ODTÜ mezunu mimar Onur Yaser Can, 12 yıl önce uyuşturucu aldığı iddiasıyla İstanbul’da gözaltına alındı. Emniyette çıplak aramaya maruz kalıp, şiddet gördüğü belirtilen Yaser Can, yaşadıklarından dolayı intihar etti.

İdare mahkemesi verilen engelleme kararını bozdu ve 12 yıl sonra yeni iddianame hazırlandı. Onur Yaser Can'ın yaşadığı işkence ile ilgili 4 polis ve bir bilirkişiye açılan dava bugün görüldü.

"UZUN ZAMAN GEÇTİ" 

Yargılanan polislerden Yunus Başay, “Çok uzun zaman geçtiği için hatırlamıyorum. İfadede çok farklı şekilde yanlışlıklar olduğunu fark etti amir. Düzeltilmesini istedi. Onur Yaser Can tekrar geldiğinde orada değildim. İfadesini alan kişi ben değildim. Ben sadece araba kullandım. Gözaltına alınma zamanında olup olmadığımı hatırlamıyorum” dedi.

Muhammet Ongun da “Onur Yaser Can, şubeye geldiği sırada teknik kısım bölümünde görevliydim. Geç saatlerde olduğunu hatırlıyorum. Amir, üst aramasını yapmamızı söyledi. Onur Ülker ile birlikte üst aramasını yaptım. Üst arama tutanağının değiştirilmesine ihtimal yok. Bizim hakkımızda ekstra delil düzenlenmemiş, belge değiştirmemişim zaten, Bu sebeple beraatimi talep ediyorum” şeklinde savunma yaptı.

Polislerden Onur Ülker ise “Yeni bir delille bu şekilde aynı suçtan yargılama yapılmasını doğru bulmuyorum. Üst aramasında ele geçirilen maddelerin olduğu tutanağı ben imzaladım. Ancak konu başka yerlere çekilmeye çalışılıyor” diye konuştu.

"İŞKENCE İLE EVRAKTA SAHTECİLİK AYRI DEĞERLENDİRİLEMEZ"

Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can şunları söyledi:

* Annemin babamın çektiği acıları tarif etmem mümkün değil. Sanıkların avukatı sürekli 'konuya gelin' diyor. Haysiyet kırıcı muameleler, sadece kullanıcı olarak yakalanmasına rağmen 5 saat sorguya girmiş bir çocuğun ertesi gün tekrar çağrılıp, bu iki ekibin organize ettikleri şekliyle 11 adet belgenin yeniden imzalattırılması davası. Yapılan işkence ile ertesi gün yapılan evrakta sahtecilik ayrı değerlendirilemez.

* Abimin ölmeden 2 gün önce yazdığı bir notu var. Çırılçıplak soyulduğunu, tokatlandığını söylüyor. Zaten bu ince arama diye adlandırılan uygulama cinsel saldırı içerikli uygulamadır. Ne savcıdan yazılı bir talimat alındı ne de böyle bir yetkiniz var. İşkence içerikli bir sorgu içeriği yaşıyor. Savcının salın talimatına rağmen 2 saat boyunca sorguda tutuluyor.

* Onur Yaser Can’ın sorgusuna rağmen istediklerini alamıyor. Bu ekipten iki polis zaten ceza aldı. Onlara emir veriyorlar ve değişiklik yapıyorlar. İfadesini ilk kezmiş gibi imzalıyorlar. Abime zorla, tehditle imzalatıyorlar.

"EVRAKTA SAHTECİLİK SUÇU İŞKENCENİN DEVAMIDIR"

Evrakta sahtecilik olayının ağabeyine yapılan işkencenin devamı olduğunu ve bunu örtbas etmek için yapıldığını savunan Ezgi Can, "Adeta sanık polislerin eline tekrar düşmemek için çırılçıplak şekilde kendini atıyor ve hayatını kaybediyor. Neden çırılçıplak olduğunu vurguluyorum? Nedense sorgu odası kamera kayıtları da verilmedi. Kötü muamele yaşadığını biliyoruz. Çünkü biz onu tanıyoruz. İntihar etmeyecek kadar pırıl pırıl bir insandı" dedi.

"ADİL YARGILAMAYI HEM KENDİ ADIMA HEM DE KAYBETTİĞİM AİLEM ADINA İSTİYORUM"

Dosyada sanık olan Hakan Aydın, FETÖ terör örgütüne üye olmak suçundan 6 yıl 3 ay ceza almıştır. Bu suç, onun talimatı olmadan gerçekleşmiş olamaz. Tüm sanıkların üst sınırdan ceza alması gerekiyor.

Özellikle işkence, görevi kötüye kullanma suçlarından haklarında suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum. Annem ve babam bu kararı göremeyecekler. Adil bir yargılama yapılmasını hem kendi adına hem kaybettiğim ailem adına hem de kamuoyu vicdanı adına talep ediyorum.”

Avukat Çiğdem Şat ise “Savcı Muammer Akkaş da bu polisleri korumuştur. Şanlıurfa’ya da gittik, katılma talebinde bulunduk. Sanık Hakan Aydın 6 yıl 3 ay ceza aldı. 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde katılma talebimiz kabul edilmemişti. FETÖ kalkanıyla korunmaktaydılar” diye konuştu.

Avukat Mehmet Ümit Erdem, “Hakan Aydın, ilaç kullanım belgesi sunmuş, katılamayacağını belirtmiş. Bu usule uygun bir mazeret değil. Huzurda dinlenmesini istiyoruz” dedi.

SANIK AVUKATI: UYUŞTURUCU KULLANMASAYDI BU OLAYLAR GERÇEKLEŞEBİLİR MİYDİ?

Sanıkların avukatı Ayhan Baykal, “Bu dosyada insanlar bizi insanlık düşmanı olarak gösteriyor. Ama şunun anlaşılması lazım. Toplumda uyuşturucuyla mücadele eden bir birim, özellikle Onur Yaser Can’a ne gibi bir kastı olabilir? Onur Yaser Can, uyuşturucu kullanmasaydı bu olaylar gerçekleşebilir miydi? Nefretle, kinle bir yere varacak değiliz” dedi.

Mahkeme heyeti, sanık Hakan Aydın hakkında zorla getirilme kararı vererek duruşmayı erteledi.

[old_news_related_template title="İşkence, çıplak arama, intihar... Can Ailesi'nin 12 yıllık hukuk mücadelesi" desc="12 yıl önce gözaltına alınan, çıplak aramaya maruz kalan, şiddet gören ve yaşadıklarından dolayı intihar eden Onur Yaser Can'ın ailesinden tek kişi kaldı. Annesi intihar eden, babası iç kanama sonucu hayatını kaybeden Can'ın hukuk mücadelesini kardeşi Ezgi Sevgi Can sürdürüyor. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2022/09/28/iecrop/624cac0a-4cb9-4d74-92ce-584e352cef55_16_9_1664363650.jpeg" link="https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/iskence-ciplak-arama-intihar-can-ailesinin-12-yillik-hukuk-mucadelesi-7388315/"]