İktidar ne kadar pembe tablolar çizmeye çalışırsa çalışsın, gerçekleri saklamak mümkün değildir.

Lafla karın doymuyor çünkü!

Helikopterle göğe yükselip aşağıya bakarak:

“Ben şimdi helikopterden o yolları gördüm. Araçlar, otomobiller, otobüsler, kamyonlar, TIR’lar... Tıklım tıklım dolu yollar. Bu ekonomik canlılığı gösteriyor.” demekle ekonominin iyi olduğunu kanıtlanmaz!

Bir kriz ikliminde yaşıyoruz, enflasyon fırtınaları hepimizi sarsıyor. Paramızın alım gücü her geçen gün biraz daha eriyor.

Millet çarşı-pazardaki fiyatları görürken ve cebinden çıkan parayı da bilirken “Avrupa’da, Amerika’da marketlerin rafları boş, bizde ise her şey var” demenin bir inandırıcılığı olabilir mi?

İktidar, her şeyi iyi göstermeye çalışmakla aslında milleti değil, kendini kandırıyor!

★★★

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın yaptığı hesaplar ilginç...

Babacan son yıllarda herkesin cebinden 112 dolar (yaklaşık 2050 TL)  alındığını belirterek bunu şöyle açıkladı:

“13 yıl önce 200 Türk Lirası, 123 Amerikan doları ediyordu.

Ya bugün durum nedir?

200 Türk Lirası sadece 11 Amerikan doları ediyor.

Eee... Milletin cebindeki paradan 112 doları kim aldı?”

İlginç bir soru...

Hadi verin bakalım bunun cevabını!

★★★

Biz, bereketli topraklara sahip olduğumuz bu güzel ülkede, bolluk içinde yaşamamız gerekirken, hayatımızı bin bir sıkıntı ve türlü türlü eziyetle sürdürüyoruz. Bu yaşam biçimi adil midir?

Ülkede beşli çeteler, altı-yedi yerden maaş alanlar, ballı ihalelerle paraları götürenler, lordlar, baronlar keyifli bir hayat sürüyor ama ya normal vatandaş ne yapıyor? Bu acıklı hali görmeyen var mı?

★★★

İYİ Parti Uluslararası Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan ülkenin durumunu şu veciz sözle anlattı:

“Gemi hepimizin gemisi ama sorun gemide değil, kaptanda, çarkçıbaşıda, doğru yolu göstermeyen pusulada sorun var!”

Yani Türkiye gemisinin pusulası bozuk!

Pusulası bozuk olan bir geminin sığınacak güvenli bir liman bulması zordur!

Aymazlığın İbretlik Öyküsü


Kanal-1’de haftanın beş günü aksatmadan izlediğim “Cesur yürekli iki sunucu” var: Prof. Dr. Emre Kongar ve Dr. Merdan Yanardağ...

Bu ikili, “18 Dakika” adlı programda, günün yaşanan olaylarının yorumlarını yapıyor, iktidarı kızdırmayı göze alarak, ülkemizin halini gerçekçi ve çarpıcı ifadelerle dile getiriyorlar.

Emre Kongar, televizyon programlarının yanı sıra köşe yazıları ve kitaplarıyla da yöneticileri uyarma, toplumumuzu aydınlatma görevini sürdürüyor.

Önceki gün Emre Hoca’nın son kitabı geçti elime... Adı: “Aymazlığın İbretlik Öyküsü”

Bu ilginç kitapta, tarihe “Toplumsal bir aymazlığın ibret verici örneği” olarak geçecek bir süreç dile getiriliyor.

Deneyimli bir toplum bilimcinin uyarılarını anlatan kitap, ülkemizi saran karabasanın sonuna yaklaştığımızı söylüyor. (Cumhuriyet Kitap)

TEBESSÜM

Bir hayat dersi...


Profesör, derste öğrencilere “Hayat adaletsizliklerle doludur” der ve bir hikaye anlatır:

“Kazlar ve turnalar bir gün aynı tarlada yiyecek ararlarken, sessiz adımlarla yanlarına yaklaşan avcıyı fark edip dehşete düşerler.

Turnalar daha hafif ve çevik oldukları için hemen kanat çırpıp uçarlar. Oysa kazlar ağır hareket ettiklerinden avcıdan kurtulamazlar.

Bu öyküden çıkarılacak ders nedir?

Yakalananlar her zaman suçlu olanlar değildir!”

GÜNÜN SÖZÜ

Bir toplum için en acı, en büyük yoksulluk, bilgisizlik ve cehalettir!