Halkalı-Kapıkule demiryolu kapsamında 76 km’lik Halkalı-Çerkezköy hızlı tren hattı için EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası) TCDD’ye 100 milyon euro kredi vereceğini duyurdu.

Trakya halkının zaten tepkili olduğu ve tarımsal alanları toza, çimentoya boğan projenin parçası olan bu hat; yeşile daha büyük faturalar ödetecek. Yetmedi, insanları işinden ve evinden edecek. Yerlerinden sürecek. Kuşların yaşam alanlarına zarar verecek.

Bu acımasız fatura, bu kelimelerle olmasa bile şimdiden kayıtlara girdi. Önce projeyle ilgili bilgi:

UFUKTA YENİ BİR KÖİ Mİ?

EBRD’nin 3 Temmuz’da açıkladığı kredi, toplam yatırım tutarının bir kısmı. Toplam yatırım 663.5 milyon euro olarak belirlenmiş. Kalan 563.5 milyon euro finansmanın nasıl sağlanacağı net değil. Yine bir Kamu Özel İşbirliği projesi ufukta görünüyor...

Proje, Halkalı-Kapıkule arasındaki yüksek hızlı demiryolunun Bulgaristan sınırına yakın ikinci aşaması. Mevcut altyapı değiştirilecek.

Yeni hızlı tren yoluyla, Türkiye-AB arasında güvenli, sürdürülebilir, düşük karbonlu ve uygun yolcu ve yük demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi hedefleniyormuş.

Peki ne pahasına?

Bu sorunun cevapları, ne ironiktir ki yine EBRD sayfasında verilmiş.

Önemli çevresel ve sosyal etkilere yol açacak oluşu nedeniyle proje EBRD’nin A kategorisine alınmış. Anlamı şu: Çevresel ve Sosyal Etki değerlendirmesi için uluslararası ve ulusal danışmanlar, projenin yol açacağı hasar ve kayıplar ile neler yapılması gerektiğine dair bir “paket” hazırlayacak. (Not: Danışmanlıklar için milyonlar ödenecek) Bu “paket” , EBRD yönetimince Türkçe -İngilizce olarak açıklanacak.

DOĞA NASIL TALAN EDİLECEK

EBRD sitesine göre demiryolu inşaatının vereceği zarardan başlıklar:

- Demiryolu, hem özel hem de devlet arazilerini etkileyecek.

- Hat esas olarak tarım alanlarını, ikincil olarak orman habitatını geçecek. Kapsama alanı içinde üç önemli kuş alanı yer alıyor.

- Biyoçeşitlilik duyarlılığı, habitatı değerlendirmek, gürültü, toz, tehlikeli kimyasalların etkisini azaltma için çalışma yapılacak.

- İnşaat sırasında toz, zararlı kimyasal kullanımı, bunların depolama, atık üretimi, işletme aşamasında da gürültü ve titreşim etkileri meydana gelecek.

- Kültürel miras, iş güvenliği, doğal afet yönetimi önlemleri geliştirilecek.

- TCDD’nin hazırladığı tasarıma bakılırsa, demiryolu inşası ve işletilmesi arazi mülkiyetini etkileyecek. İnsanlar yerlerinden olacak. Başka yere taşınmaları istenecek.

- Potansiyel sosyo-ekonomik etkiler ve potansiyel geçim kayıpları saptanacak. Etkileri azaltmak için tazminat önlemleri geliştirilecek.

- Covid-19 bulaşmasına ilişkin riskleri azaltmak için Dünya Sağlık Örgütü rehberliğinde ek önlemler uygulanacak.

DEĞECEK Mİ?

76 km demiryolu için büyük bir çevre katliamı yaşanacağı bugünden ortada. Sağlanan kredi, yapılacak inşaat ve hafriyat konusunda fikir veriyor.

Hattın geçtiği ormanların tahrip edilmesi, İstanbul’a sağlanan suyun da zarar görmesi demek. Halkalı-Çerkezköy demiryolu ormanın, suyun, tarımsal arazilerin bitmesine değecek mi?

Yoksa ülkeyi yönetenler, bu proje için birilerine çoktan söz verdiler de onlar için değecek mi?


Alexion kimlere rüşvet verdi?


