Korona salgınında Avrupa birincisiyiz.

Bu başarı (!) Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya aittir!

“Başarı” diyerek ironi yapıyorum tabii ki... Salgının gemi azıya almasındaki en büyük sorumlulardan birinin Sağlık Bakanı olduğu kesindir!

Çünkü, aylarca düşük rakamlar açıklayarak halkı kandırmıştır!

Sağlık Bakanı şimdi “Salgında alınan son önlemlerin bir işe yaramaması halinde daha sert, daha katı önlemlerin alınacağını” söylüyor.

Peki, nedir bu yeni önlemler?

Salgın hızının frenlenebilmesi için “14 gün süreli tam kapanma” düşünülüyor.

Muhtemelen aralık ayının ikinci haftasında 82 milyon yurttaşın tamamına sokağa çıkma kısıtlaması gelecek!

Çünkü görüldü ki, sadece 65 yaş üstü vatandaşları eve kapatmakla işler yürümüyor, virüsün yayılması önlenemiyor!

Türkiye’de salgının Avrupa’nın zirvesine çıkmasının sorumlusu olan Sağlık Bakanı, kafasını 65 yaş üstüne takmıştı. Dünyada, hiçbir ülkede böyle bir uygulama yoktur.

★★★

Bakan ve Bilim Kurulu, 65 yaş üstüne getirdikleri yasaklarla salgının önlenebileceğini nasıl düşündüler, anlamak zor!

Bu arada Sağlık Bakanı en büyük gafı salgının birinci ayında yaparak:

“Salgında ölenler yaşlılardır!” dedi.

Bu açıklama genç nüfusa cesaret verdi. “Nasıl olsa bize ölüm yok” diye düşünen genç kuşak önlemlere boş verdi ve durum 8 ay sonra bu hale geldi!

Bakan Koca Bey “İktidar salgını iyi yönetiyor algısı” yaratmak için vaka sayılarını da gizledi ama bu yanlışlık bumerang gibi geri dönüp kendisini vurdu!

Şimdi 82 milyonu eve kapatmaya hazırlanıyorlar.

Yapılan hataların bedelini kim ödeyecek?

Tabii ki, her olayda olduğu gibi fatura yine vatandaşa çıkacak!

Güzelim ülkemize yazık ettiler!

Bu sistem iflas etmiştir!


Gelecek Partisi lideri, Ahmet Davutoğlu koronaya yakalanmış... Dilerim en kısa zamanda iyileşir.

Bu hain virüsün şakası yok! Ünlü-ünsüz, zengin-fakir demeden herkese bulaşıyor!

Evinde karantina altında olan Davutoğlu “Çok şükür genel durumum iyi. Lütfen herkes önlemlere dikkat etsin!” diyor.

Ülkemizde, Davutoğlu gibi evinde karantinaya alınan on binlerce pozitif vakalı kişi var. Bunların dışarı çıkmaları kesinlikle yasak!

Peki, bunlar ne yiyor, ne içiyor? Günlük alışverişleri kim yapıyor? Sağlık Bakanlığı yardım ediyor mu?

Yeniçağ yazarı Arslan Bulut bir arkadaşının durumunu anlatarak hazin bir örnek verdi. Okuyalım:

“Gazeteci Kenan Aydoğdu ve eşi Emine Hanım koronavirüse yakalandılar. Aydoğdu ‘Geçmiş olsun’ mesajıma şöyle cevap verdi:

‘Çok sağol dostum... İlk gün, 1 kutu hap verdiler. 10 gün boyunca kimse eve uğramadı. Sadece mahallemizin imamı Muharrem Hoca bir kez telefonla arayıp ‘Covid Takip Merkezi adına arıyorum. Şayet bir sorun yaşarsanız 112’yi arayın’ dedi.

14 gün bir aileyi eve hapsediyorsunuz ama ‘Bunlar ne yer, ne içer, temizlik maddesine ihtiyaçları olur mu?’ diye soran yok! Kendin almaya kalkarsan 3150 lira cezası var! Bu sistem iflas etmiştir!”

TEBESSÜM

Demokrasi var!


Adamın birini “deli” diye akıl hastanesine tıkmışlar. Doktor bakmış adam sağlam...

Başka doktorlar da bakmış, sonuç aynı...

“Yahu sen deli değilsin... Neden tıktılar seni buraya?” demişler, adam cevap vermiş:

“Efendim, ben bulunduğum kentte herkese deli diyorum da onun için...”

“Peki, onlar sana ne diyor...”

“Onlar da bana deli diyor.”

“Ee peki, sonra ne oldu?”

“Ne olacak, demokrasi varmış, onlar kazandı!”

GÜNÜN SÖZÜ


Çok uzun yıllar geçse bile ideallerini yitirmeyen insanlar asla yaşlanmaz!