Cem Toker, ülkemizde öncesinde başlayan ekonomik krizin savaşla daha da alevleneceğini söyledi. “Doğalgaz, benzin, buğday fiyatlarında artış olacak” dedi.

Gündemimizde öne çıkan en önemli iki konu; Ukrayna-Rusya savaşı ve bizim ekonomimize daha neler olacağı. Tabii yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Türkiye’de yapacakları görüşme de son derece önemli. Çarşamba günü yayımlanan, Sayın Ümit Yalım’la yaptığım röportajda “Erdoğan, Miçotakis’e Türk adalarını neden işgal ettiklerini ve ağır silahlarla binlerce asker yerleştirdiklerini, top namlularının neden Türkiye’ye dönük olduğunu sormalı” vurgusu yapılmıştı. Bu kez de sorulmazsa Yunanistan kendi adalarımızı ve Ege Denizi’ni işgali rahatça daha da ileriye taşıyabilir. Yine aynı röportajda “Rusya ve Ukrayna Dışişleri bakanlarının Türkiye’de yapacağı 4’üncü toplantıdan da sonuç çıkmayacağı” belirtilmişti ki öyle oldu. İki devletin bakanları da kendi şartlarından vazgeçmediler. Tabii ortada birçok başka çözümsüz konu da var. Bu arada Türkiye’nin zaten çok zorda olan ekonomisinin; Rusya’dan beklenen turizm gelirlerinin şimdiden başlayan iptallerle azalmasından başlayıp akaryakıt, elektrik, doğalgaz ve gıda ürünlerine, daha doğrusu her ürüne yapılan zamlarla, yükselen enflasyonla ne duruma geleceği de bizim hayati konularımızın başında geliyor. Bugün bu konuları, olaylara her zaman gerçekçi ve doğru açıdan bakışını takdir ettiğim Liberal Demokrat Parti’nin 12 yıla yakın Genel Başkanlığı’nı yapmış olan, Ekonomist Sayın Cem Toker ile konuştum.

ERDOĞAN’IN ELEŞTİRİSİ SEMBOLİK

Sayın Toker, savaş başlayalı 17 gün oldu, Ukrayna ve Rusya 4 kez toplantı yaptılar, dünya “barış çıkar” umuduyla bekledi ama görünüşe bakılırsa daha da sertleşecek, Lavrov’un açıklamaları tamamen Ukrayna’yı ele geçirmek üzerine kurulmuştu. Deneyimli bir siyasetçi ve ekonomist olarak bu gidişi nasıl yorumluyorsunuz? Zelenski “daha ağır yaptırımlar uygulanmalı” diyor, neler olabilir?

Türkiye biliyorsunuz ekonomik yaptırımlara yüzde yüz katılmadı, katılmadığı için Batı’dan da bir tepki gelmedi. Türkiye mesela hava sahasını kapatmadı, Rusya için çok önemli bir konu. Putin’le Erdoğan arasındaki diyalogda Erdoğan bir NATO müttefiki olarak sembolik eleştirilerde bulunuyor ama somut olarak Putin’e veya Rusya’nın eylemine karşı bir duruş sergilemiyor, daha çok tarafsız kalmaya çalışıyor. Putin’le olan ilişkisinden dolayı Ayçiçek yağı taşıyan Türk gemilerinin Karadeniz’den Türkiye’ye gelmesine Putin izin verdi. Türkiye şöyle etkilenecek; bütün dünya artacak enerji fiyatlarından, buğday, hububat fiyatlarından etkilenirken Türkiye bu küresel siyasi krize çok zor bir ekonomik ortamda yakalandığı için birçok ülkeden daha fazla etkilenecek.

Zengin ülkeler daha az etkilenecek, Türkiye gibi ekonomisi geçtiğimiz yıllarda çok ağır darbe yemiş ülkeler çok daha ağır bedel ödeyecekler. Buğday, benzin, petrol, doğalgazdaki, diğer yatırım ürünlerindeki artış Türkiye tarafsız kalsa da, bir taraftan yana pozisyon alsa da ekonomisini çok ağır olarak etkileyecek tabii. Asıl önemli sorun, bu çatışma bir kıvılcımla Ukrayna dışına sıçrarsa bir NATO ülkesini muhatap alacak, o zaman Türkiye ne yapacak? 5’inci Madde devreye girer mi, girmez mi, girerse ne yapacak. Esas o zaman Türkiye’nin başı ekonomik olmaktan çok siyasi ve askeri daha çok ağrıyacaktır.

