Adı: Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat.

Anlamı: Bankada tasarruf yapacak kadar parası olana AKP eliyle kur garantisi.

Özü: Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin sadakat performansı.

Sonuç: Vatandaşın bükülen sırtı ve pahalı seçim.

★★★

Yeni “enstrüman” dahiyane. Faize faiz demeden limitsiz faiz taahhüt ediyor. (Not: Bu formülde katılım bankacılığı mantığının izleri var.)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazartesi akşamı Kabine Toplantısı’nın ardından şöyle açıkladı:

“Vatandaşımızın bankadaki TL varlığının mevduat kazancı, kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi, mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak.”

Bankadaki TL varlığının mevduat kazancı”  ifadesine dikkat.

Belli ki Erdoğan’ın konuşma metnini hazırlayanlar, mevduat kazancının faizle hiç bağı yokmuş havası veriyor bu uzun ifadeyle. Çok inandırıcı olmasına gerek yok. Maksat Cumhurbaşkanı kızmasın.

Bu açıklamanın ardından 18.36 seviyesine kadar çıkmış olan dolar/TL kuru, 12.3’e kadar geriledi.

Açık ki, Erdoğan ile ona bu aklı verip formülü bulanlar, kendilerini siyaseten iyi bir yol bulmuş sayıyorlar. Gelin görün ki, mevduat faizinin üzerindeki kurun ödenmesi, Hazine’nin yükünün artması demek. Peki, Hazine bu yükü nasıl taşıyacak?

BANKNOT MATBAASI

■ Dolaylı vergileri artıracak.

■ Kamu hizmetleri için gereken harcamalardan vazgeçecek.

■ Banknot Matbaası fazla mesai yapacak. Yani para basacak.

Mali disiplinin darmadağın olması iktidar için önemsiz. Önemli dertler belli: Erdoğan’ın takıntısı nedeniyle faiz artırımına gitmeden, hatta faizin adını bile anmadan seçime hazırlanmak. Bankada birikimi olan tasarruf sahiplerinin “korunması” uğruna yoksulluk derinleşecek. İşin bu kısmını da siyasal islam formülleriyle yardımlarla bağışlarla tolere etmek için hazırlık yapıyorlar.

Banka ve finans sektörü temsilcileri dün iktidara yakın TV kanallarında yorum yaparken, bu formülün kısa vadede olumlu olduğunu tekrarlayıp durdular. Uzun vadeli etkilerine pek girmek istemediler. Uzun vadeli etkilerin yıkımın artması olduğunu biliyorlar. Onların da işi zor tabii, gerçekleri göre göre görmüyormuş gibi söylem geliştirip ortadan ortadan konuşmak.

INSIDER MESELESİ

Meselenin can alıcı diğer yönünü yine son zamanlarda farklı vesilelerle hissettiğimiz “insider trading” oluşturuyor. İçeriden öğrenenlerin ticareti olarak tercüme edilen “insider trading”, önem taşıyan finansal bilgileri önceden öğrenerek bunu kendi çıkarı için kullanmak anlamına geliyor.

Peki, Erdoğan’ın açıkladığı bu operasyonu önceden kimsenin bilmediği iddia edilebilir mi?

İddia o ki, “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat” gibi gayet masum (!) bir isim takılmış bu düzenlemeyi önceden öğrenenler gece 18 TL’den 1 milyar dolar sattı. Ertesi sabah da gerilemiş kur üzerinden döviz aldı.

Olan biten, emeğiyle geçinen milyonların sırtından, sermaye kesimine servet transferidir. Bu tabloya para basmaların yol açacağı enflasyon dahil değil. Dahası bu operasyon, kamu kaynaklarını, bütçe düzenlemesini doğrudan ilgilendirdiği halde, dayandığı kural, hukuksal zemin de henüz toplumla paylaşılmadı.

Temel yaşam kaynaklarından biri olan gıdada büyük bir daralma yaşanacağı uyarısı var.

Çiftçi vatandaşına gübre desteği vermekten kaçınan bir iktidar, kamu bankalarını da kullanarak vatandaşın sırtından zengini daha da zenginleştirecek servet transferi için kolları sıvamış bulunuyor.

Çok pahalı bir seçime gidiyoruz.