Türkiye ile Yunanistan arasında tırmanan askeri ve siyasi bir kriz yine yatıştı. İki ülke arasında “diyalog havası” bir kez daha başladı. “İstikşafi Görüşmeler”in 61’incisi yakında İstanbul’da yapılacak. Malum, o kadar çok sorun var ki keşfet keşfet bitmiyor. Heyetler o sorunları keşfetmeye devam edecekler.

Bugün size, yıllardır ne zaman Türkiye ile Yunanistan arasında bir diyalog başlasa eş zamanlı başlayan bir tartışmayı anlatacağım: “Ege Ordusu lağvedilsin.”

★★★

Önce biraz arşiv bilgisi:

Türkiye, 20 Temmuz 1974 sabahı Kıbrıs Barış Harekatı’nı yapmak zorunda kaldığında Yunanistan’ın ilk tepkisi NATO’nun askeri kanadından çekilmek olmuştu. Harekattan sonra NATO’da kıyamet kopmuştu. ABD ve Avrupalı müttefiklerimiz çıldırmıştı. Türkiye’ye ambargoların biri birini izledi.

Baskı ve ambargolardan en çok etkilenen TSK’nın yerli savaş imkanlarını artırmak için düşünülen TSK’yı Güçlendirme Vakfı ile Ege Ordusu böyle bir konjonktürde kuruldu. Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Türkiye’nin burnunun dibindeki Yunan adalarında artan hareketlilik ve silahlanmaya karşı Ege kıyılarında ve Batı Anadolu’da yerleşen Ege Ordusu’nun en önemli özelliği NATO’dan bağımsız olmasıydı. Biraz o günlerin gazete arşivlerine göz attım:





Ege Ordusu’nun 20 Temmuz 1975 günü, yani Kıbrıs Barış Harekatı’nın birinci yıl dönümünde kurulduğunu fark ettiniz mi?

Törende dönemin Savunma Bakanı Ferit Melen ve Kuvvet Komutanlarının yanı sıra Kıbrıs Türklerinin lideri Rauf Denktaş’ın da ön saflarda olması dikkatinizden kaçmamıştır.

Tören haberlerinden de anlaşılacağı üzere Ege Ordusu’nun ilk komutanı 12 Eylül 1980’de darbe yapan Kenan Evren değil, Turgut Sunalp idi.

Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Eşref Akıncı, aynı gün Trakya’daki birlikleri denetleyerek Yunanistan’a karşı gövde gösterisi yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar adına Sunalp’e “emir ve komuta yetkisini” teslim edip, yakasına
Ege Ordusu’nun amblemini takıyordu.

Sancar, törende okunmak üzere şu mesajı göndermişti: “Adını Ege’den alan yeni kara ordumuzun yurt savunmamıza değerli bir katkısı olacaktır. Silahlı Kuvvetlerimizin güçlenmesi, dostlarımıza ve müttefiklerimize güven, düşmanlarımıza endişe kaynağı olacağı şüphesizdir.”

Bakan Melen, “Güvenliği tehlikede olan bir ülkede kalkınma olmaz. Bu durumda olan memleketler, yabancıların yardım ve desteğine başvurmak zorunluluğu duyabilirler” sözleriyle “bağımsızlık” vurgusu yapmıştı.

Org. Akıncı ise açılış töreninin 20 Temmuz’da yapılıyor olmasının önemine dikkat çekmişti.

★★★

Yıllar yılları izledi, Türkiye’de askeri bir darbe oldu. NATO ve Avrupa ile ilişkiler sıkıntıya girdi. Yunanistan NATO’nun askeri kanadına geri döndü. O tarihten sonra iki müttefik arasında en çok konuşulan konu Ege Ordusu’nun lağvedilmesi oldu.

Mart 1988’de Turgut Özal, Brüksel ziyaretinde Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreo’yla görüştü. Özal’ı takip eden Türk gazeteciler Türkiye’nin Yunanistan’ın Ege Ordusu’nun lağvedilmesi isteğine yeşil ışık yakabileceğini yazıyordu. Haliyle Ankara’da kıyamet koptu.



Türkiye’nin efsane olmuş Dışişleri Bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil “ne karşılığında” sorusuyla Özal’ı zor durumda bırakmıştı. Emekli generaller Turgut Sunalp ve Muhsin Batur da şiddetle karşı çıkıyordu. Tepkiler yüzünden ilerleme kaydedilemedi. Ancak konu gündemden düşmedi. 1999’dan sonra normalleşmeye başlayan
Türk-Yunan diyaloğunda da ön planda bu konu vardı, AK Parti
Avrupa Birliği ile ilişkileri ilerlettiğinde de...

AB ile ilişkilerin geliştiği dönemde “Askerin siyaset üzerindeki etkisi kırılmalı” çağrısıyla birlikte Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davaları başlamıştı. Çok ilginçtir, bu davalarda hedef olan subayların önemli bir kısmının yolu Ege Ordusu’ndan geçmişti. 2010 referandumundan sonra “sivilleşme” adı altında düğmeye basıldı. Kumpas davaları genişletildi. 2010’da asker kökenli bir milletvekili, 2011’de şimdilerde Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Kurulu ile Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi olan Cemil Ertem, “Ege Ordusu kapatılsın” diyordu. Ertem, “Bitişler Başlangıçlar” isimli kitabında Ege Ordusu’nu açıkça darbeci subayların yuvası gibi gösteriyordu.

Bu çıkışları AK Partili Hüseyin Çelik’in Aralık 2011’de kamuoyuna açıkladığı “Asker-sivil ilişkilerinde yeni hedefler” izledi. Listede Ege Ordusu’nun lağvedilmesi de vardı. Çelik’in açıkladığı hedeflerin birçoğu gerçekleşti ama Ege Ordusu kaldı ve tartışma devam etti.

2014 yılına gelindiğinde “proaktif dış politika” çerçevesinde Yunanistan’la da “Ortak Bakanlar Kurulu” toplantıları yapılırken bir kez daha Ege Ordusu’nun kaldırılması gündeme geldi. Konu o kadar çok konuşuluyordu ki o zaman CHP Milletvekili olan Umut Oran, hükümete “Ege Ordusu’nun kapatılacağı doğru mudur?” sorusunu yöneltmek zorunda kalmıştı.

Evet, istikşafi görüşmelerin 61’incisi öncesinde konu bir kez daha gündemde. Bakalım ne kadar tartışılacak?