Adana’nın dalyanları meşhurdur. Balığın en güzeli, lezzetlisi bu dalyanlarda yetişir.

Tuzla dalyanı, Akyatan dalyanı, Hurma Boğazı dalyanı, Çamlık dalyanı ve Yelkoma dalyanları onlarca yıldır yöre balıkçılığına hizmet etmekte ve binlerce köylüye aş, ekmek sağlamaktadır.

Bu dalyanlar, onlarca yıldır yakın köylerde oturan ve balıkçılıkla uğraşan köylüler tarafından kurulmuş kooperatiflerce işletilmektedir. Daha doğrusu şimdiye kadar hep öyleydi.



Ancak öğrendiğimize göre artık burayı gerçek köylüler ve balıkçıların elinden alıp hatırlı ya da ekonomik yönden güçlü kişilerin işletmesine olanak sağlayıcı şekilde düzenlemeler yapılıyormuş.

Bunları bana dalyancılıkla uğraşan köylüler bizzat büromuza kadar gelerek anlattılar.

Yanlarında eş ve çocukları olduğu halde büromuza kadar beni ziyaret ettiler ve sorunlarını anlattılar.

Şimdiye kadar Tarım Orman ve İklim Değişikliği Müdürlüğünce açılan ihalelere girerek bu dalyanların işletme haklarını alıyorlar ve dalyanları işletiyorlardı.

Buradan bütün çevre köylüler istifade ediyordu. Ancak şimdi yeni bir uygulama başlatılıyormuş. Bunun da adına projeli ihale diyorlarmış.

Buna göre, dalyan ihalelerine katılmak isteyenler proje çizdirip öyle ihalelere katılacaklarmış.

Köylülerin yaptıkları araştırmalara göre ise bir proje çizdirmeninin maliyeti 100 bin TL ‘den başlayan fiyatlarla ifade ediliyor.



Bunlar güç bela kurdukları kooperatifler aracılığıyla dalyanlarda kışın soğuğunda yazın sıcağında balıkçılık yaparak üç beş kuruş kazanmaya çalışan, geçimlerini güçlükle temin eden insanlar.

Zaten maddi durumları elvermediğinden büyük çiftçiler gibi topraklara sahip değiller.

Bu yüzden ekip biçerek para kazanmanın imkanı olsa zaten gelip zor ve zahmetli bir iş olan dalyan balıkçılığını yapmaya çalışmazlar.

Bu insanlar, köylerinde yeterli toprakları olmayan çoğunluğu yoksul köylülerden oluşuyor.

Bana anlatılanlara göre, projeli ihale yöntemi dalyanları hatırlı ve zengin kişilere vermenin bir adımıymış, amaç köylüleri buralardan, yani yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklardan iç içe oldukları denizden ve dalyanlardan saf dışı etmekmiş.

Ben bu konuları sormak için Tarım, Orman ve İklim Değişikliği Müdürü Muhammet Ali Tekin’i aradım ama ulaşamadım, sayın müdür benim gönderdiğim sorularıma cevap vermedi.

Oysa yetkili makam olarak, halkın bu sorununa sahip çıkması ya da açıklama yapması gerekirdi.

Tarım Müdürü, köylünün çıkarlarını korumayacaksa ne yapar? Ben bu işi takip edeceğim.

Dalyanlar, eskiden olduğu gibi köylüler tarafından projesiz ihalelerle işletilmeye devam etmeli. Köylülerin hakkı korunmalıdır.

Zengin ya da hatırlı kişilerin bu dalyanları ele geçirme operasyonu yapmalarına ve köylülerin gerçek sahibi oldukları sulak alanlardan uzaklaştırılmalarına izin verilmemelidir.