Unutulurum diye üzülme sakın...

Şimdi daha çok aklımızdasın...



Bu kadar hain varken bu memlekette...

Her başımız derde düştüğünde...

Yeniden çerçevelerden indirip de...

Aramızdasın...



Her şeye rağmen...

Her şeye rağmen, koca çantasını kaptı mı, saçına renkli tokasını taktı mı, gözyaşını silecek mendilini aldı mı, bir dişi kaplan gibi kadınların var...

Babalar var; vatana kurulan büyük tuzağın, cumhuriyet yıkılırsa altında herkesin kalacağının, bıçağın kemiğe dayandığının bilincindeler...

Gençlerin var; kızlı erkekli el ele tutuştular mı, o özgürlük şarkısı dillerinde bir kez başladı mı!..

Bir sevda gibi...

Yüreğimizdesin...



Demokrasilerde ihanetler dahi halkın onayını ister...

Saf, bilinçsiz, eğitimsiz ya da küçük çıkarlara satılan kitleler ne yazık ki “din iman” diye diye ihanetleri onayladılar...

Ama vicdanların sessizliği belli bir yere kadar...

İşte bugün yer gök beyaz kırmızı...

Hiçbir zaman böylesi görülmemişti; caddeleri, bulvarları, yolları, apartmanları, balkonları dünyanın en güzel bayrağı ile donattılar...

Her şeye rağmen...



Üzülme sakın...

Alnımıza yazılmış cumhuriyetin bir tek harfi kalsa...

Kalan son bir tek bayrak varsa...

Dilimize o marş dolandığında...

Direniyor işte yer gök...

İsterse dünya yansın...



Bu günler zor ve acı günler...

Birbirimize bakarken gözlerimiz doluyor...

İyi haberler arıyoruz birbirimizin bakışlarından...

Sevinsek; sevdamızdan...

Ağlasak...

Yanaklarımızda iki damlasın...




29 Ekim 2015 tarihli yazısı.