Türkiye’yi yönetenler arasında kimse cevap vermese, açıklama yapması gerekenler ölü taklidi yapsa, “nasılsa medya bizim, bir avuç insan iki gün konuşur konuşur sonra unutur” diye düşünse (ve bu düşüncesinde pek haksız olmasa bile) başlıktaki soru, kayıtlarda yerini almalı.

ABD’de hisseleri borsada işlem gören Alexion ilaç şirketi Türkiye’de kimlere rüşvet dağıttı?

Geçen yazımda kısaca değindim. Bugün ayrıntılı bilgiler paylaşacağım.

★★★

Bir hafta önce… ABD merkezli ilaç firması Alexion Pharmaceuticals Inc., Soliris adlı ilacın Rusya ve Türkiye’de daha çok satılabilmesini sağlamak için 1.3 milyon dolar rüşvet dağıtmaktan suçlu bulundu. SEC hukukçuları ve müfettişlerinin belgeleriyle ortaya çıkardığı  bu suçlama dolayısıyla, şirket tam 21 milyon dolar ceza ödemeyi kabul etti (21 milyon dolar yaklaşık 145 milyon TL). Alexeon’un ihlal ettiği yasanın adı Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları. ABD’li bir şirketin farklı ülkelerde kalkıştığı yolsuzlukları yaptırıma bağlayan yasa.Türkiye, bu dosyada yolsuzluğun yapıldığı  “yabancı” ülkelerden biri oluyor.

★★★

Rüşvet dosyası -İngilizce kısa adı SEC olan-  ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun 2 Temmuz’daki basın açıklamasıyla ortaya çıktı.

SEC, basın açıklamasıyla birlikte, Alexion’un rüşvet dağıttığına dair soruşturma dosyası özetini, bulguları ve somut bilgileri içeren bir dosyayı internet sitesine koydu.

SEC’in resmi sitesinden dileyen herkesin ulaşabileceği (https://www.sec.gov/news/press-release/2020-149 ) 9 sayfalık rapora göre Alexion şirketinin Türkiye ile Rusya’daki rüşvet serüveninin başlıkları şöyle:

Alexion’un Türkiye ile ilgili rüşvet dosyası 2010-2015 yıllarını kapsıyor. Alexion Türkiye şirketinin, yetkilileri “etkilemek” için yaptığı ödemeler, Soliris adlı ilacın yazılacağı reçetelerin onaylanması, tedavi protokolleriyle ilgili.

Alexion Türkiye ile Alexion Rusya şirketleri bu “uygunsuz ödemeler” için sahte defter ve kayıtlar tuttu. SEC raporunda, şirketin iç muhasebe düzeninin bu sahte kayıtları tespit etmek ve denetlemek için yetersiz kaldığı da vurgulandı.

Bu vurguyu SEC Uygulama Dairesi Başkan Yardımcısı Melissa Hodgman, şöyle dile getirdi: “Alexion’un iç muhasebe kontrolleri, bağlı ortaklıkları tarafından yabancı hükümet yetkililerine yapılan ödemeleri tespit edemedi ve önleyemedi. Yabancı yetkililerle sık temas halinde olan şirketler, iç kontrol sistemlerini bu tür riskler için uygun hale getirmek zorundadır.

“ÖDEME YAPMALISINIZ” DİYEN YETKİLİ?


Raporda yer alan bir ifade aslında rüşvetin belgesi. 12 ve 13 numaralı paragraflardaki bölüm özetle şöyle:

Türk yasalarına göre, hastaların tedavisine başlanabilmesi, reçetenin ödenebilmesi için Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın onayı gerekir, Tedavinin devam için onaylar tekrarlanır.

Alexion başlangıçta Soliris için onayları almakta zorlandı. Ocak 2010’da üst düzey bir Sağlık Bakanlığı yetkilisi, Alexion Türkiye bölge yöneticisine, daha fazla hasta onayı alabilmek için şirketin Türkiye’nin hükümet yetkililerine ödeme yapması gerekebileceğini söyledi.

Daha sonra Alexion Türkiye hasta onay sürecinde yardımcı olması için bir danışman kiraladı. Danışman, Sağlık Bakanlığı’nın üst düzey yetkilileriyle olan bağlantıları nedeniyle işe alındı.

Raporda başka bilgiler de var. Yerim bitti ama başlıktaki soruyu tekrar edeyim:

Alexion Türkiye’de kimlere rüşvet dağıttı?