Türk Hava Kurumu’na dört milyon dolar vermiyorlar, ormanlarımız cayır cayır yanarken Somali’ye 30 milyon dolar hibe ediyorlar.



■ Merkez Bankası’ndaki 128 milyar doları buhar ediyorlar, Myanmar’dan Burkina Faso’ya, 175 ülkeye para dağıtıyorlar.

■ Üç kuruşluk asgari ücretle kendi insanını açlık sınırının altında yaşatırken, Afrika’ya Asya’ya yaptıkları yardımlarla, Birleşmiş Milletler tarafından “dünyanın en cömert hükümeti” ilan ediliyorlar.

■ 50 milyon dolarımız yok diyerek, bu milletin tank fabrikasını Katar’a veriyorlar, bu milletin 170 milyon dolarını harcayarak Rusya’ya kubbesi altın varaklı cami yapıyorlar.

■ Kendi köylümüzün traktörüne haciz gönderiyorlar, tarım yapmak için Sudan’da Nijer’de devlet adına tarla kiralıyorlar.

■ Kendi vatandaşlarımız çocuğuna kıyma alamadığı için canına kıyarken, kurban bağışlarını Togo’da Moritanya’da Etiyopya’da kesiyorlar, Bangladeş’te Myanmar’da Pakistan’da iftar veriyorlar.

■ Fabrikalarımızı limanlarımızı telefonlarımızı bankalarımızı, Yunan’a İsrailli’ye İngiliz’e Hollandalı’ya saçıştırdılar, Türk Telekom’u Lübnanlı’ya peşkeş çektiler, ödemesi gereken parayı bile ödemedi, vergisini bile ödemedi, üstüne beş milyar dolar borçlandırdı, malını mülkünü, kablolarına kadar sattı, 15 milyar dolar hortumladı, kaçtı.

■ Madenlerimizi elaleme dağıtıyorlar, ormanlarımıza siyanür döksün diye Kazdağları’nı Kanadalı’ya veriyorlar, Konya’yı Amerikalı kazıyor, Balıkesir’i İngiliz kazıyor, Erzincan’ı Avustralyalı kazıyor, tee Karayipler’den Cayman adaları’ndan gelip Karadeniz’i kazanlar var, İzmir’i Kanadalı kazıyor, Mardin’i İngiliz, Uşak’ı Amerikalı, altın, gümüş, bakır, krom, nikel, bor, ne bulurlarsa götürüyorlar, Hollandalı var, Alman var, İsviçreli, Belçikalı, Fransız, Rus, Çinli, İspanyol, Macar, Portekizli, Danimarkalı, İtalyan, Hintli, Sinpagurlu, Güney Koreli şirket var, Türkiye’de madencilik yapmayan ülke yok, Barbados’un haritadaki yerini Türkiye’de kaç kişi gösterebilir, Barbados’tan gelip Türkiye’yi kazan şirket var, Suudi var, İsrailli var, Yunan var, Türkiye’de maden ruhsatı alan Suriyeli şirket var birader!

■ Ne diyor asrın liderimiz?

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğruna ölen varsa vatandır, ben bunu hep şuna benzetiyorum, arsa var, arazi var, araziyi arsaya dönüştürmek için belli bir bedel ödemek gerekiyor, aksi taktirde arazinin hiçbir anlamı yok” diyor.

■ Türkiye’yi Avrupa’nın çöplüğü yaptılar, Almanya’nın İngiltere’nin Fransa’nın Belçika’nın Hollanda’nın İspanya’nın plastik çöpü, gemilerle Türkiye’ye gönderiliyor, ABD ve Japonya çöpünü bize yollamaya başladı, insan ülkesine bunu yapar mı, yapıyorlar, toprağımız zehirleniyor, denizimiz salyalanıyor, hâlâ herkesin çöpünü bu topraklara atması için yardımcı oluyorlar.

■ Bizim çocukları çarpışsınlar diye Suriye’ye gönderiyorlar, 5.5 milyon Suriyeli’yi buraya getirip 52 milyar dolar harcıyorlar, bizim çocukları Afganistan’a bekçi gönderiyorlar, Afganları buraya taşıyorlar.

■ Dükkanını kapattıkları vatandaşa yardım edeceklerine, iban numarası verip üste para istiyorlar, dünyanın en zengin ülkesi ABD dahil 157 ülkeye maske ve dezenfektan gönderiyorlar.

■ Yeterli miktarda aşı temin edemedikleri için kendi vatandaşları kırıma uğrarken, teee Fizan’a, Libya’ya aşı bağışlıyorlar.

■ Türk Hava Kuvvetleri’ni kullanmıyorlar, İspanya hava kuvvetlerini yardıma çağırıyorlar.

■ Ve... Türk Hava Kurumu’na yangın söndürme uçakları için alt tarafı dört milyon dolar vermiyorlar, ormanlarımız cayır cayır yanarken Somali’ye 30 milyon dolar hibe ediyorlar.



Türkiye’nin imkanlarıyla dünyada yardım etmedikleri tek ülke, Türkiye!



“Ateşten Gömlek” ve “Türk’ün Ateşle İmtihanı” yüz yıl önce yazılmıştı.

Saraydaki şatafat zihniyetinin, çapsız yöneticilerin, sarıklı emperyalizm kuklalarının, mandacıların, muhiplerin, mütareke basınının, memleketi ne hale getirdiğini anlatıyordu.

“Ateşten gömlek” giyen milletin “ateşle imtihan”dan geçmek zorunda kaldığını anlatıyordu.



Yüz yıl sonra kardeşim... Ejder meyveli smoothie zihniyeti, sarayın kapıkulları, vasatlık, liyakatsizlik, hiçbir ahlaki kuralı tanımayan çantacı medya, tarikat-cemaat-zırcahil atmosferi, Türkiye’yi bu hazin noktaya getirdi.

“Ateşten gömlek” giydik, “ateşle imtihan”dan geçiyoruz.



Gezmek için makam uçağı filomuz var.

Ormanlarımızı söndürmek için kovamız bile yok.



Ya, artık başımıza gelenlerden ibret alarak, akıldan, bilimden, yurtsever şuurdan yana olacağız...

Ya da, biat kültürüne teslim olup, yağma-talan düzeniyle, dön dolaş aynı ateşten gömleği giyeceğiz, tekrar tekrar ateşle imtihan olacağız.