İzmir’in dindar bir Belediye Başkanı vardı: Burhan Özfatura... Sevilen bir başkandı ve 10 yıl İzmir’i yönetmişti.

Adı hiçbir kirli işe karışmamış düzgün bir belediye başkanı olan Özfatura bugün 78 yaşında emekli hayatı yaşıyor ve İzmir’de yayınlanan ekonomi gazetesi Gözlem’e, halkı uyarıcı yazılar yazıyor.

Burhan Özfatura “Müslüman bir Türk olmakla gurur duyan, Yüce Rabbime beni Müslüman olarak, hem de dindar bir ailenin içinde yarattığı için devamlı şükrediyorum” diyen, hiçbir zaman inancını gizlemeyen, ancak dinimizi çıkar için istismar etmeyen, kul hakkı/şirk gibi günahlardan çok sakınan bir kişi olarak bilinir.

Hz. Muhammed’in “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözünü prensip edinen Özfatura’nın, dini siyasete âlet eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a hitaben kaleme aldığı açık mektubu okurlarımla paylaşmak istiyorum:

HHH

“Sayın Başkan, davranış ve konuşmalarınızı tasvip etmiyorum. Makamınıza yakıştırmıyorum!

Güzel dinimizi politikaya, oy avcılığına alet etmenizin çok büyük vebal olduğunu düşünüyorum. Ülkem ve inancım adına çok üzülüyor, asli görevinizi yapmanızı hatırlatmayı bir görev biliyorum:

1) AKP dindar bir parti değildir, dinimizi istismar etmekte, kötü örnek olmaktadır. Bu yüzden halkımızın önemli bir bölümü dinden soğumuştur. Gençler arasında Ateizm ve Deizm artmıştır. Çok sayıda insan camiye gelmez olmuştur. Hanefiliğin yerini, Şia/Vehhabilik ve Selefilik almıştır.

2) Milyonlarca saf ve cahil insanımız, çoğu din baronu, çıkar amaçlı tipler tarafından köle gibi istismar edilmektedir. Bu durumda Diyanet İşleri Başkanlığı ne yapmıştır? Camileri parti şubesi haline getirmekle, imamları da parti sözcüsü yapmakla hangi faydalar sağlanmıştır? (Kimse duaya karşı değildir, politikaya bulaşmasına karşıdır.)

3) Sayın Başkan, camileri, Kur’an kurslarını, yurtları, başta Diyanet Vakfı olmak üzere halkın dini hassasiyetlerini istismar eden tüm dernek ve vakıfları denetliyor musunuz? Paralar nereye gidiyor, araştırıyor musunuz?

4) Lüks makam araçlarının, lüks müftülük sitelerinin, makam odalarının ve sair konuların güzel dinimizde yeri var mıdır?

5) Astronomik harcamalarla yapılan cemaatsiz camiler inancımıza uygun mudur? Kararlarınıza yüce dinimizin esasları mı, Saray’ın talimatları mı etkili olmaktadır?

6) Sırf yandaş oldukları için çok yerden maaş alan asalak kişiler hakkında ne düşünüyorsunuz?

7) Fakirler, işsizler, sıkıntı çekenler için ‘Sabredin’ demenin dışında ne yaptınız? “Domuz eti ithalatı” karşısında ne düşünüyorsunuz?

8) Camilere politika sokmanın çok büyük günah olduğunu düşünüyor musunuz?

9) Sayın Başkan, benim sorularımı ciddiye almayabilirsiniz. Ancak o dehşetli günde hesap verirken aynı sorulara muhatap olacağınızı hatırlatmak isterim. Önemli olan Saray’a değil, Rabbimize (cc) hesap verebilmektir.”

Rıdvan Dilmen


Bazı gazete ve internet sitelerinde Konyasporlu taraftarların tribünlerde söylediği İzmir Marşı ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı için futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen’in “Futbola neden siyaset karıştırıyorlar, anlamıyorum” dediği şeklinde haberler çıkmıştı.

Bu haberlere dayanarak Rıdvan Dilmen’i eleştirmiş, 2017 yılındaki
Anayasa Referandumu’nda açtığı “Evet” kampanyasından sonra bunun ikinci bir gaf olduğunu belirtmiştim.

Rıdvan Dilmen arayarak şu açıklamayı yaptı:

“Bahsettiğiniz 2017 yılında yapılan referandum sırasında gelişen olayları eleştirmenize bir şey diyemem ama Konya’daki maçta, Konyaspor taraftarlarının tribünlerde attığı sloganlardan sonra onları eleştirdiğim kesinlikle doğru değildir. Bu konuda hiçbir görüş açıklamadım. Öyle bir yorum yapmam söz konusu olamaz.”

GÜNÜN SÖZÜ

İfade özgürlüğü ve adalet, demokratik yaşamın oksijenidir!