Erdoğan, Kıbrıs’a müjde vereceğim deyince “Katar’a mı sattık acaba” dedim kendi kendime... Metehan bölgesinde 500 dönüm arazi içinde parlamento binasının ve külliyelerin yanı sıra millet bahçesinin de olduğu inşaatmış müjde...

Tahminim sevinçten uyku girmemiştir Kıbrıslıların gözüne... Sabaha kadar parti yapaceyik, çılgınlar gibi eyleneceyik diyorlardır. Kutla be Kıbrıslı... Bak şahsım bütün sorunlarını geride bıraktı...

★★★

Gerçekten müthiş bir vizyonu var. Ülkenin adını Külliyeli Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye değiştirsek mi? Bence hiç uğraşmayalım, bizimkilerden birini onlara verelim. Kendimize yenisini yapalım. Kıbrıs cumhurbaşkanını saraylarda yaşatalım.

Hele millet bahçesi... Orada bir keyif çayı içtiler mi... Merhem olacak bütün yaralara... Sahi Türkiye’den çimenleri sulamak için mi su taşıyoruz Kıbrıs’a?

★★★

Yeterli mi peki? Cami nerede cami? Beş Parmak Dağları’na da şöyle her yerden görülecek 80 bin kişilik bir cami kondurursak... Diyanet İşleri başkanını kılıcıyla beraber açılışa yollasak... Hayda bre...

Denizin üzerine yeni bir havalimanı... Toprak üzerine ucuz oluyor, bize yakışmıyor. Duble yollar da unutulmamalı... Hasta garantili şehir hastaneleri... Maraş’a da girdi mi TOKİ...

★★★

Peki, bunlar bizi keser mi? Daha dur sen... Girne-Mersin arası “16 Nisan Başkanlık Sistemi Köprüsü” temeli... Araç geçiş garantisi... Cebimizden 5 kuruş çıkmadan ödemeler dolar bazında... Nasıl olacaksa... Kimlerin alacağı zaten belli ama... Yakışır aramıza... Kendisi çok müjdecidir. Bunları ben anlatıp sürprizleri bozmuyorum inşallah...

★★★

Kıbrıs’ın şimdiki cumhurbaşkanlığı olarak kullandığı mekan, yok efendim 1567 yılında inşa edilen Venedik Burcu üzerinde yer alıyormuş... Vay efendim siyasi mücadelede simgesel bir öneme sahipmiş...

Direkt yıkalım! Eskimiştir o... Soruyorum size oraya 32 katlı bir rezidans yakışmaz mı? Hatta iki tane... Kıbrıs ile Türkiye’nin kopmaz bağlarını simgelesin... Haber kanallarında satılık profesörler, doçentler bunun ne kadar güzel bir proje olduğunu savunsun...

★★★

Düşünsenize... İsveç’ten geliyorlar. Bir bakıyorlar kocaman betondan iki devasa yapı... Bu ne? Kıbrıs Millet Rezidansları... Sekizer asansörlü... Kıskanırlar tabii... Hop tanırlar!

Bayram günü sarayın halktan ve halkın sorunlarından tamamen kopmuş olduğu, ispatlı ve delilli olarak ortaya konuldu. Kurbanlardan fazla bir farkımız yok aslında... Biz de önümüze konulanı yiyoruz, onlar da...