Yüzde 48.7 ile son 20 yılda en yüksek seviyesine ulaşarak kontrolden çıkan enflasyon Türkiye’de bir ilki daha yaşattı. Yüzde 11.1 gerçekleşen ocak ayı enflasyonu, memur ve emekliye yılın ilk 6 ayı için verilen yüzde 7.5’lik zammı silip süpürdü. Milyonlarca memur ve emeklinin daha şimdiden yüzde 3.6 oranında enflasyon farkı alacağı oluştu. Bu fark şubat, mart, nisan, mayıs ve haziran aylarında artarak devam edecek.

OLAĞANÜSTÜ SÜREÇ

Hükümetle Memur-Sen arasında imzalanan toplu sözleşmeye göre, oluşan bu farklar haziran sonuna kadar birikecek ve toplam tutar temmuz zammıyla birlikte ödenecek. Ancak Birleşik Kamu-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Balık, ülkede olağanüstü bir enflasyon süreci yaşandığını belirterek farkların her ay peşin olarak ödenmesini talep etti.

Başkan Mehmet Balık, kamu çalışanlarına yıl başında yüzde 7.5 oranında zam yapıldığını, ancak bu zammın ocak ayındaki enflasyonu bile karşılayamadığını belirtti. Memurların satın alma gücünün ocak ayında yüzde 3.6 oranında azaldığını vurgulayan Balık, daha ilk aydan enflasyon farkı alma hakkı doğduğuna dikkat çekti. Balık, “Önümüzdeki aylarda bu erime kanayarak devam edecektir. İktidar temmuz ayını beklemeden enflasyon farkından kaynaklanan kayıpları her ay çalışanların maaşlarına ilave etmelidir” ifadelerini kullandı.

Mehmet Balık

Halkın gerçek enflasyonu yüzde 87.7’ye çıktı


Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yıllık enflasyonu yüzde 48.7 gösterdiğini söyleyen Mehmet Balık, konfederasyon olarak temel gıda fiyatlarını esas alarak yaptıkları hesapta ise halkın gerçek enflasyonunun yüzde 87.7 çıktığını söyledi. Balık, şöyle konuştu: “Türkiye’de sadece ocak ayında yaşanan aylık enflasyon dünyadaki 158 ülkenin 12 aylık toplam enflasyonundan yüksektir. Son iki ayda yaşanan yüzde 26.2 enflasyon oranı 172 ülkenin yıllık enflasyonunun üzerindedir. Enflasyon hızla üç haneli oranlara doğru gidiyor. İktidar TÜİK başkanlarını değiştirerek, fiyatları korkutarak enflasyonu yeneceğini sanıyor.”

Yoksulluk afeti yaşanıyor


Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, halkın büyük bir bölümünün açlık riskiyle karşı karşıya olduğunu, büyük kesiminin de zamlar yüzünden gıda, ısınma, aydınlatma, kira, ulaşım gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma düştüğünü belirtirken, Türkiye’de yaşanan durumu “yoksulluk afeti” olarak niteledi.