Toplumun huzuru güven üstüne kurulmuştur.

Peki, önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlere gönül huzuru ile gidebilir miyiz?

İktidarın yeni çıkarttığı “Seçim yasası” ne yazık ki, birçok kuşkuyu da beraberinde getirdi.

Tereddüt yaratan maddelerin bulunduğu yasanın âdil olduğu söylenemez!

Bu nedenle toplumun güven duygusu, ne yazık ki, en alt düzeye inmiş durumda! Çok kişi “Seçimlerde hile olacak” diye düşünüyor.

“Güvenme dayına, ekmek al yanına” deyimi, her olayda tedbirli olmak gerektiğini vurgular.

★★★

Peki seçimlerde hile olur mu dersiniz?

“Olmaz” diye temenni ediyoruz. Fakat...

Daha önce neler neler gördük?

- Trafoya kediler girdi, elektrikler gitti, seçim sandıklarında garip şeyler oldu...

- İki milyon dolayında mühürsüz oy, yasaya aykırı olarak kabul edildi. Mühürsüz oylarla iktidar seçim kazandı...

- Başka bir seçimde de “Atı alan Üsküdar’ı geçti!”

- İstanbul seçimlerinde yaşanan iptal rezaleti ise hâlâ tüm tazeliğiyle akıllarda!

Bütün bunlar düşünülünce, insanların seçim güvenliğinden duydukları kuşkunun yadırganacak bir yanı kalmıyor!

★★★

Yapılması muhtemel hileleri önlemenin en etkin yolu nedir?

Eski yıllarda olduğu gibi seçimlerde “Parmak boyasını geri getirmek!” gerekiyor. Fakat...

“Böyle bir önlem iktidarın işine gelmez ve parmak boyası teklifine sıcak bakmaz” diye düşünüyorum.

Muhalefet bu konuda tüm gücüyle uğraşmalı, Meclis’e yasa teklifi verip elinden geleni yapmalı!

Eski usul parmak boyama sistemi ile bir kişinin birden fazla sandıkta oy kullanmasının önüne geçilmesi şarttır ve bunun başka da bir yolu yoktur.

Eğer AKP ve MHP seçim güvenliği konusundan samimilerse parmak boyasını geri getirirler!

Aksi halde, kuşku ve şaibe bitmez!

Hal-i pür melâlimiz! (Acınacak halimiz!)


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, Türkiye’de medya çalışanlarının hazin durumunu şöyle özetliyor:

“12 bin gazeteci işsiz kaldı...

12 bini aşkın gazeteci, çeşitli davalarla yargılanıyor...

28 meslektaşımız tutuklu olarak cezaevlerinde yatıyor...

Çok sayıda meslektaşımızın basın kartları haksız nedenlerle iptal edildi.

Basın İlan Kurumu muhalif gazetelere, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) muhalif televizyonlara antidemokratik, haksız cezalar veriyor.

Biz, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak cezaevi ziyaretlerimize devam ediyor, meslektaşlarımızın davalarını izliyor, onlara destek oluyoruz.

Fakat... İnanıyorum ki, yalnız basının değil, tüm Türkiye’nin içinde bulunduğu bu sıkıntılı günler mutlaka geçecektir. İnancımızı yitirmeyelim!”

Bu tablo çok üzücüdür.

İktidar mensupları bir de “Ülkede basın özgürlüğü ve fikir hürriyeti var. Türkiye’de basın Avrupa ülkelerinden daha özgür.” diye iddia edip milletin aklıyla alay ediyorlar!

TEBESSÜM

Kim konuşur, kim dinler?


Adam evlenme rekorları kırmış... Her evlilikten bir süre sonra “Olmadı” deyip boşanıyor, sonra tekrar evleniyormuş...

“Üç, beş, yedi” izdivaç derken magazin muhabirleri çevresini sarıp rica etmişler:

“Lütfen bize evlilik tecrübelerinizi anlatır mısınız?”

Adam önce nazlanmış, sonra dayanamayıp konuşmuş:

“Valla azizim... Evlilik çok çok eğlenceli şeydir...”

“Nasıl yani?” diye sormuşlar. Şöyle özetlemiş:

“Evliliğin ilk yılında adam konuşur, kadın dinler... İkinci yılında kadın konuşur, adam dinler... Üçüncü yılında ise her ikisi birden konuşur, komşular dinler!”

GÜNÜN SÖZÜ


Kitabın ve kadının gösterişli cildine aldanma, içine bak!