Her zaman sorduğumuz bir soru vardır.

Adam nedir? Nasıl adam olunur?

Herkesin ayrı bir cevabı olabilir...

Her insan bir dünyadır. Okumasını bilen için her adam bir kitaptır.

Adam olmak, insan olmak demektir. Ne yazık ki günümüzde bazı insanlar hâlâ adam olamamıştır.

Dünyadaki en büyük, en soylu yarış, adam olmak yarışıdır.

Tüm dünya ülkeleri, tüm insanlar kardeşimiz ve iyilik yapmak da ilkemiz olmalıdır. Oysa çoğu zaman adam ol­mak yerine “insan insanın şeytanı” oluyor!

Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlık kürsüsünden gerici bir milletvekiline söylediği şu söz çok ünlüdür: “Laiklik adam olmak demektir hocam, adam olamaktır!”

★★★

“Adam gibi adam ol­mak” sözü ne demektir?

Vatansever olarak bizler bu sözden ne anlıyoruz?

“Çoban Ateşi Ha­rerkâtı”nın öncüsü olan eski Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu bu sorulara nasıl cevap veriyor? Okuyalım:

★★★

- Adam olmak laik­liktir. Laiklik, kul-tebaa olmaktan çıkıp özgür bireyler olmaktır.

- Laiklik, devletin her inanca eşit mesafede durması demektir.

- Laiklik, seccadeye dadanmış şeytanlar olan yobazların, dinimizi siya­set-ticaret aracı olarak kullanmalarına engel olmak demektir.

- Laiklik, çocuklarımızı çağdaş ve medeni dün­yanın bilgili, başı dik, soruşturan, araştıran bi­reyleri olarak eğitmektir.

- Adam gibi adam olmak, bir sanattır.

- Sözde kolay gibi gö­rülebilir fakat çok zordur. Meşakkatli bir süreçtir.

- Adam olmak, erdem sahibi olmaktır. İlkeli, prensipli, disiplinli, omur­galı bir yaşam sürmektir.

- Yılmamak, vazgeç­memek, umudunu yitir­memek, onurlu ve kül­türlü olmaktır.

- Adam gibi adam, dü­şünür, sorgular, tartışır, okur, çalışır, biat etmez, adil olur.

- Adam gibi adam, dürüsttür, özü sözü birdir, namusludur, kul hakkı yemez, harama el uzatmaz, kadın-erkek eşitliğine inanır, kadınına âşıktır, ve merhametlidir.

- Adam gibi Adam, inandığı fikrini saklamaz, yalan söylemez, ikiyüz­lülük (takiyye) yapmaz, kendi öz fikrini savun­maktan geri durmaz...

★★★

Rudyard Kipling adlı İngiliz şair, bakın “adam gibi adam olmak” üzerine ne söylemiş;

Her saatin her dakika­sına,

Emeğini katarsan alın terine,

Hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti,

Her şeyiyle dünya önü­ne serili,

Korktuğun yerde el öpmez,

Hükümran olduğun yerde ezmezsen,

Oğlum, adam oldun demektir.

Üstelik adam gibi adam...

★★★

Bu özellikleri olmayan kişi­ler, başta siyasetçiler olmak üzere, adamın kırıntısı ola­mazlar... Adam gibi adamla­rın sayıları fazla değildir!

Tansu Hanım'ın sırrı!


Eski Başbakan Tansu Çiller’i AKP’nin mitingle­rinde görenler şaşırıyordu. İnsanlar “Bu hanımefendi AKP’li değil... Partisi AKP’nin rakibiydi... Şimdi iktidarın mitingle­rinde neden boy göste­riyor? Bu iktidar yan­daşlığı neden? Taraf mı değiştirdi?” diyorlardı.

Bayram öncesi “Veh­bi’nin kerrakesi” anlaşıldı.

İktidarın nimetlerinden Çil­ler’in oğlu da yararlandı.

İktidar, Emekli Başba­kan Tansu Çiller’in oğlu Berk Uçuran Çiller’in yönetiminde olduğu şirke­te ait arazi için imar planı değişikliği yaparak araziye olağanüstü değer kazandırdı.

Sarıyer İlçesi’nin Kilyos mahallesinde denize nazır 30 bin metrekarelik arazinin imarı bakanlık ta­rafından değiştirilince inşaat hakkı 5 misli arttırılmış oldu, değerine milyonlar kattı.

İpotekli olan arazinin 4 bin 586 metrekare olan inşaat alanı 24 bin met­rekareye çıkarıldı. Oh ne âlâ, ne âlâ!

Eleştiriler haklı olarak Çev­re Bakanlığı’na yöneltiliyor.

Başka kime yapıldı böyle bir kıyak? Bildiği­miz kadarıyla hiç kimseye yapılmadı!

Böylece doğa koruma alanları eşe-dosta feda edil­miş oluyor, yazık değil mi? Gariban halka vergi üstüne vergi bindirilirken yapılan imar değişikliği ile bir şirkete ekstradan milyonlar kazan­dırmak âdil midir?

★★★

CHP İstanbul Milletveki­li Gökhan Zeybek, Çevre Bakanlığı’nın imar planı değişikliğinin siyasi bir ayağı olduğunu belirterek “Tansu Çiller’in referandumda ve seçimlerde neden AKP’nin konvoylarında boy gösterdiğinin fotoğ­rafıdır bu plan değişikli­ği” yorumunu yapıyor. Günümüz Türkiye’sinde her şey olabiliyor

TEBESSÜM

Aynadaki yüzler...


Yıllar önce ülkenin ücra köşesindeki bir köye, tarihte ilk defa bir ayna gitmiş... O güne kadar köy halkından hiç kimse ayna görmemiş...

Adamın biri aynayı eline alıp bakmış. Daha önce kendisini hiç görmediği için aynadaki yüzünü ölen kardeşine benzetmiş...

Adam derin bir huşu içinde “Ey gidi gardaşım... Seni bir daha görmek nasipte varmış. Ne mutlu bana...” diyerek memnun bir şekilde aynayı evine götürüp sarılarak uyumuş.

Karısı bakmış adam bir şeye sarılmış halde uyuyor. Merak ederek aynayı alıp bakmış. Kendi yüzünü ilk defa gördüğü için tanımayarak:

“Tüüü, Allah belanı vere herif, bu karı da kim? Bi halta benzese bari! Suratsızın biri...” diye söylenerek kızgın bir şekilde evden çıkıp muhtara gitmiş:

“Muhtar efendi, benim herif, beni bu çirkin, ucube karı ile aldatıyor!” diye dert yanmış.

Muhtar aynadaki kendi suratına bakmış bakmış, sonra şöyle demiş:

“Yav yanlışın var hanım. Bu karıdan çok, karı satıcısı gavat herifin birine benzir!”

GÜNÜN SÖZÜ


Kişi cehalet içindeyse hiç uyanmadan tüm ömrünü harcayabilir!