Dünyanın gündemine oturan Afganistan ve Taliban gerçeği, Ağustos biterken bizim de gündemimizin orta yerine oturacak.

Zira, Afganistan’da bulunan Mehmetçiğin 31 Ağustos’tan sonra da kalabilmesi için TBMM’den yeni bir tezkere çıkarmak gerekecek. Bugünlerde cevabı aranan soru şu:

“İktidar ittifakı 1 Eylül öncesinde TBMM’yi toplayıp Afganistan’da bulunan askerlerin görev süresini uzatacak mı? Bu yapılırken görev tanımı değişecek mi?”

Pazar gününü bu sorulara yanıt arayarak geçirdim. Aldığım bilgileri beş maddede sizinle paylaşmak istiyorum:

1- Şu anda uluslararası toplumun bütün önceliği Afganistan’dan ayrılmak isteyen yabancıların ve tehdit altındaki Afganların tahliyesi.

Türk Silahlı Kuvvetleri, tahliye operasyonunda kritik bir rol oynuyor. Ülkede bilim kurgu filmlerindeki manzaralar yaşanıyor. Başta yabancılar olmak üzere binlerce insan havaalanına girip, bir uçağa binmeye çalışıyor. İlk gün tam bir kaos yaşanmıştı.  Mehmetçik, o kaosu büyük ölçüde düzene soktu ve tahliyeler artık daha sistematik bir şekilde  yapılıyor.

Edindiğim bilgiye göre Afganistan’da 4 bin 500 kayıtlı Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı yaşıyor ve şu ana dek 1200 vatandaş Türkiye’ye getirildi. Kalanların önemli bir bölümü ise gelmek istemeyenlerden oluşuyor.

Başlangıçta Kabil-İstanbul uçuşları vardı. Ancak bu operasyon riskli bir hale gelince Kabil’den askeri uçakla alınanlar, İslamabad’a taşınmaya ve oradan da THY uçaklarıyla İstanbul’a getirilmeye başlandı.

2 -Tahliye operasyonunun sorunsuz işlemesi Taliban’ın da işine geliyor. O nedenle şimdilik Kabil Havaalanı’ndaki yabancı askerlere sorun çıkarmıyorlar. Ancak, 31 Ağustos itibarıyla tahliyelerin tamamlanması ve bütün yabancı askerlerin ülkeyi terk etmesini de talep ediyorlar. Haliyle Mehmetçiğin Kabil’de kalıp kalmayacağı konusunda Taliban’ın gerçek tavrı, tahliyeler bittikten sonra netleşecek.

3 -Taliban, ülkedeki bütün yabancı askerlere karşı ortak bir olumsuz tavır sergilese de Mehmetçiğin Kabil’de kalmasını isteyebilir. Zira uluslararası meşru bir gücün güvencesi olmadan Kabil’e gelecekte hiçbir havayolu şirketinin uçak göndermeyeceğini, bunun da kendi geleceklerini çok olumsuz etkileyeceğini gayet iyi biliyorlar.

4 -Kabil’de halihazırda bulunan askerlerimiz NATO’nun “Kararlı Destek Misyonu” çerçevesinde bulunuyor. NATO operasyonu fiilen bittiğinden, 31 Ağustos’tan itibaren Mehmetçiğin Afganistan’da kalabilmesi için yeni bir tezkere gerekiyor. Yeni tezkerenin yeni bir gerekçe içermesi şart.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bugün AK Parti MYK toplantısında yeni tezkere sürecini başlatabilir. Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı, gerekli hazırlıkları tamamladı. Tezkerenin uluslararası anlaşmalara, NATO ve BM gibi kuruluşlarının bağlayıcı kararlarına ya da yeni kurulacak Afgan hükümetiyle yapılacak ikili bir anlaşmaya dayandırılması gerekiyor.

Diplomatik kaynaklar, “Mehmetçik, Kabil’de Taliban’a ve çatışma riskine rağmen kalmaz. Haliyle yeni kurulacak Talibanlı Afgan hükümetiyle bir anlaşma imzalamak gerekir” görüşündeler.

Taliban’la olası anlaşma yeni kurulacak Taliban hükümetinin de fiili olarak tanınması anlamına gelecek. Türkiye, bu fiili tanımanın kırmızı çizgilerini “Meşru bir hükümet kurun, hükümette eski Cumhuriyet hükümetinin unsurlarına da yer verin, uluslararası anlaşmalara bağlı kalın, terörle aranıza mesafe koyun” olarak belirledi.

5 -Anlaşma sağlanır ve Mehmetçiğin kalmasına karar verilirse, bu kez NATO, ABD ve Avrupa Birliği ile ciddi bir pazarlık başlayacak. Hükümet, olası Kabil operasyonunun risklerini de dikkate alarak NATO’ya, ABD’ye ve AB’ye yüklü bir fatura çıkarabilir. Söz konusu fatura hem nakdi hem lojistik desteği kapsayacak.

Gördüğünüz gibi (maalesef) Taliban’la el sıkışmaktan kaçamayacağız!

Bir kez daha hamle sırası bizde ve yapacağımız her hamleden bir şekilde zarar göreceğiz, kötünün iyisine razı olacağız.