68’liler Birliği Vakfı’ndan Nigar (Sancak) Abla telefon etti:

-“Cumartesi saat 18.00’de Çetin Uygur için İstanbul Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde buluşuyoruz.”

81 yaşındaki delikanlı Çetin Uygur, devrimci hareketin sembol isimlerinden.

Zonguldaklı Çetin Uygur, İTÜ Maden Fakültesi mezunu mühendis olarak maden işçilerinin örgütlenmesinde ve toplumsal tarihimizde iz bırakan Amasya Yeni Çeltek, Erzurum Aşkale, Ankara Beypazarı, Malatya Hekimhan gibi maden bölgelerinde işçi ve köylü direnişinin ön safında yer aldı.

Kurucusu olduğu Yeraltı Maden İş, bu ocaklarda “üretenlerin yönetebileceğine” deneyimini hayata geçirdi.

Uygur, 12 Mart 1971 askeri darbesinde hapis yattı.

Uygur, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde hapis yattı.

Yeni Çeltek direnişini anlatan belgesel var; son bölümünde Çetin Uygur duygulandı, konuşmasını bitiremedi. Yıllarca hapis yatmış maden işçilerinden biri bile sendikal faaliyette bulunduğu için yakınmamış ve kendisinden şikâyetçi olmamıştı!

Sendikal örgütlenmedeki başarıları bilinen Çetin Uygur’un o dönem en yakında bulunan sendikacı arkadaşlarından biri de Yıldırım Koç idi. İkisi de Devrimci Yol’cu idi...

Bu yazıda Yıldırım Koç’un adını geçirmemin sebebi var:

BAŞKASININ BAŞI


Bizim sol tarihi akan kanımız ve gözyaşımızla dolu.

Nice fedakâr-idealist devrimciyi toprağa verdik.

Peki... Bunca acılara rağmen bu topraklarda “sosyalist devrim” neden başarılı olmadı?

Yıldırım Koç, geçen yıl “Kemalist Devrim’in Niteliği” isimli kitap yazdı:

-“Özellikle 1960 öncesinde birçok kişi, insanın insanı sömürmediği sınıfsız ve sömürüsüz dünya umudu içinde büyük özveri gösterdi. Bu insanları saygıyla anıyorum. Ancak özellikle Atatürk’ün hayatta olduğu dönemde ve hatta 1946’ya kadarki yıllarda büyük özveri ve bedelle sürdürülen bu mücadele, kitlelere ulaşılamadı veya kitlelerce benimsenmedi. Bunun bir nedeni, bu örgütlerin 19’uncu yüzyılın devrim anlayışıyla hareket etmeleri ve emperyalizm çağında anti emperyalist mücadelenin önemini yeterince kavramamalarıydı. Diğer neden ise, ‘kendi omuzlarının üstünde kendi başını taşıma’ anlayışının ihmal edilmesi, Türkiye’ye özgü devrim yolunun ve potansiyelinin yeterince kavranamamasıydı...”

“Sosyalist Robert Kolejliler” kuşağından Yıldırım Koç çok önemli bir tespitte daha bulundu:

-“Tarihsel gelişmeleri sadece sınıflar mücadelesi olarak kavramaya çalışmak birçok durumda yanılgılara yol açar. İnsanlar yalnızca üretip tüketmezler, insanların yalnızca sınıf kimliği yoktur. İnsanların etnik köken, inanç, siyasi görüş, meslek vb. gibi kimlikleri de vardır. İnsanların davranışlarında bu kimlikler ve aidiyetler de etkili olmaktadır. Toplumsal-siyasal ilişkilerde, gelişmelerde de bazı durumlarda bu diğer kimlikler etkileyici rol oynar...”

Buradan da şuraya gitmek istiyorum:

DOĞRU PERSPEKTİF


64 yıl önce bugün...

Tarih: 5 Kasım 1957.

Ömrünü sosyalizm mücadelesine veren, 22 yıl hapis yatan Dr. Hikmet Kıvılcımlı yine cezaevine atıldı. Suçu, şeriat propagandası yapmak!

Vatan Partisi genel başkanı idi...

Türkiye seçime gidiyordu...

Dr. Kıvılcımlı 15 Ekim günü İstanbul Eyüp Cami önünde yaklaşık 200 kişiye seslendi. İslam’ın doğuş çağındaki tavrını sosyalizm açısından değerlendi­rirken ezan okundu.

Kıvılcımlı, “Ezanı Muhammedi okunuyor, ona hürmeten ezan bitinceye kadar konuşma­mıza ara veriyoruz. Allah kabul etsin” dedi. Namazdan sonra benzer sözlerine devam etti...

Bir hafta sonra Eyüp Savcılığı hakkında “dini siyasete alet etmekten” dava açtığını öğrendi. Ardından apar topar Vatan Partisi kapatıldı, Dr. Kıvılcımlı hapse atıldı!

Bu örneği şundan yazdım; kuşkusuz Yıldırım Koç’un tespitleri/tahlili doğru. Ki zaten Çetin Uygur ile birlikte madenci örgütlenmesi ve  işçi eylemlerinde başarılı olmalarının sebeplerinden biri de bu; halka inmek...

Fakat: Dr. Kıvılcımlı örneğinde görüldüğü gibi halka ulaşmak isteyen solcular da akla zarar gerekçeyle hapse atıldı bu ülkede...

Yıldırım Koç’un yazdıklarını yıllar önce hayata geçirip halkla kopukluğa son vermek isteyen Dr. Kıvılcımlı’nın hemen hapse atılmasının sebebi, herkesi kucaklayacak benzeri adımların önüne geçmekti kim bilir...

Sözün özü:

Çetin Uygur, Yıldırım Koç ve Dr. Hikmet Kıvılcımlı gösterdiği perspektiftir; geleceği inşa edecek olan...

Yarın, Atatürk’ün devrimci mirasına sahip çıkan 68’liler Birliği Vakfı’ndaki sohbeti kaçırmayın derim.