulanan destekleme modeli çiftçiyi çökertti ve tarımdan uzaklaştırdı. Hazırlanan bütçe üretimi teşvik etmek yerine ithalatı hedefliyor. AKP döneminde tarımsal ürün ithalatına 111 milyar dolar para verildi. 2020 yılının ilk 9 ayında ise 7 milyar dolarlık tarım ürünü ithalatı yapıldı" şeklinde konuştu.

"İTHALAT LOBİLERİN BÜTÇESİ"

“Çiftçinin resmi borcu 138 milyar TL. Mazot, gübre, tohum bayileri gibi diğer borçlarıyla birlikte 170 milyarı buluyor. Çiftçilerin bu sorununa tek bir çözüm yok bütçede” diyen Sarıbal, Bu bütçe çiftçinin, orman köylüsünün, mevsimlik tarım işçilerinin, işçinin, doğal afetten zarar gören üreticinin ve 83 milyon vatandaşın bütçesi değil. Peki, bu bütçe kimin” diyerek şunları söyledi:

“Bu bütçe ithalat lobilerinin bütçesi. Çünkü sınırsız ve sorumsuzca ithalat devam ediyor. Bu bütçe tarımsal girdileri sağlayan tohum, ilaç, gübre gibi çiftçinin ve tarımın temel girdilerini sağlayan büyük yabancı şirketlerin bütçesidir. Çiftçiyi, bu ülkede yaşayan 90 milyona yakın vatandaşımızı müşteri yapan şirketlerin bütçesi. Bu bütçe, 18 yılda 111 milyar dolar hammadde ithal ettiğimiz yabancı ülkelerin çiftçilerinin bütçesi. Rusya, Ukrayna, ABD, Kanada, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Şili, Uruguay, Arjantin, Brezilya ülkelerinin çiftçilerinin bütçesi. Bu bütçede çiftçi, köylü, tüketici, tarım bileşenleri yok. Bu bütçede gıda egemenliği ve gıda güvenliği yok. Dolayısıyla bu bütçe halkın bütçesi olamaz.

Bu bütçe ile AKP ülke tarımına ilişkin tavrını net olarak ortaya koymuş, ‘Ben bu ülkede tarımsal üretim yapılmasını istemiyorum. Ben ithalattan yanayım’ demektedir.”