Önce şunu söylemeliyim:

“Ulusça başımız sağ olsun”

Rusya’nın ipiyle kuyuya inilmeyeceğini bir kez daha acı bir şekilde öğrendik!

Aslında yalnız Rusya’nın değil, hiçbir süper gücün ipiyle kuyuya inilmez...

“Dost” derler “müttefik” derler, sonra da çıkarlarına dokunulduğu vakit böyle kalleş ve alçak bir şekilde vururlar!

İdlib’de yapılan hain bir hava saldırısıyla 33 askerimizin şehit edilmesi bütün Türkiye’nin yüreğini yaktı...

Tüm ulus olarak (83 milyon kişi) yaralıyız şimdi!

Rusya saygısız, küstahça bir açıklama yaparak “Türk askerlerinin orada olmaması gerekirdi” dedi. Tam bir terbiyesiz ve ahlâksız bir ifade bu!

Çirkin Rus zihniyeti böyle işte!

Rus’tan belki post olur ama asla dost olmaz!

★★★

Durum vahim ve ürperticidir.

“En yüce makam olan şehitlik mertebesine ulaştılar”, “Kanları yerde kalmadı, misliyle karşılık verdik” gibi teselli edici sözler yüreklerimizdeki acıyı azaltmıyor.

CHP lideri Kılıçdaroğlu “Senin Suriye ordusu ile ne ilişkin var? Bizim askerlerimiz neden şehit olsun?” diye sormakta haksız mıdır?

Kılıçdaroğlu, SÖZCÜ yazarı Saygı Öztürk’ün KRT’deki programında çok kişinin kafasına takılan soruları şöyle dile getirdi:

“Orada (Suriye’de) görev yapan çocuklar, yoksulların çocukları değil mi?

Milletvekilinin, sırtı kalın insanların çocuklarını duydunuz mu? ‘Şehitler tepesi boş kalmayacak’ diyor. Gönder o zaman çocuklarını... Seni kefenle karşılayanlar bedelli askerlik yaptı, onları gönder oraya. Hava desteği olmadan o bölgede nasıl savaşacaksın?”

★★★

Milletçe acımız büyüktür ve yüreklerimiz kızgın demirle dağlanmış gibidir.

Milli Savunma Bakanlığı’nın ve Hatay Valiliği’nin yaptığı açıklamaların doğru olduğunu kabul ediyoruz ama bu açıklamalar kaybettiğimiz evlâtlarımızın acısını dindirmiyor.

10 Şubat’tan bu yana 19 gün içinde 1709 rejim unsuru (Esad’a bağlı Suriye askerleri v.s.) öldürülmüş... 55 tank, 3 helikopter, 18 zırhlı araç ve 29 obüs imha edilmiş...

İyi de... Bütün Suriye yok edilse ne olur ki? Giden kahramanlarımız geri gelir mi?

Girdiğimiz Suriye bataklığında süper güç Amerika’ya da güvenmeyelim. ABD de sinsi ve kalleş Rusya’dan pek farklı değildir!

Güveneceksek sadece kendimize güvenelim! Bize, bizden başka dost yoktur!

Şimdi sen düşün Avrupa


Göç dalgası başladı...

Suriye, Irak, Afganistan vesaire...

Tüm mültecilere Avrupa kapılarını açtık.

Aslında geç bile kaldık.

Avrupa’nın jandarması mıyız biz?

Onlar rahat ve huzur içinde yaşayacak, üzerimize yıkılan 5 milyonu aşkın sığınmacıyı sırtımızda taşıyarak Avrupa’nın bekçiliğini yapacağız, öyle mi?

“Önce can, sonra canan” demişler... Biz evvela kendi insanlarımızı düşünmeliyiz...

Ülkemizde 20 milyona yakın vatandaşımız açlık sınırında yaşıyor. Onlara iş ve aş bulmakta güçlük çekiyoruz. Bu durumda rızkımızı milyonlarca sığınmacıyla paylaşmaya nasıl devam edebiliriz?

★★★

Dünya ülkeleri hissiz, Avrupa kurnaz ve çıkarcı... Sırtımızı sıvazlayarak bize kakaladıkları milyonlarca sığınmacı bundan sonra biraz da onların başını ağrıtacak.

Şimdi mülteciler denizden ve karadan Avrupa’ya doğru harekete geçtiler... İlk hedef Yunanistan, sonra Avrupa ülkeleri...

Yunanistan panik halinde... Gelen sığınmacıları kabul etmeyeceği anlaşılıyor. Bu durumda adalarda ve Trakya sınırında büyük dramlar yaşanabilir.

Bakalım Avrupa ülkeleri sığınmacılara nasıl davranacak? İnsanca mı, yoksa gaddarca mı?

Batı ülkelerinin ne kadar medeni oldukları şimdi anlaşılacak!

GÜNÜN SÖZÜ


Düşman gül atmaz! Düşman düşmana rahmet okumaz!