Eminim cumhurumuzun önemli bir bölümü- başkanı Tayyip Erdoğan da dahil- Millet İttifakı’nın ikinci tur görüşmelerinden ne çıkacağını ve muhtemel Cumhurbaşkanı adayını merak ediyordur.

Benim gündemimdeyse bugün muhalefet değil iktidar var.

Zira Millet İttifakı’nın seçim kararı alınıncaya dek Cumhurbaşkanı adayını açıklamayacağını biliyorum.

Hatta artık muhalefetin aday belirleme sürecini, Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için bir “gerilim filmine” dönüştürmek için uzattığını düşünmeye başladım.

Muhalefet için durum “dört güçlü adaydan hangisini aday yapacaklar” sorusunda özetlenebilir ki bu aslında pozitif bir rekabet durumuna işaret ediyor. Bir nevi adaylardan aday beğenemiyorlar.

★★★

Oysa iktidar için durum öyle mi?

Gerçekten zordalar. Boşa koyuyorlar dolmuyor, doluya koyuyorlar almıyor. Neye ellerini atsalar ellerinde kalıyor.

Hayat pahalılığı insanları o kadar vurmuş ki iktidar kendisinden uzaklaşan seçmeni geri kazanmak için ne yapsa yaranamıyor.

Bakın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeniden seçilebilmek için yüzde 50 artı 1 oy almalı.

Oysa bütün anketlerde kendisini destekleyen partilerin oy oranı yüzde 40’ın altına düşmüş görünüyor.

Büyük kentlerdekiler başta olmak üzere Kürt seçmenlerin ve Alevilerin iktidar kanadından tamamen uzaklaştığı gerçeğini de unutmamak gerek.

Bu gerçeğin farkına varan AK Parti’nin en kıdemli isimleri ve yeni seçim stratejisi ekibi, son brifinglerde Erdoğan’a açıktan şu mesajı vermiş:

“Efendim, mevcut ittifak düzeni içinde sıkıştığımız yüzde 40 bandından çıkmak için söylem değişikliğine, daha fazla halk kesimleriyle helalleşmeye, kucaklaşmaya ihtiyacımız var.”

Erdoğan da bu tavsiyeyi ciddiye alıyor ki seçimler öncesinde etrafındaki “şahin” kanadı bir kenara koyup yoluna güvercin kanatla devam etme eğilimleri gösteriyor.

Seçim kampanyasının stratejik omurgasını oluşturma görevi verilen Ertan Aydın’ın daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi fikrini savunduğu biliniyor.

Yeni strateji ekibi, yakında Erdoğan’ın Kürt ve Alevi seçmenlerin gönlünü yeniden kazanmak için adımlar atmasını da önerebilir ve Erdoğan bu yönde adımlar atabilir. Bu adımların ittifakın milliyetçi kanadında nasıl karşılanacağını gerçekten merak ediyorum.

★★★

Önemli bir AK Parti’li, geçen haftaki sohbetimizde açık açık şunu dedi:

“Sayın Cumhurbaşkanımız ittifakı büyütmeli. Mevcut ittifakla zorlanabilir. Daha büyük bir gücü yanına çekebilmeli.”

“Mesela İYİ Parti mi?” diye sorunca da “Yeni ayrılanlar geri dönemez herhalde, en mantıklısı İYİ parti gibi görünüyor” karşılığını verdi.

AK Parti kurmaylarının bazı İYİ Parti kurmaylarıyla da görüştüğünü duyunca iktidarın ciddi ciddi böyle bir arayışa girmiş olabileceğini düşündüm. Ancak İYİ Parti’lilere sorduğumda “Biz iktidarın safına geçersek partideki çaycımızı dahi kaybederiz” yanıtını aldım.

Anlayacağınız, iktidar “kuşa bak” dercesine Millet İttifakı’nı ve Altılı Masa’yı gösterirken, oralara ayrılık tohumları serpmeye çalışırken, asıl kendi içinde büyük sorunlar yaşıyor ve Altılı Masa’nın gücünün bir kısmına talip olmak istiyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve iktidar ittifakının son durumunu Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin ekonomi için kurduğu cümleyi siyasete uyarlayarak anlatabiliriz:

“Neoklasik siyaset düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal siyaset ve nörosiyaset gibi alanların etkisiyle daha fazla önem kazanmaktadır.”

Bu çerçevede herkes Altılı Masa’dan beklerken, iktidar kanadından “epistemolojik kopuşlar” yaşanırsa şaşırmayın.

Benden söylemesi!