Bir gazeteye yapılan haksızlık, bütün topluma yöneltilmiş bir tehdittir!

Adaletsizliğin verdiği acıları, ne kulak duyabilir, ne dil söyleyebilir!

“Mülkün temeli” ne yazık ki, ülkemizde büyük sarsıntı geçiriyor!

SÖZCÜ davasında açıklanan gerekçeli karar için tanıdığım saygın hukukçularla konuştum:

“Bir hukuk garabeti” dediler. Bazıları da “Hukuk skandalı” tabirini kullandı.

★★★

Açıklanan gerekçeli karar hukuk açısından çelişki ve hatalarla dolu.

Müspet delil yerine varsayımlar, yorumlar, subjektif düşünceler yer alıyor.

162 sayfalık gerekçeli karar adalet tarihine sanırım bir hukuksuzluk örneği olarak geçecek ve ileride “İbret verici bir karar” diye ders olarak hukuk öğrencilerine okutulacak.

★★★

Hukuk “Müspet delil olmadan hürriyeti bağlayıcı ceza verilemez” der.

Günümüz Türkiye’sinde ne yazık ki hukukun bu temel ilkesi çiğnendi, somut deliller ve aleyhte bir tanık olmadan mahkûmiyet kararı verildi.

Artık o eski ilkel çağlarda değiliz! 21’inci Yüzyıl Türkiye’sinde böyle bir hukuksuzluğun yaşanması ülkemiz adına ıstırap vericidir.

Hayatlarında FETO ile “toplu iğnenin ucu kadar” bile ilişkileri olmayan gazetecilerin hapse mahkûm edilmelerinin “muhalif basına gözdağı vermek” anlamına geldiğini düşünenler haksız mıdır?

★★★

İki buçuk yıl süren yargılamada SÖZCÜ’nün 2012 yılındaki 6 manşeti karara gerekçe olarak gösterildi.

Oysa Basın Savcılığı 8 yıl önce yayınlanan o haberlerin hiçbirinde suç bulmamış ve SÖZCÜ hakkında soruşturma açmamıştı.

2012 yılında FETÖ diye bir terör örgütü biliniyor muydu?

Tam tersine iktidar, Feto Cemaati’ni saygın bir kuruluş olarak kabul ediyordu. O tarihte AKP ile cemaat kol kola, yan yana, can cana idi.

AKP’liler Pensilvanya’ya giderek, el-etek öpüyor, Fethullah’a bağlılıklarını bildiriyorlardı.

Ne hikmetse, o tarihte iktidarı eleştiren 6 manşet haber, mahkûmiyete gerekçe olarak kullanıldı!

★★★

Bir ülke adaletle gelişir, büyür, yücelir.

Bugün geldiğimiz nokta ne?

Adaletsiz kararlar, hem tüm dünyada itibarımızı sarsıyor, hem de insanlarımızın geleceğe yönelik umutlarını karartıyor. Kısacası, ülkemize yazık oluyor!

Lüks ve şatafat merakı!


Geçtiğimiz yıl işsizlik nedeniyle 3161 kişi canına kıyarken, iş kazalarında da 1620 kişi öldü.

2,5 milyon kişiye iş bulacağız diye atıyorlardı. Bir milyon yeni işsizimiz daha oldu ve işsiz sayısı 4.5 milyona yükseldi.

Yüksek zamlar milleti yakmaya devam ediyor.

Vergi ve harçlar yeniden değerlendirme denilerek yüzde 22.58 arttırılırken asgari ücrete lütfen yüzde 15 zam yapılarak emekçinin beli iyice büküldü!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba “İktidar ve saray rejimi, lüks ve şatafata milyonlarca lira harcarken 2019’u insanların açlık ve sefalet yılı olarak geride bıraktık. Bu yönetim anlayışı ile 2020’de de durumun değişmeyeceği muhakkak!” diyor.

TEBESSÜM

“Sen de arkadaş mısın?”


Adam eve aniden gelmiş. O da ne? Karısı yatakta arkadaşlarından biriyle sevişiyor.

Öfke içinde tabancasını çeken adam “Ulan, senin gibi arkadaş olur mu? Sen de arkadaş mısın” diyerek arkadaşının kafasına üç kurşun sıkıp onu öldürmüş...

Sonra karısına dönüp sormuş:

“Sen ne diyeceksin bakalım?”

Kadın cevap vermiş:

“Sen böyle olur olmaz saatlerde eve gelmeye devam edersen yakında hiç arkadaşın kalmaz!”

GÜNÜN SÖZÜ


Tabiatın acımasız kuralı: Yemeyi çok seven çok yaşamaz!