Milli takımımız Letonya karşısında çok iyi oynamasa bile rakibe de net pozisyonlar vermedi. Bu skor normal. Neler olmuş:

1- Rakip çok kapandı. Biz en etkili atak olarak kanatları kullandık. Cengiz sağdan çok etkili toplar getirdi. O kadar ortadan bir tanesi isabetli oldu, o da gol oldu. Sağ taraf çalıştı. Fakat sol taraf Caner, Hakan ve Kerem çok verimsizdi. Ofansif olarak ne şut ne de gol pası atabildiler. Merkezden verkaçlara giren yok. Dar alanda iş yapan oyuncu yok, derin ve delici koşu yapan yok... Nasıl gol atacaksın?

2- Orta saha yok. Orkun çok yetersiz. Hakan hâlâ saklanıyor. Kaçıyor. ‘Sakatlanmadan maçı bitireyim’ diye uğraşıyor. Bir tek
Berat dönen topları aldı. Rakibe kontratak yaptırmadı. Hakan’ı anlamak mümkün değil. İtalya’da başka bir tempoda oynuyor. Pas yüzdesi çok iyi. Merkezden çok şut atıyor. Milli takımda ise bunların hiçbirini yapmıyor. İtalya’da beş vitesle, Türkiye’de iki vitesle oyna
ve toptan kaç.

3- Hoca devrede oyuncu değiştirmeliydi. Geç de olsa doğru hamleleri yaptı. Özellikle santrforlar Serdar ve Halil’i oyuna alması hem
oyun hem de skor üstünlüğünü getirdi. Dar alanda iş yapacak Abdulkadir Ömür’ü de görmeliydik. Hoca Norveç ve Letonya maçlarında yenilmemek için oynadı. Hiç riske girmedi. Oyuncularımızı tanımıyor ve bu yüzden oyuna müdahale ve taktik değişiklikte geç kalıyor.

4- Rakip o kadar zayıf ki bir oyuncusunu bizim dört büyük takımda oynatamazsın, kadroya bile dahi alamazsın. Bu kadar zayıf takımı mucizeyle yeniyorsan, sadece oyuncular veya hoca yetersiz diyemezsin. Takım, milli duygu olarak tam kapasiteyle ölümüne oynamalı. Son 10 dakika gibi daha çok savaşmalı, mücadele etmeli. Rakip tanımayarak hedeflerine ilerlemeli.