“Babam, Ankara’da çalıştığım yere gelirken, Bayındırlık Bakanlığı önünden karşıdan karşıya geçerken otomobilin çarpması sonucu öldü. Olaydan habersizdim. Yarım saat sonra kazanın olduğu yerden geçerken cadde ortasında duran, arkasına basılmış bir ayakkabı görmüştüm. Ama bilemezdim, bilemedim o ayakkabının babama ait olduğunu” dediğinde gözleri doldu. Babası, iyi taş kırdığı için Taşdelen soyadını aldığını anlatmıştı. O baba taş yontarak 9 çocuk büyütmüş, taş yontarak hepsini okutmuş Atatürkçü bir emekçiydi.

Cezaevi günleri, işkenceler derken, Çankaya Belediye Başkanı seçilmişti. Geçmişte yaşadıkları onca ilginç olay vardı. Bunları anlatırken hep, “Abi çok güzel bunları yazman lazım” dediğimde hep gözümün içine bakıyor, “Kardaşların güzeli, bana yardımcı olacak mısın?” diyordu. O yazmaya, ben yardımcı olmaya başlamıştım. Cuma günü birlikteydik. “Sabah erkenden araçla Bodrum’a gideceğim. İnşallah bir ay sonra görüşürüz” dedi. Sabah erken değil ama saat 09.00 civarında otomobiline bindi. Bu, Doğan abiyi son görüşümdü.

DÜŞMEZSE DÜŞMESİN

Cumartesi günü DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile görüşmek için genel merkeze gittiğimde, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sertaç Eş, “Doğan Bey vefat etmiş” dediğinde “Hangi Doğan Bey?” diye sordum. “Doğan Taşdelen” dediğinde, inanamadım, telefonunu aradım. Bir arkadaşı çıktı. “Maalesef doğru” dedi. Oğlu Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ile yeğeni CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, cenazeyi getirmek için yola çıkmıştı.

Aklıma, yazmakta olduğu kitabındaki bir bölüm geldi. Öğretmen İlksen Hanım’la tam 49 yıl önce evlenmişlerdi. Şiirde “Gülüm” eksik olmadığına göre İlksen Hanım’a sesleniyordu:

Düşmezse düşmesin

Yakamızdan ölüm.

Bizim üstümüze

Güneş doğacak gülüm.

Gülüşüne bin kurşun sıksa da ölüm,

Unutma ki umuda kurşun işlemez gülüm.

Doğan Taşdelen’in cenazesi hastane morgundayken, eşi ve oğlu Ahlatlıbel belediye tesislerinde taziyeleri kabul ediyordu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP’nin üst düzey yöneticileri de Alper Taşdelen’i yalnız bırakmadı.

“İTİBARDA KALMAK”

Doğan Taşdelen’i zorlu siyaset yolculuğunda üzen en çok, Bülent Ecevit’in ısrarı sonucu DSP’den büyükşehir adayı olması, Murat Karayalçın’ın da son ana kadar CHP’den aday olmayacağını söylemesiydi. CHP ve DSP adayları yarışırken aradan Melih Gökçek çıkmıştı. Ona dönük en büyük eleştiri aday olmasıydı. Ama olayın perde arkasını dinlediğinizde farklı bir tablo ortaya çıkıyor.

Çankaya Belediyesi Ahlatlıbel tesisleri yaz akşamında tıklım tıklımdı. İnsanlar çimlerin üzerine oturmuş eğleniyor, dinleniyordu. Bir salonda düğün, Ahlatlıbel’in başka bir bölümünde ise Doğan Taşdelen için ağıt vardı. Ahlatlıbel’i bu hale getiren Doğan Taşdelen’di. Yazmakta olduğu kitabından Ahlatlıbel’in nasıl oluşturulduğunun öyküsünü hatırladım.  Okuyalım:

“İnsan yaşamında bazı kişiler çok etkili ve unutulmaz olurlar. Mehmet Bey de benim için unutulmayanlardan biridir.  Şu sözlerini unutamam: ‘Korkak adam kördür, o nedenle doğruları görmez, görse bile korktuğu için söylemez. Korkak olmak yaşarken ölümü kabul etmektir. Ekmek çoluk-çocuğumuzun rızkıdır. Ama tarladaki kargalar, buğday ambarındaki fareler, sahtekâr tüccarlar olmasa  hepimize de bol bol yeter.”

AHLATLIBEL’İN ÖYKÜSÜ

Mehmet Bey bir gün Doğan Teşdelen’e, “Sizi Ankara’nın en güzel yerine götüreceğim” dedi. Bir Cumartesi günü onu Ahlatlıbel’e götürdü. Doğa ve manzara müthişti. Çamlar ve ahlat ağaçları içinde göl manzaralıydı. Doyumsuz bir manzarası, şerbet gibi bir havası vardı. Mehmet Bey buraya sık sık gelirmiş.

Belediye başkanı olduğu gün buranın park olması için çalışmaya başladı. Yer PTT’nin idi. Büyük bir alandı. PTT’nin tesis ve dinlenme yerleri vardı. Tümü kaçaktı. Önce iyi bir araştırma yaparak paftalara işledi. Sonra da tesislerin encümen kararıyla kapatılacağını  PTT’ye tebliğ etti.  PTT Genel Müdürü emekli General Servet Bilgi, Taşdelen’i telefonla aradı ve üzüntüsünü bildirdi.

Taşdelen’in, Ankara’ya geniş bir park kazandırma planı yürüyordu. Servet Paşa, üzüntüsünü bildirdiğinde, Taşdelen “Efendim hiç merak etmeyin. Yönetim Kurulu kararı alarak benden imar planını isteyin. Hemen orayı yasal hale getiririm. Siz de planı gerçekleştirmiş olursunuz” dedi.

Doğan Bey, yazıyı hemen hazırlatıp Servet Paşay’a gönderdi. Servet Paşa yönetim kurulu kararı alarak istemde bulundu. Artık 1/1000’lik planı yapıp kesinti yapabilecekti. İşte, o kesintilerle Çankaya Belediyesi’nin Ahlatlıbel tesisleri oluşturuldu.

Tanıdıkça sevdiğim  “Abilerin güzeli” Doğan Taşdelen’i dün toprağa verdik. “Gül”ü İlksen Hanım’a, evlatları Zeynep ve Alper Taşdelen’e, yeğeni CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’a sevenlerine sabırlar, merhuma Allah’tan rahmet diliyorum.