Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından kırmızı listeye alınan, Anadolu´da nesli tükendiği düşünülen, en son 1912 yılında Kars’ta, 2013 yılında da Konya’nın Karapınar ilçesi yakınlarında rastlanılan yakalı toy kuşu, 20 Ekim günü Akçaabat’ta bitkin halde bulundu.

Yakalı toy kuşu, kedilere yem olmaktan kurtarılarak kuş gözlemcileri aracılığıyla Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Kazakistan’da üretilip sırtında takip cihazıyla doğaya salındığı tespit edilen göç yorgunu kuş, tedavi edildikten sonra 14 gün önce Gümüşhane’de yeniden doğaya salındı.

Bütün bu özveriye rağmen kuşun daha sonra Yozgat, Sorgun'da av tüfeği ile vurulmuş halde ölü olarak bulunması Türkiye'de yasa dışı avcılık meselesini tekrar gündeme taşıdı.

Nesli tükenme tehdidi ile karşı karşıya olan yakalı toy kuşu henüz hayattayken.


“Türkiye’de avcılığı tartışırken öncelikle doğal korumayı tartışmamız lazım” diyen ornitolog (kuş bilimci) Ergün Bacak, “Avcılık dünyanın pek çok ülkesinde bir gerçek. Ancak devletler yasal olarak çok ciddi sınırlar koyuyor. Türkiye’de maalesef bu anlamda birçok eksik söz konusu” diyor. Envanter çalışmalarında popülasyon sayımlarının yapıldığını ama net rakamlar ortaya çıkmadan av sayılarının belirlendiğini ifade eden Bacak, "Avcılık konusunda Türkiye’de maalesef doğaseverlerin sözü geçmiyor, avcıların sözü geçiyor" diyor.


Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu Avcılık Teknik Kurul Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan ise, avcılığın yasaklanmasının illegal avcılığı teşvik edeceğini söylüyor. "Önce koruma, sonra ekonomi" diyen Yazgan, mega yapıların, rüzgar enerji santrallerinin ve tarımda kullanılan pestisitlerin doğaya çok daha fazla zarar verdiğini söylüyor.

ALAGEYİK ÖRNEĞİ: ALMANYA BİZDEN İTHAL ETTİ

Alageyiğin anavatanın Türkiye olduğunu belirten Ergün Bacak, şu an Türkiye’de 400 civarında alageyik kaldığını söylüyor. Almanya, bu geyik türünü bizden almasına rağmen, her yıl milyonlarca euroluk av geliri elde ediyor. Ancak yine de alageyiğin sayısı yüzlerle ifade edilen sayılara düşmüyor. İki ülke arasında yaklaşım farkına dikkat çeken Bacak, şu ifadeleri kullanıyor: Hassasiyetler konusunda halk bilinçlendirilmiyor. Kimse hangi türü vurup hangi türü vurmaması gerektiğini bilmiyor. Evet avcılığa tamamen karşı olan insanlar var. Tabii ki bir cana kıymak doğru bir şey değil ama avcılığın bir gerçeklik durumu da var. Eğer yapılıyorsa çok bilinçli bir şekilde yapılması lazım. Örneğin yurt dışında çok büyük cezaları var yasak avcılığın.