İYİ Partili Yokuş, hemen önünde yaşanan Meclis’teki yumruklamayı SÖZCÜ’ye anlattı...


Fahrettin Yokuş, İYİ Partili Hüseyin Örs’ün ölümden döndüğü saldırının gerekçesini böyle açıkladı. “Siyasi iktidar gerginlikten besleniyor. Herkesi korkutup yıldırmak için ellerinden gelini yapıyorlar” dedi.


Aslında bugünlerde başta TBMM olmak üzere olmak üzere Türkiye, benzerine ancak Afrika kabilelerinde, Afganistan veya Pakistan’da rastlanabilecek bir dehşet olayını “Bir cemaatte 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesini” konuşuyor olmalıydı. Ama ne yazık ki görevi ülkenin sorunlarını çözmek olan TBMM’nin kendisindeki şiddet olaylarını konuşuyoruz. Salı günü İyi Parti İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz Meclis Genel Kurulu’nda konuşurken AKP’li milletvekillerinin müdahalesiyle çıkan kavga büyüdü ve bazı milletvekilleri yaralandı. AKP Milletvekili Zafer Işık tarafından yumruk atılan İyi Partili Hüseyin Örs’ün kafasında şişlik, belinde incinme olduğu ve kalp pili yerinden çıktığı için hastanede  tedaviye alındı, yoğun bakımda kalbi durdu, elektroşokla çalıştırılmasa şu anda hayatını kaybetmiş olacaktı. TBMM ve ülke adına utanç verici bu olayın nasıl başlayıp geliştiğini kavganın içinde bulunan İyi Parti Konya Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş’la konuştum.

KÜRSÜ DOKUNLMAZLIĞINA SALDIRI

- Sayın Yokuş, İyi Parti Milletvekili Ümit Beyaz kürsüde konuşurken ön sıralardan müdahaleler oldu ki ilk defa da olmuyor, bunun üzerine büyük bir kavga çıktı ve siz de daha sonra bu kavgaya karıştınız, nasıl olduğunu anlatır mısınız?

Maalesef sık sık oluyor ve bu sataşmalar ortamı geriyor ve gittikçe de son günlerde dozu artıyor. Ümit Beyaz konuşuyordu ve kürsüye yürüdüler, bakın kürsüye yürümek, kürsüde konuşana müdahale etmek burada Meclis içinde en son yapılacak iştir. Olay kürsü dokunulmazlığına saldırıyla başladı zaten ve devamında da biz  “Arkadaşımıza bunu neden yapıyorsunuz” dediğimizde daha da saldırganlaştılar ve orada Hüseyin Beyi yumrukladılar. Hüseyin Bey kimseyi incitmeyen çok saygın  biridir.

- Ümit Bey ne anlatmaktaydı ki bu kadar sinirlendiler?

Daha yeni başlamıştı konuşmasına, yani grubumuz sırayla konuşuyor, o da son konuşmacıydı, yeni başlamıştı ve normal konuşmasını yapıyordu, ortada agresifleşecek bir durum yoktu. Adalet Bakanlığı üzerinde konuşmalar yapılıyordu, aslında Ümit Beye müdahale öncesi Ak Partililer grup başkanvekillerinin konuşmaları üzerine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel Bey bir açıklama yaparken ona laf atmışlardı, bu devam etti gitti Ümit Beyin üstünde patladı. Aslında kimse kimseye bir şey söylememişti ama onu da konuşturmak istemediler. Bir önceki gün de başka gerginlikler olmuştu, bu hoşlarına gitmiş olmalı ki gerginliği sürdürmek ve konuşmaları engellemek istediler, sonuçta da saldırdılar.

MİLLETVEKİLLERİNE HAKARET

Biliyorsunuz bir hafta önce Plan-Bütçe Komisyonu bitmişti, orada da bakanların konuşmaları nedeniyle hiç hoş olmayan, milletvekillerine hakaretlerin yer aldığı şeyler yaşandı. Geçmişte de bunlar oluyordu ama bugün bizim anladığımız şu; burada kavga eden, sesini daha çok çıkaran, bağıran, saldıran milletvekilleri Tayyip Bey tarafından daha çok itibar görüyor. Kulislerde uzun süredir dolaşan konuşmalarda, “AK Parti Grubu’nun yeterince ses çıkarmadığı” konusunda Tayyip Bey’in eleştirilerinin olduğu söyleniyordu. Biz bunu yaşayarak görüyoruz, çünkü burada sesini yükselten vekillerin ya da Ak Parti yöneticilerinin sanki görücüye çıkmış, saraya yaranma, parti tabanında daha fazla ilgi görme algısını görüyoruz zaten. Partinin Grup yöneticileri normalde sesini yükselten veya aşırı giden milletvekillerini teskin etmek, durdurmak yerine bunları yapmıyorlar, tam tersini yapıyor ve kendileri de bizzat olayların içine giriyorlar. Bugün de yaşanan aynı şeydi. Mesela tartışmanın bir tarafında yine Ak Parti Grup Başkanvekili vardı, böyle bir durum var. Burada Ak Partililer parti tabanına, Cumhurbaşkanı’na görüntü verebilmek için bunu yapıyorlar ama burada bazı milletvekilleri var, mesela Alpay Özalan diye eski futbolcu bir arkadaş var, sanki buranın kabadayısı, her olayda o var, bugün de olayın içinde vardı. Her yerde kürsüye yürüyen, haddini aşmış, kontrolden çıkmış bir arkadaş, bu kavgada da hemen ortaya çıktı ve koşarak geldi, kavgaya karıştı . Yani, burada gerginlik üzerinden beslenen bir siyasi iktidarın tavrını görüyoruz.