Cem Toker, ekonomi eğitimini ABD’de Arizona Eyalet Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Amerika’da 25 yıl yaşamış, Finans sektöründe 5 yıl çalıştıktan sonra kendi şirketini kurmuştur. 1996’da Liberal Demokrat Parti’ye katı-lan Toker, 12 yıla yakın LDP Genel Başkanı olarak 26 yıl bu partide siyaset yapmıştır. Ayrıca 2015-2017 yılları ara-sında Bahçeşehir Üniversitesi’nde Amerikan Dış Politikası, Amerikan Devlet Sistemi; Federalizm konularında ders vermiştir.

NATO savaşa girerse ittifakın parçasıyız!


Polonyalı vekiller “Endişeliyiz, Putin durmayacak, sırada biz olabiliriz; Letonya, Estonya, Litvanya ve Polonya sırada olabilir” diyor. Demek ki “ Ukrayna düşerse Avrupa düşer” görüşü sadece Zelenski’de değil, Ukrayna çevresindeki NATO üyesi ülkelerde de var. Bu gerçekleşirse gerçekten NATO savaşa girmek zorunda kalır ve biz de tarafsız kalamayabiliriz.

NATO’nun müdahale etmesi tercih değil, müdahale etmek zorunda, yoksa tüm varlığını inkar eder. Saydığınız ülkeler NATO üyesi olmuş ülkeler, Sovyetler dağıldıktan sonra Batı kurumlarına sığınan ülkeler bunlar. Hem askeri açıdan, hem ekonomik açıdan. AB üyesi oldular. Putin bunlardan birine bulaşırsa, o zaten 3’üncü Dünya Savaşı demek.

Rus ordusu Kiev’e girememiş, tank konvoyu dağılmaya başlamış haberi geldi ama bu Putin’i öfkelendirerek daha fazla şiddete yöneltebilir. Savaş çevreye sıçrar ve NATO savaşa müdahale etmek zorunda kalırsa biz ne oluruz, ekonomimiz nasıl etkilenir, mesela elektrik bulabilir miyiz?

NATO ülkelerinden birine saldırı halinde savaş dünyaya yayılacaktır, Türkiye enerjide dışarıya son derece bağımlı olduğu için mum yakarız, gaz yağı bulursak gaz lambası yakarız, Türkiye’nin büyük bir kısmı tezekle ısınır. Umarım sıcak çatışmaya biz girmeyiz ama NATO girdiği takdirde biz de taahhütlerimiz gereği biz de müdahalede bulunmak zorunda kalırız. O Türkiye için felaket senaryosu tabii.

Çiller, oy bölmek için dönüş yaptı


İlk olarak benim röportajımda Sayın Koray Aydın açıklamış, Çiller avukatıyla yalanlamıştı ama haberimiz yine doğru çıktı ve Tansu Çiller birdenbire siyasete dönmeye karar verdi. 3 partiye “Beni genel başkan yapın” demiş, reddetmişler, şimdi bir partiyle anlaşmış, bu ani gayrete yorumunuz nedir?

Çiller’in sicili belli. Bu Çiller’in gayreti filan değil, Erdoğan’ın “eski bir başbakan olarak Millet İttifakı’ndan yüzde yarım filan tırtıklayabilir mi” diye iteklemesi, çaresizlik girişimleri bunlar. Özalvari, Demirelvari, Kürt seçmenle empati kurabilecek bir merkez sağ partinin olması AKP’nin uykularını kaçırır. Laikliği ve Cumhuriyet değerlerini savunan bir sağ partinin eksikliğini çekiyor Türkiye. İYİ Parti, MHP havasından tamamen kurtulursa boşluğu doldurma potansiyeli en çok olan parti... Meral Akşener partisini biraz daha merkeze çekebilirse çok büyük potansiyele sahip.

Vekili lider değil halk seçmeli


Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için 6 muhalefet partisinin mutabakat metninde “parlamenterlerin millet tarafından seçilerek özgürleşmesi, güçlendirilmesi” yoktu. Milletvekilleri lider yerine hangi sistemle seçilmeli?

Bu, parti içi muhalefete izin veren bir sistem değil. Ben 1994’ten beri Liberal Parti’nin programında olan “2 turlu dar bölge sistemini” savunuyorum. Milletin, belediye başkanını, muhtarını tanıdığı gibi milletvekilini de tanıması gerekir, Genel başkanların oturup “seni oraya yazdım, seni buraya yazdım” diye milletvekili belirlemesi değil, halkın tanıdığı insanların dar bölgeden, mesela Şişli milletvekili, Kağıthane milletvekili olmasını savunuyorum ki genel başkan sultası sona ersin ve seçmenle seçilen birbirini tanısın, seçmen daha kolay seçilenden hesap sorabilsin.

Putin’e darbe girişimi olabilir


İngiltere, Rus milyarder Abramoviç’in tüm mal varlığını dondurdu, 7 milyarder daha yaptırıma uğradı. Rus oligarklar bu şartlar altında Putin’i desteklemeye devam ederler mi?

