İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önü polis tarafından tamamen kapatıldı ve geçişlere kısıtlı şekilde izin verildi.

TTB adına adliyenin biraz uzağında açıklama yapıldı. Açıklamaya ve duruşmaya CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Ali Şeker, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, Filiz Kerestecioğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu, TİP Milletvekili Ahmet Şık, İstanbul, İzmir, Van, Diyarbakır baro başkanları ve TTB yöneticileri katıldı.

DURUŞMADA TARTIŞMA

Fincancı, tutuklu bulunduğu cezaevinden duruşmaya getirildi ve duruşmada hazır bulundu. Avukatlar duruşmanın büyük salonda yapılmasını talep etti, mahkeme heyeti talebi reddetti. Mahkeme heyeti ayrıca savunma yapacak avukat sayısını üç avukatla sınırlandırdı.

Mahkeme başkanının, Fincancı’ya ‘sen’ diye hitap etmesi üzerine tartışma çıktı.

5,5 SAAT KELEPÇEYLE GETİRİLDİM

Şebnem Korur Fincancı, şunları söyledi:

* İfade tarzınızdan, hakkımda hüküm verdiğinizi düşünüyorum. Hem yaş hem kıdem olarak, hukuk fakültelerinde hocanız olarak yer almış biriyken bana sen diye hitap edemezsiniz. Adil yargılama ihlali olduğunu söylemeden iddianameye geçmek istemem.

* Defaten başvurulara rağmen ne yazık ki İstanbul’a getirilme şartlarım ihlale yol açacak haldedir. 64 yaşındayım, pek çok sağlık sorunum var. O sevk araçlarının hepsine tanıklık ettim. En rahat araçla getirdiklerini söylediler. Amortisörü yok aracın ve benim fıtığım var. Şu anda ağrım var örneğin.

* Tek silahım kalem ve beynim. Herkes tanıktır buna. Kelepçeyle ve hareket sınırı olan kelepçeyle 5,5 saat, tüm yol boyunca yolculuk ettirdiler.

* İnsan onurunun yok edildiği, sınırsız iktidarla, katıksız bir güç düzenine boyun eğmeden Socrates’in deyimiyle ‘devletin başına musallat olan at sineği’ olmaya çalışıyorum.

* Bu yaşıma kadar elimden geldiğince bir yurttaş, bir hekim, bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak ödevlerimi eksiksiz yerine getirdiğime kanaat getiriyorum.Hekim, zor durumda olanların avukatı, sesini duyuranı olmayı ister. Hocam bunu bana söyledikten beri mesleğimin temel ilkesi olarak saydım.

YILLARIMI ADLİ TIBBA VERDİM

* Yıllarımı verdiğim adli tıbba, zehirli gazlar, kimyasal silahlar konusunda pek çok makale yazmış bilim insanı olarak, adli tıbbı bildiğini iddia eden savcıdan epey fazla bildiğim aşikarken bilimsel tartışma yerine linç girişimine bir çift sözüm var.

* Bugün de meslektaşlarımızın oylarıyla üstlendiğimiz görevimiz kriminalize edilmeye çalışılmaktadır. Devlet, elinde olan siyasi otoriteyle tüm kurumlarıyla suç yapılanmasına dönüştürülebilir. Bunun önündeki engel toplum olma becerisi, yurttaşların ısrarı, denetleme örgütleridir. İnsan hakları ihlali de hekimlerin, adli tıp uzmanlarının çalışma alanına girmektedir. Çalışma alanımızın kısıtlanması ise kabul edilemez.

TIBBİ DEĞERLENDİRME, BİR ÖN TANIDIR

* Yaptığım konuşma 7 dakikalık bir konuşmadır. Ulaştığım ve kısaca edindiğim ön tanıdan bahsediyoruz. Videoda karanlık ortamda bulunan kişilerin bazılarında kimi belirtiler görünüyor. Aynı videoda etkilenmemiş gibi görünen birileri var. Bir de kanlı, köpüklü bir kusma görüntüsü var. Aynı ortamdaki farklı etkilenmeler o ortamda kalma süresi ve yoğunlukla ilgili olabilir. O etkenin türü, hangi yolla ulaştığı ve sorumluların saptanması için etkili bir soruşturma yapılmalıdır.

