Arka arkaya iki siyasi parti kuruldu. Üçüncüsü de yolda. AKP’li eski bakan Ali Babacan’ın uzun süredir “Ha kuruldu, ha kurulacak” denilen partisi için dün İçişleri Bakanlığı’na başvuru yapıldı ve bazılarının umut bağladığı yeni partinin kuruluşu tamamlanmış oldu.

O siyasi parti içinde yer almaları beklenen bazı isimleri göremedik. Bunlar arasında Anayasa Mahkemesi’nin önceki Başkanı Haşim Kılıç, İçişleri eski Bakanı Beşir Atalay’ı örnek verebiliriz. Bu durum, Ali Babacan’ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le köprüleri attığı biçiminde de yorumlanıyor.  Bazı isimlerin de partinin programı ve tüzüğünü gördükten sonra bu parti içinde yer alması bekleniyordu. Bu da olmadı.

AKP’NİN 3 Y’Sİ

AKP’nin kuruluş günlerini hatırlayalım. Yolsuzlukla, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edilecekti. Bu hedeflere toplumun değişik kesimlerinden destek geldi. Katıldığı ilk seçimde AKP çoğunluğu elde etti. Yıllar sonra aynı AKP içinden bu kez yine aynı gerekçelerle iki yeni siyasi parti çıktı. Kurucuları da yasaklar, yolsuzluk iddiaları ve yoksullukla yani üç (Y) ile mücadele etmek istediklerini belirttiler. Anlaşılıyor ki AKP’de yer alıp da, AKP’den memnun olmayan ve kendi içinden yeni partiler çıkaracak geniş bir kesim var.

AKP iktidarının ilk döneminde yoksullukla, yasaklarla, Türkiye’de vesayetçi yapılara karşı önemli merhale kat edildiği kabul edilir. Ama aynı AKP döneminde bu kez “yasaklar” geldi. Yani, AKP’nin kendisi yasakçı oldu, yeni yasaklar getirdi.

Yolsuzlukla mücadele ortadan kaldırıldı. Sayıştay’ın gücü azaltıldı. Hem de öyle bir azaltıldı ki küçük bir belediyede onlarca eleştirilecek konu bulan Sayıştay, ne Cumhurbaşkanlığı’nda, ne de yıllarca AKP’nin elinde bulunan İstanbul Belediyesi’ne tek bir madde de olsa eleştiri getiremedi. Teftiş kurullarının etkisizleştirilmesiyle yolsuzluk söylentileri giderek arttı.

ORTA SINIF NEREDE?

Ülkemizde çoğunluğu oluşturan bir “orta sınıf” vardı. Bugün orta sınıf kalmadı. Yüzde 10’luk bir zenginler sınıfı, yüzde 10 gri renkte olan bir grup, yüzde 80 ise yoksul bir kesim var. AKP’deki bu kırılmalar 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle başladı. AKP ile Fethullahçılar arasında iktidar kavgası, bakanlarla ilgili yolsuzluk, rüşvet iddialarının araştırılması ve sonuçta dosyanın adeta kaybolması AKP’de de patinaj dönemi başlattı.   Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, AKP’yi iyice zora soktu. Bundan sonraki süreç, AKP’nin artık sokakta siyaset yapamaz noktaya doğru gidişidir.

Her dönemin kendine özgü koşulları oluyor. 1946 yılında CHP içinden Demokrat Parti çıktı. 1960 ihtilalinden sonra Adalet Partisi kuruldu. 1980 darbesinden sonra Anavatan Partisi iktidara geldi. 28 Şubat süreci de AKP’nin kurulması ve iktidara gelmesini sağladı. Bugün ise içte ve dışta yaşananlar AKP’den ayrışmaları hızlandırdı.  Bu dönem, yeni siyasi partiler ve yeni siyasetçiler dönemi oldu.

Dediğimiz gibi dönem daha çok yeni partiler ve yeni siyasetçiler dönemi.  11. Cumhurbaşkanı’nın başından beri desteklediği bilinen yeni siyasi partinin genel başkanı Ali Babacan’ın listesinde, Gül’e yakın isimlerin bulunmaması da dikkat çekti. Babacan, Gül ile yollarını ayırarak Gül ve yakın isimlerin boyunduruğu altında siyaset yapmama yolunu seçti. Bürokrasinin ekonomi ayağında yer alanları kurucu listesine aldı. Gençlerin partide daha çok bulunması da dikkat çekti.

HAŞİM KILIÇ NİÇİN YOK

Anayasa Mahkemesi üyeliği ve yıllarca başkanlığı görevinde bulunan Haşim Kılıç’ın da Babacan’ın partisinde yer alacağı bekleniyordu. Ama liste açıklandığında Kılıç’ın bulunmadığını gördük.

Gelişmeleri bilenler için bu durum yadırganmadı. Çünkü Kılıç başından beri partide kurucu olabilmek için “Kadroyu, tüzüğü, programı görmem lazım. İçime sinerse destek olurum” diyordu.  Ali Babacan, bizzat Haşim Kılıç’la görüştü ve kurucu olmaya ikna etmeye çalıştı. Ancak, sonuçta Haşim Kılıç davet için teşekkür etti ve şimdilik partide yer almayacağını söyledi.

Güçlü bir akım çıkması lazım. Açıkçası bütün kesimleri çatısında toplayacak güçlü bir akım da yok. İnsanların umutsuzlukları halen devam ediyor.  Mevcut hükümetin icraatlarından mutsuz olanların, büyük beklentileri vardı. AKP, muhafazakar kesimin iradesini elinde tutmaya devam ederse, yeni siyasi partilerin de işi zor demektir.

BEŞİR ATALAY DA YOK

Beşir Atalay’ın yeni siyasi partide yer almaması da yadırgandı. Ama Atalay’ın uzun süre önce Ali Babacan’a, aktif siyasette yer almayacağını söylediğini öğrenmiştim. Bu konuda kendisine göre bazı gerekçeleri de var. Atalay, siyasetten çok bir vakıf çalışmasına yoğunlaşmış durumda.

AKP, kendi içinden doğan siyasi partilere karşı çok acımasız davranıyor ve bu konuda iktidar gücünü de kullanıyor. Geçen cumartesi günü Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlığını yaptığı Gelecek Partisi’nin Konya il binasının açılışı vardı. Valilik bir karar aldı, araç konvoylarını yasakladı. Diyoruz ya, yasaklarla mücadele eden AKP yasakçı oldu. Hem de düğün konvoylarını bile yasaklayacak kadar...