Değerli Okurlar, bu alıntı yazıyı bu özel günde sizlerle paylaşmayı borç bilirim. 30 Ağustos ZAFER BAYRAMI’mız kutlu olsun…

Siyah beyaz bir fotoğraf... Bir cenaze töreni yapılıyor. Tabloya bakılırsa önemli biri olmalı. Balkonda ise tabutta yatanı selamlayan bir asker var.

Kıyafetine bakılırsa Türk değil gibi. Ama yüksek rütbeli bir asker olduğu belli.

Bu adamın hikayesi, tarihe silinmez izler bırakmış ATATÜRK gibi emsalsiz bir dahiyi anlatmaktadır...

Bu adamın duygu dolu ibretlik bir hikayesidir..

Bu kişi Sir William Birdwood.

Çanakkale Savaşı'nda Anzak Orduları Başkomutanı.

Asker ve donanım açısından daha üstün olmalarına rağmen Atatürk’e üç kez yenilir savaşta, bacağı da sakatlanır ama buna rağmen O'nun dehasına ve kişiliğine karşı büyük hayranlığı vardır.

Bu hayranlık savaş sonrasında da devam eder.

1935 yılında Mareşal olur, son görevi “Hindistan Ordusu Başkomutanlığı”dır. Atatürk hayranlığı ve sevgisi hala sıcaklığını korumaktadır.

Atatürk'ün vefatında da rahatsızlığına ve emekli olmasına rağmen İngiltere adına cenaze törenine katılmak için talepte bulunur. Talebi kabul edilince İstanbul’a gelir.

Bacağını sürükleye sürükleye tabutunun ardında yürür.

Ankara’daki törende artık ayağı incinmiş ayakta zor durmaktadır.

Halkevi binası balkonuna çıkarırlar. Geçici kabrine götürülecek olan Mustafa Kemal'in tabutunun geçişi sırasında kılıcından destek alarak ayağa kalkar, elindeki asayı kaldırarak selamlar O'nu.

Bu sırada artık duygularını kontrol edemeyerek ağlamaktadır.

Tören sonrasında hemen ayrılmaz, birkaç gün daha kalır Ankara’da.

Bir gün etrafında Türk yetkililerin de olduğu bir ortamda cebinden bir kalem ve üzerinde kroki olan bir kağıt çıkararak masaya koyar, şu anıyı anlatır onlara:

""" Tarih 20 Kasım 1918 (Bir kaynağa göre 16 Kasım)..

Birdwood karargahı ile Pera Palas Oteli’ne yerleşmiştir.

Mustafa Kemal’in de otelde bir dairesi olduğunu bilen Birdwood, Onunla görüşmek ister. Bunun için kendisine refakat subayı olarak verilmiş olan sporcu Sedat Rıza Bey’i araya sokar. -“Buyursunlar” der Mustafa Kemal.

İki general karşı karşıyadır.

Birdwood çok saygılıdır.

Mustafa Kemal Paşa’nın yanında Rasim Ferit Bey de vardır.

Kısa bir sohbetten sonra Birdwood, iki yıldır kafasını kemiren “bizi nasıl yendi?” sorusunun yanıtını almak ister:

-“Sayın komutan bizi nasıl yendiniz?”

Mustafa Kemal’den bir başkası, dünya savaş tarihinde benzerine az rastlanır bu başarıyı böbürlenerek anlatırdı.

Oysa O, -tıpkı Trikopis’e davrandığı gibi- yenilginin ezilmişliği altındaki bu generalin onurunu korur.

“-Sizin de, bizim de tarih dergilerimiz var” der; tarih yazar.

Birdwood ricasını yineler:

-“Ekselans, sizin ağzınızdan dinlemek istiyorum. Lütfediniz.”

Mustafa Kemal, yanındaki Rasim Ferit Bey’den kağıt kalem ister; o da bir parça kağıt ile altın muhafazalı kurşun kalemini uzatır.

Mustafa Kemal bir kroki çizer, kağıt üzerindeki yerlerini işaret ederek;

- “Şu tarihte karaya çıktınız, der; filanca saate kadar şurada durdunuz. Biz de şu hattaydık. Her şey sizin lehinizdeydi. Niçin çizgide durdunuz ve niçin ilerlemediniz?”

- “Askerlerimiz çok yorulmuştu, diye yanıtlar Birdwood.”

Mustafa Kemal bu kez de Conkbayırı krokisini çizer:

- “Siz filanca gün şu yöne hareket ettiniz, şu durumu aldınız; niçin ilerlemediniz?”

- “Biz ilerledikçe arkadan su yetişmedi. Askerlerimiz susuz kaldı ve durdu.”

Mustafa Kemal de;

"Bizde yaralıya kurşun atılmaz" diyerek, Türk soyluluk ve erdemini şu esprisiyle dile getirir:   -“Görüyorsunuz ya ben bir şey yapmadım. Önce yorgunluk, sonra susuzluk durdurdu ordunuzu.”

Birdwood ayağa kalkar, Mustafa Kemal’i kucaklar:

- “Sizin gibi kahraman ve yüksek karakterli bir asker tanımadım” dedikten sonra krokiyi ve kalemi işaret ederek:

-"İzin verir misiniz" der; "bu kroki ve kalemi değerli bir hatıra olarak saklayayım.”
Ve saklar. """

Cenaze törenine gelirken de yanında getirmiştir...

Bu anısını anlatırken, Mustafa Kemal'e olan hayranlığı ve saygısını samimi duygularıyla gösteriyordu...

(NOT: Ne denir ki! Düşmanlarının bile sevdiği, değerini takdir ettiği, hayranlık duyduğu bir deha, büyük bir lider, tüm dünyanın örnek aldığı ve gösterdiği büyük devlet adamı.
Kimileri silmeye çalışsa da sadece Türk değil, Dünya tarihine altın harflerle yazılmış eşsiz bir dünya Lideri.

Bir ulusu ve devleti yeniden dirilten Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu.

Türkiye Cumhuriyeti ayaktaysa, Türk Bayrağı yükseklerdeyse, Ezanlar okunabiliyorsa, Türk Ulusu onurlu yaşayabiliyorsa, O'nun eseridir.  Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, milletle el ele kurarak bizlere emanet ettikleri Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve yaşatmak, en başta namus borcumuzdur...

Çok daha fazlası olmalı elbet ama sakat bacağıyla acı çeke çeke Mustafa Kemal'in tabutunun arkasından yürüyen şu adamın gösterdiği saygıyı gösteremeyen ve yetmezmiş gibi bilir bilmez hakkında atıp tutanları ve hakaretler edenleri gördükçe, nankörlük ve ihanetin ne boyutlara geldiğini duydukça, bunları Yüce Allah'a havale ediyorum...)

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ TÜM ULUSUMUZA KUTLU OLSUN.