AVRUPA kupalarına katılan takımlarımızın maçlarını izlerken içim ‘cız’ etti, biraz da ağırıma gitti. Bu seviyedeki takımlarla oynamak bir yana sezonu da erken açmak hayli can sıkıcı, özellikle Fenerbahçe için... Oyuncular hazır değil, yeni transferlerin adaptasyonu gibi bir sürü etken var. Tabii bunları avantaja çevirenler de olmuyor değil. Genç bir oyuncu çıktı, abilerinin yapamadığını yaptı ve harika bir gol attı. Üstelik o dakikaya kadar tribünleri heyecanlandıracak en ufak olumlu bir atak da yok. İşini şansa bırakmayacaksın. Aferin Muhammed’e, aferin Arda’ya...…

Kuşkusuz onlara güvenip sahaya süren Pereira’ya da teşekkürler. Böyle oyuncuların altyapıdan çıkıp oynamaları çok gurur verici...

FENERBAHÇE, Helsinki karşısına ligin ilk haftasındaki formatta çıktı. Açıkçası Adana Demirspor karşısındaki performansı izleyemeyince ‘acaba ne değişti?’ demekten kendimi alamadım. Kadroya baktım 2 değişiklik. Altay’a neredeyse iş düşmedi. Zaten Helsinki de oyunu kendi sahasında kabul etti. Alan daraltmaya çalıştı. Beklediğim coşku, heyecan ya da net galibiyeti getirecek bir aksiyon göremedim, ta ki 65. dakikaya kadar.

PEREİRA akıllı bir hoca ve geçen dönem yapamadığı ne kadar icraat varsa yapacak gibi görünüyor. Oyunu iyi okuyor, oyunculara hükmediyor, değişikliklerde oyuncularından tepki görmüyor. 3’lü defanstan vazgeçmiyor. Kader ağlarını örüyor olsa gerek. Düşünün Mesut gününde olmayacak, Pereira oyuna Muhammed’i alacak ve o da galibiyet golünü atacak. E bundan iyisi Şam’da kayısı... İşte Türk futbolunun ihtiyacı olan şey... Artık altyapılara önem verin, onları iyi takip edin. Başkan Ali Koç’un dediği gibi, “Altyapıya önem vermeliyiz. Futbolcu yetiştirme konusunda ithalatçı konumundan ihracatçı konumuna geçmeliyiz.” Gençlerin böyle fırsatları değerlendirmeleri önemli ve yeni Fenerbahçe’nin de ayak sesleri bu olsa gerek.