CHP lideri Kemal Kılıçdar-oğlu’nun T24 ziyareti sonrasında CHP tabanında yaşanan “liberaller” tartışmasını dün aktarmıştım. Partide bir grup, liberallerin AK Parti’yi iktidarda tutan ve güçlendiren grup olduğunu söyleyerek Kılıçdaroğlu’nu eleştirmişti. Ben de bu eleştirileri dünkü köşemde aktarmıştım. Bu konuyu telefonla görüştüğüm Kemal Kılıçdaroğlu’na sordum.

Şu yanıtı verdi:

“Bizim tercih yapmamız gerek. Demokrasiden yana mı olacağız, otoriter rejimden mi? Ülkede bütün bu olumsuzluklar yaşanırken eski tartışmaları gündeme getirmek anlamlı değil. Bu nedenle bizim asıl gündemimiz geçmişte kimin ne hata yaptığı değil. CHP olarak bizim de hatalarımız olmuş. Bizim esas meselemiz şu anda demokrasiden, yargının bağımsızlığından, basının özgürlüğünden, demokrasiden yana olanların aynı tarafta olmasıdır.

Kavgaymış, intikammış, ‘geçmişte bize destek vermedi, iktidarı destekledi’ymiş...

Bu tür ayrışmaların tümü Erdoğan’ın işine gelir.

Bizim acil sorunumuz demokrasidir. Herkes özgürce yaşasın istiyoruz. Bu doğrultuda hareket ediyoruz.”

BİZİ DİNLESE BU AÇMAZLARA GİRMEZDİ

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dış politikadaki konumunu da değerlendirdi. Türkiye’nin dış politikada Mısır, İsrail ve Ortadoğu konusunda yaptığı yanlışlar nedeniyle çok kayıplar verdiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu kayıpların başında da Doğu Akdeniz’deki haklarımız geliyor. Libya ile deniz anlaşması önemli, bu nedenle destekledik. Ancak Doğu Akdeniz’de durum ortada. ‘Gemileri gönderdik’ diyorlar. Gönderdiniz de ne oldu? Durum değişti mi? Ne elde ettin?” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun gündeminde Berlin’de yapılan Libya toplantısı da vardı. Erdoğan’ın Sisi ile aynı karede olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Berlin’e gitti, Sisi ile yan yana geldi. Daha önce de Esad yönetimi ile Moskova’da görüşmüştüler. Dış politikada bir aktör olarak değil, Amerika, Rusya gibi emperyal güçlerin yönlendirmesi ile hareket ediyorlar. Bizim uyarılarımızı dinleseydi, bu açmazlara girmezdi.

Bakın Berlin’deki Libya toplantısından sonra bazı ülkelerin liderleri dar bir Libya toplantısı daha yaptı. Orada BM’nin AB’nin asker göndermesi konuşuldu. Biz bunu söylediğimizde tepki gösteriyorlardı. Gelinen nokta bu. Türkiye, Mısır, İsrail ve Suriye ile görüşmeli, dış politikada aktör olarak ortaya çıkmalıdır.”

DIŞARIDAN BÜYÜKELÇİ ATAMALARA TEPKİ

Son dönemde Dışişleri Bakanlığı’nın devre dışı kaldığına da işaret eden Kılıçdaroğlu, kariyer dışından isimlerin büyükelçi atanmasına da sert tepki gösterdi. CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü:

“Erdoğan bu bakanlığın önemini hiçbir zaman anlamadı. Yılların birikimine sahip büyükelçileri monşerler diyerek küçük gördü.

Ağrıma giden en temel nokta şu: Türkiye’yi dışarıda saygın diplomatlarımızın temsil etmesi gerekirken, ayakkabı kutusunda rüşvet aldığı söylenen, rüşvetle suçlanan isimler önemli başkentlerde büyükelçi yapıldı. Bu tarihe ihanettir. Rüşvetle suçlanan insanların büyükelçi atandığı ülkede Türkiye saygı görür mü? Büyükelçi olmak sıradan bir iş değildir. Liyakat diyoruz, işi ehline verin diyoruz, onlar ehli yerine rüşvetçilere veriyor.”