Batı’nın, Amerika’nın yaptırımlarla oligarkları hedef alması çok güzel bir karardı, bunlar Putin’in finansörleri, bizdeki “5’li çete” dediğimiz çete gibi bir şey bu. Oligarklar dediğimiz grup Putin’e çok ağır baskılar yapacak. Rusya’nın canı çok ağır yanacak ve halkından da, elitlerinden de, oligarklardan da Putin’e karşı bir tepki yükselecek. Ordudan da tepki gelebilir, Ukrayna’da karşılaştıkları zorluklardan dolayı Putin’e karşı Moskova’da bir darbe girişimi dahi olabilir.


İnadın bedelini millet elektrik doğalgaz faturasıyla ödüyor!


Şimdi “Karadeniz’den sıvı yağ yüklü Türk gemilerini bekliyoruz” dedikleri için durum biraz rahatladı ama marketlerin çoğu 2 şişeden fazla sıvı yağ vermiyor, bu sıkıntı artacak mı?

Sıkıntı mutlaka olacaktır, millette de panik olacaktır ama Soya yağı devreye girecektir, Kanola girecektir, mısır girecektir, dünyanın en büyük mısır yağı üreticisi de Amerika. Dünya savaşının eşiğinde bir dönemden bahsediyoruz, bunlar olmayacak şeyler değil, pembe bir tablo çizmiyorum, Allah korusun çatışma Ukrayna sınırının ötesine geçerse çok daha zor günler geçiririz. Dünya Gıda Örgütü özellikle buğday ve petroldeki fiyat artışlarından daha çok Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin çok ağır hasar göreceğini vurguluyor.

Akaryakıt zammı iptal edildi, petrol fiyatları geriledi dendi, artık yollarda çok az araç görüyoruz, bu düşüş devam eder mi?

Petrolün son düşüşü Batı’nın alternatif kaynakların artmasından, savaşta herhangi bir gelişme olmamasından ve Antalya’da yapılan üçlü toplantıdan dolayı meydana geldi. Bunlar tamamen geçici iniş çıkışlar, savaşın gidişi petrol fiyatlarını belirleyecek, savaş biterse petrol fiyatları hızla düşüşe geçecek.

DOLAR KAZANDI, TL KAYBETTİ

Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, özel toplu ulaşım esnafının “ulaşım bedelinin en az 8 lira olması” talebi olduğunu, bunu halkın ve Belediye’nin karşılayamayacağını belirterek “10 Mart’tan itibaren hizmete devam etmeyeceklerini” açıkladı. Bu diğer illere de yayılabilir, ekonominin bundan sonraki gidişini nasıl görüyorsunuz?

Bu konuda yapacak bir şey yok, The Economist de yazdı; benzin fiyatları arttıkça satın alma gücü olan ülkeler bu artışları daha kolay tolere edebilecek. Maalesef Türkiye bu siyasi ve askeri krize tarihteki en kötü ekonomik ortamında yakalandı. Türkiye’de aslında ekonomik kriz yoktu, tek adam rejiminin ekonomi bilimiyle inatlaşması sonucu, dini gerekçelerle ekonomiyi yönetmeye kalkmasının sonucu dünyada en çok değer kaybeden para birimi TL oldu. Bugün ithal ettiğimiz doğalgazı, benzini 6-7 liralık dolarla almak varken, 14-15 liralık dolarla aldığımız için bu kadar pahalı kullanıyoruz. Dolar dünyada en çok sizin ülkenizde değer kazandıysa, sizin paranız en çok değer kaybeden ülke olduysa bu ekonomik kriz değildir, tek adam rejiminin, hukuksuzluğun, belirsizliğin, inadın bedelini Türk milleti doğalgaz, elektrik, benzin faturasında ödüyor.

Bakan Nebati açıklasın!


Maliye Bakanı Nebati ve iktidar sözcüleri bu artışları hep küresel ekonomiye bağlıyorlar, önce “gözlerime bakın” diyen Maliye Bakanı şimdi 2022’de yüksek enflasyon olacak diyor. Enflasyon zaten yüksek, daha da artarsa nasıl dayanılacak?

Enflasyon kesinlikle daha fazla artacak, zaten Bakan şunu açıklasın, daha ortada savaş yokken geçen senenin ortalarında Türkiye neden 193 ülke arasında en yüksek enflasyona sahip 8’inci ülke oldu. Bunu bana anlatsınlar; Venezuela, Arjantin, Ortadoğu’da Lübnan, Suriye, Zimbabwe, Uganda gibi ülkelerle en yüksek enflasyona sahipti, dünyada kriz varsa niçin o dönemde Gürcistan’da, Ermenistan’da, Bulgaristan’da, Yunanistan’da, Irak’ta, İran’da enflasyon bu kadar yüksek artmadı.