Tahammülsüz, muhalefeti aşağılayan, “20 yıldır bu millet bize yetki veriyor, kötü olsak vermez, devlet bizim, siz kim oluyorsunuz” diyen bir iktidar, toplantılarda bunu yaşıyoruz. Ak Parti iktidarı kendini “devlet” olarak görüyor. Biz onlara şunu söylüyoruz; “Kardeşim, siz geçici olarak bu görevi yapıyorsunuz, sizden önce de bu devleti yönetenler vardı, siz devletin sahibi değilsiniz” ama bunlar bize aynı Tayyip Bey’in “Benim valim, benim milletvekilim, benim bilmem kimim” ifadeleriyle bize “Bu devlet bizim” diyorlar. “Bu devletin her şeyi biziz, biz ne istersek onu yaparız, herkes bize biat etmek zorunda” gibi bir anlayışla Meclis’te sürekli dayatma yapıyorlar. İstiyorlar ki burada kimse Ak Parti’yi eleştirmesin, kimse eksiklerini, yanlışlarını söylemesin, sayısal güçlerini de kullanarak maalesef zorbalığa kadar işi götürüyorlar. Zaten Cumhur İttifakı’nın bileşenleri, her iki lider her gün grup toplantılarında bir yerleri tehdit ediyorlar, bu tehditlerin sonucu bugün bazı mağazalara saldırılar var, hepimiz görüyoruz. Bunlar planlı, işin içine tehdit için mafya babaları giriyor, bunları da yaşıyoruz. Yani Türkiye gittikçe tek adam yönetiminde Meclis’in de iradesinin, muhalefet iradesinin tamamen yok edildiği, dozu gittikçe artan baskıcı bir rejime doğru gidiyor. Seçim yaklaştıkça belli ki dozajını daha da arttıracaklar. İstiyorlar ki; korkuyla, yıldırarak insanları tekrar kontrol altına alalım, tekrar iktidarımızı sürdürelim, şatafatımızı sürdürelim.

Buradaki saldırılarının bir tesadüf olmadığını düşünüyoruz, tahammülsüzlükleri kaybetme korkularının başlamasından, bunu görüyoruz.

- Yani bu kavgaların önceden planlandığını mı düşünüyorsunuz?

Planlı ve programlı, Ak Parti Genel Merkezi ve Genel Başkanı tarafından –açıkça söylüyorum- planlı bir gerginlik politikası arttırılarak devam ediyor. Yani, kaybetme korkusu içerisinde kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen herkesi tehdit etmeye başladılar, herkesi korkutup yıldırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Yani tabiri caizse Meclis’te bize söz hakkını bırakın su, ekmek bile vermeyecekler. O kadar agresif, o kadar saldırgan bir tavır içindeler ama biz bunları sağduyuyla aşacağız. Saldırıda arkadaşımız çok ciddi bir hayati tehlike yaşadı, aldığı darbe yüzünden kalp pili yerinden çıktı, çok şükür atlattı ama atlatamayabilirdi. Bunları yaşıyoruz. Temennimiz bundan sonra yaşamayalım ama biz ümitvar değiliz, çünkü Ak Parti grubu Tayyip Erdoğan’a yaranmak için burada saldırılarına bundan sonra da devam edecek endişesi içindeyiz.

AKŞENER’İN CEVABINA ÖFKE

- İlk konuşmamızda, sadece size değil, diğer partilere de aynı saldırıların olduğunu söylemiştiniz.

CHP’ye de, HDP’ye de istisnasız her gruba yapılıyor, en az bize yapılıyordu, şimdi daha hızlı bir şekilde bize başladılar, bu da herhalde şundan kaynaklı; Sayın Erdoğan bir türlü çağrılarına cevap alamayınca, Genel Başkanımız “Sizin kumar masanızda biz olmayız” deyince bunun öfkesini bize kusmaya başlıyorlar. Bunu başaramayacaklarını onlar da biliyor, biz de biliyoruz ama bu görüntülerin içinde olmak istemiyorduk. Yani yüce Meclis’in içinde yumruklaşmaların olduğu, ellerin yumrukların havaya kalktığı bir tablo ne bize yakışıyor, ne milletimizin temsilcileri olarak bu ülkeye yakışıyor ama biz yine sabırla burada yasama, denetleme görevimizi milletin avukatlığını yapmaya devam edeceğiz, buna kararlıyız.

İYİ Partili Yokuş, Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı. Meclis’teki kavganın, AKP’li vekillerin ‘saraya yaranma çabası’ yüzünden yaşandığını belirtti.

Ayırmaya çalışmak dışında olaya bir katkım olmadı adaletsiz kınama verildi


- Size de kavga sırasındaki sözlerinizden dolayı kınama cezası verilmiş, bir de fotoğraf vardı Hüseyin Örs’ü kurtarmak isterken mi yumruk atan AKP milletvekilinin burnunu sıktınız?

O fotoğrafta burun sıkan el bana ait değil, olayda ayırmaya çalışmak dışında hiçbir dahlim yok. AKP Grup Başkanvekili Bülent Beye “ Benim hiçbir sözüm yok, bu kayıtlarda da görülüyor, yapmayın” dedim ama zaten kavgayı organize eden aynı kişi, işin başında Bülent Turan var, bilerek başlatan AKP Grup Başkanvekilinin kendisi, onun arkasından Alpay Özalan ve Zafer Işık geliyor. Onlar oy vermeden kendi adamlarına ceza verilemiyor, hiç değilse İYİ Parti’den de birine ceza verilmiş olsun, sadece kendilerinin suçlu olduğu ortaya çıkmasın diye bana ceza verildi. Düşünün, “Adalet Bakanlığı” bütçesi konuşulurken iç tüzük ihlal ediliyor ve adaletsiz şekilde bana kınama veriliyor. Baştan sona tümüyle utanç verici bir olay yaşandı.