Türkiye’de Koronavirüsle mücadele konusunda belediyeler önemli görevler üstleniyor.

31 Mart 2019 tarihinde yapılar yerel yönetim seçimlerinde Türkiye’nin en büyük Büyükşehir Belediyelerini CHP’li adaylar kazanmıştı.

Şimdi doğal olarak Koronovirüs ile mücadele konusunda CHP’li belediyelere çok önemli bir görev bindi.

Bu CHP’li belediyeler adına hem çok önemli bir yük ama aynı zamanda çok kutsal da bir mücadele…

Bu mücadelede CHP’li belediyelerin gösterecekleri performans ve başarı hem gelecekte onların kaderleri hakkında tayin edici olacaktır, hem de saygıyla ya da olumsuz biçimde anılmalarına neden olacak…

Ben bu süreçte bizzat CHP’li Büyükşehir Belediyeleri’nin sahadaki çalışmalarını bizzat gidip inceledim….

Adana ve Mersin’de Büyükşehir Belediye Başkanlarıyla görüştüm, neler yaptıklarını, bu yaptıklarının sahaya vatandaşa nasıl uygulandığını ve nasıl sonuç verdiğini izledim…

Adana’da Zeydan Karalar, 4.5 milyar TL borçla Büyükşehir Belediyesi makamına oturmuştu ve oturur oturmaz aradan geçen bir yılda hem borçlar hem de meclisteki muhalefet üyelerinin sayısal çokluğu nedeniyle neredeyse nefes alamaz durumda kalmıştı desek yanlış olmaz…

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar (FOTO: SÖZCÜ)


Sürdürdüğü akılcı politikalarla belediye giderlerini bir yandan kısarak tasarruf etmeye çalışan Başkan Karalar, bir yıl içinde nihayet bütçesi denk hale getirmeye yani geliriyle giderini eşitlemeyi başarmıştı…

Yanlış anlaşılmasın, bu belediyenin borçtan kurtulduğu ya da artıya geçtiğini göstermiyor. Fakat, ayda 60 milyon TL açık veren belediye gelir ve gider tablosunun denklenmesi adına önemli bir göstergeydi.

Aynı şekilde Mersin’de Vahap Seçer de 2 milyar TL’nin üzerindeki borçla aldığı belediyede, hizmet üretmek için kılı kırk yarıyor, mucizeler üretmeye çalışıyordu.

Her iki Başkan da sınırlı olanaklarına rağmen hizmet üretmeye çalışıyorlardı…

Bir yandan da sert muhalefeti göğüslemeye çalışıyorlardı...

Koronavirüs başkanların bütün planlarını bozdu….

Bozduğu gibi artı yük de bindirdi…

Ben Adana ve Mersin’de belediyelerin çalışmalarını bizzat yakından inceledim…

Her iki başkan da diyebilirim ki tüm semaisini artık salgınla mücadeleye ayırmışlar.

Yapılan tüm yardım kalemlerini burada saymam mümkün değil, bazıla örnekleri vereyim:

Adana’da  Büyükşehir 10 bin dar gelirli vatandaşa 400 TL yardımda bulunuyor.

Yardımda bulunulacaklar kimler?

Zeydan Başkan’ın deyimiyle; kebapçı, berber, tamirci kalfasından, inşaat ve tarım işçisine kadar gün bulup gün yiyen, yani evine ekmeğini ancak gündelik kazancıyla götürebilen insanlar…

İş yerleri kapalı, işleri olmadığından şimdi evlerine ekmek götüremiyorlar, hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar…

400 lirayı belki önemli bir para olarak görmeyebilirsiniz ama şu dar zamanda bu insanlar için o kadar önemli ki…

Ve belediyenin bütçesi de ancak buna yetiyor tabii…

Bunu Halk Otobüslerine günde 15 litre, dolmuşlara günde 10 litre verilen mazot desteğinden ihtiyacı
olan herkese ulaştırılmaya çalışılan ki bu da yüzbinlerce koli eden gıda yardım paketlerine kadar…

Mersin’de de aynı keza…

Vahap Seçer Başkan, 150 bin gıda kolisi dağıtımında…

Ayrıca vatandaşa sağlanan ücretsiz bir alışveriş sistemi olan Halkkart’lar için de 10 binin üzerinde vatandaş için para yüklemesi yapıldı. Her gün 4 bin eve sıcak yemek götürülüyor.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer (FOTO: SÖZCÜ)


Adana ‘da da Mersin’de de her iki belediyenin binlerce ton dezenfektan, yüz binlerce adet maske üretimi ve teminini, sahra hastanesi, sağlık çalışanları için lojman kurmaları gibi faaliyetleri saymıyorum bile…

Bütün bunlar düşünüldüğünde borç içindeki bu belediyelerin yeni kaynaklara ihtiyaçları vardı…

Fakat ne oldu?

Kampanyaların önüne engel konuldu…

Gerçi her ne kadar belediyeler, yasaların kendilerine verdiği yetki ile bağış ve ayni yardım alabilmelerinin önünde engel olmadığını belirtiyorlarsa da bu durum hayır yapmak, bağış yapmak isteyenler için
frenleyici bir karar oldu.

Bu çok yanlıştı…

Hükümetin derhal özellikle de Büyükşehir Belediyelerine bu konuda büyük destek olmaları gerek…

Sonuçta bu salgınla mücadele kazanıldığı zaman bundan en büyük payeyi hükümet çıkartacaktır…

Böyle bir durumda haklı olarak, bunu gurur ve propaganda malzemesi yapacaktır…

Bu başarıyı sağlamanın birinci yolu da belediyelerin imkanlarını artırmaktan geçer…

Belediyeler kentlerde halkla en yakın kurumlar olduğu için vatandaşlara yardımı en kolay bir şekilde onlar ulaştırabilirler.

Mahallelerde halk önce muhtara gider, muhtarla yapamazsa meclis üyesi arar, o da olmazsa
belediyeden bir yetkili, nihayetinde de başkanı bulur ve yakasına yapışır…

Çünkü belediye başkanı halktan kaçamaz….

Başkanlar büyük bir ekseriyetle hangi mahallede kimin ne sorunu var kesin olarak tespit edebilir.

Yerel yönetimin yanılma payı hükümetten daha azdır…

Bu nedenle hükümet derhal ve ivedi olarak Büyükşehirlere yardımı artırmalı…

Çünkü bu işin siyasi malzeme yapılacak bir tarafı kalmamıştır….

Yangın dört bir yanı sarmıştır…

Bu yangın herkesi yakar!...