* Tıbbi değerlendirme bir ön tanıdır çünkü olay yerinde yapılacak inceleme, laboratuvar tetkikleri, cenazelerin otopsileriyle etkili bir belgeleme, kimyasal silah varsa yasak gazlar arasında olup olmadığı, yani etkili soruşturma bağımsız kurumlar tarafından araştırılmadan, bu etkinin türü, nasıl ulaştığı yani sorumluların saptanması olanaklı değildir.

YAYININ POLİTİK ÇİZGİSİYLE İLGİLENMİYORUM

* İnsan hakları savunucusu olarak yayın organlarının kim, ne olarak tanımlandığından bağımsız ifade özgürlüğünü gözetme sorumluluğu bulunmaktadır. Kimin aradığıyla, yayının politik çizgisiyle, hangi yayına bağlandığımla ilgilenmiyorum.

* Elbette TTB Merkez Konseyi olarak topluma karşı sorumluluğumuz var. Ancak diğer kimliklerimizden azade kılmıyor. Beni dünyanın kabul ettiği adli tıp uzmanlığımdan arındırmak ve yok saymak pek mümkün değil. Hekimlik insana dairdir, insana karşı işlenen suçların önüne geçmeye, ağaca, börtü böceğe sahip çıkmaya, savaşları, iklim değişikliğinin etkisini, salgınları karşımıza diken her türlü halk sağlığını bozan şeylere karşı duruştur. Nazım Hikmet’in dediği gibi ‘yaşamak ciddi bir şey"



Milli Savunma Bakanlığı’nın vekili katılma talebinde bulundu ama mahkeme tarafından talep reddedildi.

TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMI İSTENDİ

Duruşma savcısı mütalaasında, Şebnem Korur Fincancı'nın terör örgütü propagandası yapmak suçundan 7,5 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılmasını talep etti. Tutukluluk halinin devamını istedi.

Şebnem Korur Fincancı, savcının tutukluluğun devam etmesine yönelik mütalaasına karşı şöyle konuştu:

"Sanmayın ki tutuklu olmak çok kolay ama insan hakları savunucusu için bulunmaz nimet. Çok sevdiğim sinemacı arkadaşım devlet kendi eliyle hapishaneye müfettiş atadı demişti. Kendi eliyle beni oraya koymuş olması kıymetli.

Gazeteye de hapishanedeki gözlemlerimi yazıyorum zaten. Çalışanların da ağır koşullarda çalıştığını yazıyorum. Biraz daha uzun yazarım, sıkıntı yok. Ama kaçma şüphesi aklın ötesine kaçan bir durum. 19'undaydı yayın ve hemen ardından suçlama, hakaret ifadeleri kullanıldı siyasiler tarafından.

Almanya'dan dönmeyebilirdim. Dünyanın her yerinde çalışabilirdim. Evet dönmemek bir seçenek ama ben bu topraklarda doğdum, büyüdüm. Bu topraklara, bu insanlara borcum var benim. TTB Merkez Konseyi üyesi olma sorumluluğum da var. Kaçma gibi bir durum söz konusu olamaz."

Avukatlar, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmak için süre istedi ve tutukluluğa karşı çıktılar. Mahkeme heyeti tutukluluğa devam kararı vererek duruşmayı 29 Aralık'a erteledi.

[old_news_related_template title="Şebnem Korur Fincancı hakim karşısına çıktı... Çağlayan Meydanı kapatıldı" desc="Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün görülmeye başlandı. Adliye önündeki alan kapatıldı. Yapılan açıklamada TTB Başkanı Prof. Dr. Fincancı'nın sağlık sorunu olmasına rağmen Ankara'dan İstanbul'a elleri kelepçeli olarak minibüsle getirildiği belirtildi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2022/12/23/adsiz.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/sebnem-korur-fincanci-hakim-karsisina-cikiyor-7533529/"]