Önceki gün...

Bu kadar ‘kirlilik’ içinde önemli bir gelişme yaşandı...

6-8 Ekim Kobani olayları davası kapsamında 2 Ekim 2020’de tutuklanan HDP’li eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in tahliyesine karar verildi. Tahliyesinin ardından telefonla konuştum. ‘Geçmiş olsun’un ardından önümüzdeki günlerde görüşmek üzere sözleştik... Bilgen’le cezaevindeyken ilk röportajı yapmıştım. 27 Ocak’ta şu tespitleri yapmıştı:

“... Türkiye sorunlarını dış baskılarla değil, iç dinamik ve dengelerle çözmesi her zamankinden daha zorunlu hale geldiği bir döneme giriyoruz. Soğuk Savaş döneminin konjonktürel ve pragmatik özgürlük söylemi yerine Anadolu hafızasındaki dayanışmacı eşitlik anlayışı ile yeni bir paradigma geliştirmemiz gerekiyor. Bunun fikri çerçevesine toplumsal zeminlerde tartışarak Türkiye’nin ihtiyaç ve yol haritasını birlikte geliştireceğiz. Bunu bir platforma ya da hareket mi yoksa bir partiye mi dönüşmesi gerektiği toplumsal karşılığı ile şekillenecektir. Suriye’de yaşanacak muhtemel gelişmelerin Türkiye’de yaşayan Kürtleri de Türkleri de rehin almasına izin vermemeliyiz...”

Şimdi bu aşamadan sonra Ayhan Bilgen’in yol haritası önemli. Çünkü... HDP’nin kapatma dosyası Anayasa Mahkemesi’nde! Hem HDP hem de parti içerisinde önemli bir isim olan Bilgen’in tavrı önemli!

Gözden kaçmasın...

 “ÇANTADA KEKLİK DEĞİLİZ” MESAJI

Tarih 14 Haziran 2021... Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘Poltikyol’ adlı haber sitesine konuştu: “... Kapatma davasının sonucu ne olursa olsun demokratik siyasetten vazgeçmeyeceğiz. Ancak hiç kimse HDP’nin oylarını çantada keklik zannedip şu veya bu ittifakın altına otomatikman ekleyip toplama yaparak sonuç elde edeceğini düşünmesin. HDP, bu koşullarda hiçbir seçim ittifakının içinde olmadığını ve olmayacağını açıklarken son derece ciddi bir pozisyon almaktadır.”

Beş gün öncesine dönelim... Katıldığı canlı yayında, 2023 yılındaki seçimlere ve partilerine açılan kapatma davasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP’li Garo Paylan net konuştu: “HDP’ye yapılan saldırı, aslında topyekün tüm muhalefete yapılan saldırıdır. Yeterli desteği gördüğümüzü söyleyemem. HDP devre dışı bırakılırsa bütün muhalefet kaybeder.” HDP’ye açılan kapatma davasına, muhalefetin gösterdiği tavrı da değerlendiren Paylan şu cümleleri kurdu: “Bu kuru kuruya geçiştirilecek bir şey değil. Muhalefette bir cesaret eksikliği var. ‘HDP ile beraber misiniz’ diye soruyorlar, asıl bizim bunu sormamız lazım. Biz İYİ Parti ve CHP ile olmaktan çok mu haz duyuyoruz. İYİ Parti ile birçok konuda ayrışıyoruz. Ülkeyi bu uçurumun kenarından alma sorumluluğunu hep beraber alalım.”

Demek ki... 2023 seçimlerine kadar siyasette taşlar yerinden oynayacak ve yeni masalar kurulacak! O zaman Ayhan Bilgen’in yolculuğu daha da önemli değil mi?

YENİ BİR MUHALEFET TARZI

Ayhan Bilgen’in, SÖZCÜ’de, 27 Ocak günü yaptığı tespitlere bir kez daha dönelim: “... Ben ihtiyacı ve siyasetteki tıkanmayı aşmayı öncelikli görüyorum. Siyasetteki sorun, iktidarla muhalefet ardındaki kısır çekişmenin bedelini tüm ülkenin ödemesidir. Yeni bir muhalefet tarzı siyasette iktidar olmadan da değişimin önünü açabilir. Kişilere endeksli siyasi beklenti ve planlamaların partileri felç ettiğini, toplumu pasifize ettiğini ve kurtarıcı bekleyen bir yere ittiğini düşünüyorum.”

Bu noktada ‘Yeni bir muhalefet tarzı” cümlesinin altını çizmekte fayda var! Bilgen’e devam edelim: “Ben siyasal ilkeler ve programlar üzerinden yaklaşırım. Kim sorusundan önce nasıl sorusunun cevabına odaklanmadığımız için bugün siyaset kişisel karizma ve hesaplaşmanın arenasına dönmüştür.”

SONUÇ: Mesele ilkeler ve program! Bu kirliliği de çözecek olan ilkeler! Bu nedenden dolayı HDP’nin alacağı kararlar ve Ayhan Bilgen’in parti içinde veya dışında üstleneceği sorumluluk belirleyici olacak.

NOT: Yazımı yazarken bir son dakika bilgisi gelmişti... Dün HDP İzmir binasında yaşanan ve bir kişinin hayatını kaybettiği saldırı eğer özellikle siyasi bir olaysa kabul edilemez.