Rusya Ukrayna’yı işgal etti ama aslında “büyük güçlerin yeni hesaplaşmasını” yaşıyoruz. Çin, Japonya, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa tüm Avrupa ve kuşkusuz ülkemiz Türkiye savaşmıyor görünseler de gerçekte “yeni hesaplaşmanın” içindeler.

3. Dünya Savaşı.
Sonu ne olacak?

Henüz bilmiyoruz.

Kural değişmedi: 107 yıl önce de büyük güçlü ordularını havada, karada, denizde dönemine göre çok gelişmiş pahalı silahlarla destekleyebilecek “geniş tabanlı bir sanayi altyapısı olan” ülkeler yükselişe geçmişti.

Zengin değilsen.

Güçlü ordu kuramazsın.

Zenginsen.

Güçlü ordun olmalı.

Tarih şunu da gördü ve yazdı: Kaynaklarının büyük bölümünü varlık geliştirme, kaliteli büyüme, geniş tabanlı bir sanayi altyapısına değil güçlü ordu ve silahlanmaya ayırarak; pahalı savaşlar başlatanların da sonu küçülmek, silinmek, yenilmek oldu.

★★★

107 yıl önce!

Ağustos ayıydı.

Osmanlı henüz savaşa girmemişti. Alman donanmasına kayıtlı 2 zırhlı savaş gemisi Karadeniz’e sızıp Türk bayrağı çekerek Sivastopol Limanı’nda Rus gemilerini topa tuttu. “Çanakkale geçilmez ve geldikleri gibi giderler destanı” Sivastopol’un bombalanmasıyla yazılmaya başlandı.

18 Mart 1915... O, ne tafralı gelişti...

İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanı Winston Churchil böbürlene kabara övünüyordu: Çanakkale’ye Queen Elizabeth Zırhlısı’nı göndermişlerdi. Bu yalnız İngiltere’nin değil bütün dünyanın en korkunç zırhlısıydı. Bir yaylım ateşiyle bütün tabyaları yok eder, toprağın altını üstüne getirirdi. Goliath, Bouvet, İnflexible, Irresistıble, Ocean zırhlıları da Çanakkale Morto koyunda ölüm saçmaya hizalanmışlardı. Muavenet- i Milliye, gece yarısı, bütün ışıklarını söndürmüş, kıyının kayalarıyla denizin mayınları arasından ve keskin kılıçlar gibi geceyi dilimleyen Goliath’ın projektör ışıkları altından görülemez olup geçti. Torpil, Goliath’ın kalbine indi. Şarapneller ıslık çaldı. Humbaralar patladı. Yer bulut olup göğe kalktı. Gök alev oldu yere döküldü. Savaşlar tarihi liderleri yaratır. Tarihi lider de hiçbir çarenin olmadığı anda, çare yaratır. Kumandan Mustafa Kemal, o anda olmayacak çareyi yarattı. Kılıç gibi keskin bir sesle emir verdi: Manga yere yat. 18 Mart 1915 günü aynı güneş sabah doğarken emperyalist düşmanın saldırısını, akşam batarken de kaçışını gördü. Çanakkale geçilemedi.

★★★

Çanakkale bir bakıma yoksullukla zenginliğin savaşıydı. Osmanlı yoksul düşmüştü. Çöktü.

Laiklik, tam bağımsızlık, bölünmez bütünlük, yurtta barış ve cihanda barışı ilke edinmiş Türkiye Cumhuriyeti doğdu. ABD ve Rusya iki büyük güç olarak kaldı. 107 yıl sonra bugün yine Sivastopol ve Çanakkale; iki büyük güç ABD ile Rusya’nın “Ukrayna’yı yem yaparak” yeni hesaplaşmasına birlikte tanıklık ediyor.

Yine Ruslar Sivastopol’de.

Yine gözler Çanakkale’de.

107 yıl önce iki Alman zırhlısı Çanakkale’den sızıp Sivastopol’de Rus gemilerini bombalamıştı. Bugün ABD, Ukrayna’ya en yeni silahları gönderiyor. Rusya, Ukrayna’da yarım ton ağırlığında yeni hipersonik füzeleri deniyor. ABD Başkanı, Çin Başkanı’na “Eğer Çin Rusya’nın yanında yer alırsa olabilecekleri...” sıralıyor. Avrupa Birliği ülkeleri, bankalardaki paralarına el koyduğu Rus oligarkların servetlerini Ukrayna’ya aktaracağını ilan ediyor. BM Genel Sekreteri, “ABD’nin Ukrayna’da “askeri program yürüttüğünün” belgesini yayınlıyor.

  1. Dünya Savaşı’ndayız.