Türkiye'nin en önemli ikinci havalimanında yaşanan kaza birçok yönüyle günlerce kamuoyunun gündeminden düşmemişti.

Bir tarafta hayatını kaybeden 3 insan, 4'ü ağır 180 yaralı, diğer tarafta ağır hava şartları, pilotların aldığı kararlar, kulenin tavrı ve en önemlisi yıllarca rakip durumdaki firmaların bir türlü bitirmediği ikinci pist nedeniyle yıpranan pistle ilgili sıkıntılar...

Yargılama sırasında mahkemenin görevlendirdiği bilirkişi heyeti pilotlardan birini asli, diğerini tali kusurlu bulmuştu.

Ancak en kapsamlı rapor Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı tarafından yapılandı. Kazadan tam iki yıl bir ay sonra bu raporun tamamlandığı açıklandı. Bakanlık, Resmi Gazete'de bugün yayımlanan "Hava Aracı Kazası Araştırma ve İnceleme Raporu Duyurusu" başlığı altında şu bilgileri verdi:

"05.02.2020 tarihinde TC-IZK tescil işaretli hava aracı, 18:19 lokalde Sabiha Gökçen
Havalimanı 06 pistine inişini müteakiben, pistte tutunamayıp 06 pist sonundan dışarı çıkmış ve hava aracı kazası meydana gelmiştir. Kazada 3 kişi hayatını kaybetmiş olup 4 kişi ağır
yaralanmıştır.

Söz konusu hava aracı kazası ile ilgili olarak, “Hava Aracı Kazası Araştırma ve İnceleme
Raporu” ilgili kişi ve kuruluşların bilgisine sunulmak üzere tekemmül etmiştir.

Bu nedenle konu ile ilgisini kanıtlayan şahıslar ve kurumlar söz konusu Nihai Raporu
incelemek istedikleri takdirde Bakanlığımıza başvuruda bulunabilirler."

Yani bakanlık özetle şunu söylüyordu: "Rapor tamamlandı ama bunu sadece ilgili taraflar görebilir."

Sivil Havacılık Eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı...


ERDAĞI: "RAPORLAR HİÇBİR ZAMAN AÇIKLANMIYOR"

Sivil Havacılık Eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, bu konuda çok net ifadelerle şu değerlendirmeyi yaptı:

"Tüm dünya uçak kazalarında süreci çok şeffaf yürütür. Tüm detaylara ilgilenen herkes online olarak ulaşabilir. Türkiye'de ise durum farklı...

Çok net söylüyorum, yasalarda, mevzuatta bu raporların açıklanmasının önünde hiçbir engel yoktur.

Türkiye'de yaşanan her havacılık kazasının ardından, siyasi iktidardan, otorite kurumlara kadar tüm yetkililer, ağız birliği etmişçesine tek açıklama yapar.

"Sabırlı olalım. İlgili uzmanlar incelemelerini yapsın. Rapor hazırlansın. Tüm gerçekler açıklanacaktır." Ama o açıklama hiç yapılmaz.

Bu olayda da Sabiha Gökçen'de ihtiyaç duyulan ikinci pist inşaatının, İstanbul Havalimanı'nı işleten müteahhit firmalara verillmesi ve uzun yıllardır bitirilememesi mevcut tek pistin yıpranmasına neden oldu. Kazanın önemli nedenlerinden biri de pistteki bu yıpranmadır. Dönemin Ulaştırma Bakanı da bunu açıkça ifade etmişti.

Türkiye'de bu raporlar saklanarak birileri korunuyor, gerçekler gizleniyor... Bunun başka açıklaması olamaz.

Bu ve benzeri yanlışlar, Türk havacılığında 90 yılda büyük zorluklarla elde edilen kazanımların kaybedilmesine neden olmaktadır. Mutlaka uluslararası standartlarda bir yönetim anlayışı benimsenmelidir.

Bu tür kazalarda zaten en başından sürecin sonuna kadar kamuoyu doğru ve düzenli olarak bilgilendirilmediği için bilgi kirliliği yaşanıyor. Raporun kamuoyuna sunulmaması bu bilgi kirliliğini daha da artırdığı gibi kamuoyu da tatmin olmuyor. Unutmamak gerekir ki bu tür raporların yazılmasının tek bir nedeni vardır o da benzer kazların olmasını önlemektir. Ancak biz süreci iyi yönetemediğimiz içindir ki benzer kazalar olmaya devam ediyor."