Mersin’in turizm yatırımlarının yapılacağı eşsiz koyların da yer aldığı 4 ilçe sahilinde kurulmak istenen balık çiftliklerinin durdurulmasına yönelik başlatılan hukuk mücadelesi devam ederken, bir araya gelen çevreciler “Balık çiftlikleri istemiyoruz” diyerek tepkilerini dile getirdi.

Konuya ilişkin Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde Mersin Çevre ve Doğa Derneği’nce düzenlenen basın toplantısına bazı dernek ve STK temsilcileri de katılarak destek verdi.

YARGI SÜRECİ DEVAM EDİYOR

Mersin Çevre ve doğa Derneği, Mersin Tabip Odası, Mersin Eczacı Odası, Mersin Mimarlar Odası, Bozyazı DOKUDER ve Mersin Büyükşehir Belediyesi’nce Silifke, Aydıncık, Bozyazı ve Anamur sahillerinde kurulması planlanan 20 adet balık çiftliklerinin halkın itirazlarına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan olumlu ÇED raporlarının kararlarının iptali için dava açıldı. Bir süre önce aleyhte sonuçlanan mahkeme kararına Danıştay’a yapılan itiraz çevrecilerin ve STK’ların lehine sonuçlandı. Danıştay’ın verdiği karar üzerine Mersin Bölge İdare Mahkemesi’nce Silifke, Aydıncık ve Bozyazı ile Anamur’da keşif yapıldı.



“MERSİN SAHİLLERİ KİRLENECEK, DOĞAL YAŞAM YOK OLACAK”

Mersin Çevre ve Doğa Derneği Avukatı Semra Kabasakal, devam eden yargı süreci ile ilgili bilgi verdi. Atanan bilirkişilerden konuya duyarlılık gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Kabasakal, şunları söyledi:

“Balık çiftliklerinin kurulum planı olan bölgelerinin doğal sit, arkeolojik sit ve korunan alanlar bakımından ayrıca bölgenin rüzgar yönü ve akıntı hızı, derinlik ve kıyıya uzaklığı bakımından incelenmesi gerekir. ÇED raporlarında yazılan balık çiftliklerinden kaynaklanan ve doğrudan denizel ekosisteme bırakılan yenmemiş balık yemleri, balık dışkıları, idrar, mukus ve ölü balıklarının kirlilik yaratacağını ve bu kirliliğin denizin ekosistemini bozacağını ve çeşitli çevresel sorunlara neden olacağının araştırılması esastır.

Balık çiftlikleri olarak belirlenen bölgeler Akdeniz foklarının, Caretta Carettaların ve deniz kaplumbağalarının yaşam alanlarının ve turizm bölgeleridir. Balık çiftliklerinin üretim yöntemi ve teknolojisinin denizde yaratacağı kirlilik ve bu kirliliğin ekosisteme vereceği zararlarının araştırılmasını ve bölgede bütünsel olarak kümülatif etki yönünden ve çevre ve insan sağlığına vereceği zararlar bakımından ve tesislerde kullanılan GDO’lu yemin içeriğinin insan sağlığına vereceği zararların araştırılmasını talep ettik.”

“TURİZM VE İNSAN SAĞLIĞI OLUMSUZ ETKİLENECEK”

Avukat Kabakasal, yıllardır devam eden hukuk sürecinin kısa sürede lehlerine sonuçlanmasını beklediklerini de vurgulayarak şöyle dedi:

“Balık Çiftlikleri bölgemizde turizmi ve insan sağlığını olumsuz etkileyecektir. Anamur, Aydıncık, Bozyazı ve Silifke’de kurulum planı yapılan kesimlere telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği açıktır.

Onaylanan ÇED raporları, ÇED kanunu ve yönetmeliklerine, ayrıca ülkemizin taraf olduğu Uluslararası Bern, Barselona ve CITES Sözleşmelerine ve Uluslararası Doğayı Koruma Birliğine (IUCN) aykırıdır.Bilirkişi heyetinden doğadan ve insan yaşam hakkı yönünde kararlar vermesini bekliyoruz. Yaşam alanlarımızı korumak için Balık Çiftliklerine karşı herkesin mücadele etmesini bekliyoruz.”

[old_news_related_template title="Balık çiftliklerine Danıştay freni" desc="Çevrecilerin Silifke’den Anamur’a kadar yapılması planlanan 19 balık çiftliğinin ÇED raporlarının iptali için hukuk mücadelesi sürüyor. Bu süreçte Danıştay’dan iyi haber geldi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/05/01/iecrop/9-hs-balik-ciftligi_16_9_1619867821.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/balik-ciftliklerine-danistay-freni-2-6407022/"]