Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Covid-19 nedeniyle 108 gün yoğun bakımda kaldı. O hastanedeyken, yerine kimin geleceği konusunda pazarlıklar bile yapıldı. Muhittin Bey, şimdi hem ikinci yaşamı, hem de siyaset ve ihaneti anlatıyor.

Antalya Kitap fuarında buluştuğumuz Muhittin Böcek, ikinci yaşamını; uğradığı ihanetleri kitap haline getirdi. Sema Çubukçu’nun editörlüğünde Doğan Kitap’tan yayımlanan kitabı, başkan bana imzalarken, bir taraftan da ihanetleri konuştuk. İşte anlattıkları:

NELERE KADİRMİŞ!

“108 gün yoğun bakımda kaldım. Ölmek üzere olduğum, bitkisel hayata girdiğim hatta öldüğüm yolunda haberler yapılmış. Ölümüm üzerine başkanlık senaryolarına ilişkin çalışmalara başlanmış. Beklenti içinde olanlar, parti büyükleriyle görüşerek adaylıklarını ve taleplerini dile getirmişler. Bazıları ise hastalığım süresince bu amaçlı ziyaretleri birden fazla kez tekrarlamışlar. Büyükşehir Meclisi’nde seçim için çalışmalarına başlamışlar.

Siyaset içinde farklı partilerdeki, farklı görüşlerde olan, düne kadar hiç yan yana gelmemiş ve gelmesi mümkün görünmeyen bazı arkadaşlarımızın bu aşamada koltuk sevdası uğruna, siyasi menfaatleri uğruna yan yana gelmeleri, çıkar birlikleri yapmaları son derece manidar, bir o kadar da düşündürücü. Siyaset, meğer sen nelere kadirmişsin.

DUYDUKLARI KAHRETTİ

Yoğun bakımdan çıktığı haberleri üzerine; “O, yoğun bakımdan çıksa da hastaneden çıkamaz”, “Hastaneden çıksa da ayağa kalkamaz”, “Bir daha belediyeye gelemez”,

“Belediyeye gelse de uzun süre kalamaz” görüşleri yayıldı. Yoğun bakım sürecinde tam 24 kilo kaybetti. Elleri, ayakları tutmuyordu. Boğazı delinmişti. Görüntüsü hiç de iç açıcı değildi. 108 gün sonra hastaneden tekerlekli sandalye ile ayrılabildi. Bu görüntüleri artık Muhittin Beyin belediye başkanlığı yapamayacağını gösteriyordu. Böcek, o günlerde yaşananları şöyle anlatıyor:

“Göreve dönemeyeceğim görüşleri ağır basmaya başladığından başkanlık seçimi için kulis çalışmaları hızlanıyor, kazanma matematiklerine bağlı olarak kazanma amaçlı meclis üyesi pazarlıkları zirve yapıyor. Hayata dönmüş olmanın inanılmaz sevinciyle birlikte bu konuda duyduklarım, okuduklarım ve gördüklerimle üzüntüden kahroldum. Hayata dönmenin sevinci ile yaşanan olayların verdiği üzüntü arasında bıçak sırtı bir süreci yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum.”

KILIÇDAROĞLU MORALİ

Yoğun bakım sonrası tedavi sürecinde moral olarak Böcek’in zayıf kaldığı anlar oldu. Yaşadıkları, yaşananlar hastalık kadar, hatta bazen de ondan daha fazla canını sıkıyordu.

İşte bu aşamada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci kez kendisini ziyarete hastaneye geldi. Böcek’e moral veriyor, “Yakında hastaneden çıkacak, görevine devam edeceksin. Etmen de gerekiyor. Antalyalıların sana ihtiyacı var, tüm Antalya seni bekliyor. Senin yapacağın, birlikte yapacağımız daha çok şey var” diyordu. Böcek, “Bu sözler, beni inanılmaz derecede olumlu etkiledi ve iyileşme sürecimi hızlandırdı” diyordu.

Hastane çıkışında da Kılıçdaroğlu, “Muhittin Başkan’ın sağlığını çok iyi gördüm, kendisi en kısa zamanda görevine dönecek” açıklaması, yaşanan meclis üyesi pazarlıklarını ve başkanlık seçimlerini sonlandırmaya yetiyor, başkanlık bekleyenlerin umutlarını da bitiriyordu.

BELEDİYEDE OLANLAR

Muhittin Böcek, kendisine gelmesiyle birlikte belediyeden, işleyişten, önemli bazı olaylardan haberdar olmaya başladı. Görevden almalar, yetkileri kısıtlamalar, yeni atamalar gibi olaylar çok canını sıktı. İşleyiş, bıraktığından farklı olarak, hem de istemediği bir şekilde yürüyordu.

Bu gidişe son vermek istedi. Dizüstü bilgisayarını getirtti, şifresini girdi ve mevcut başkan vekilini bir başkasıyla değiştirdi. Böcek, o süreci şöyle anlattı:

“Beni asıl üzen olay bu aşamada yaşandı. Mevcut vekil arkadaş, ‘Bu imza sahtedir, hastanede bu durumdaki birisi bu atamayı yapamaz, bunu yanındakilerden birisi onun iradesi dışında yapmıştır’ gerekçesiyle beni İçişleri Bakanlığı’na şikâyet etti. Kim ediyor? Benim vekil bıraktığım, inandığım, güvendiğim, olmazsa olmaz dediğim arkadaş. Herkes bana her şeyi sorabiliyorken o sormadan yapıyor, beni sahtecilikle suçluyor. Ben bir kez daha yıkılıyorum.

MANSUR BEYİN O SÖZÜ

Muhittin Bey, o günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la ilgili anısını anlatırken sanki olay dün yaşanmış gibi yine gözyaşlarına boğuluyor ve olayı şöyle aktarıyor:

“Mansur Yavaş başkanım sessizce hastaneye geliyor ve beni yoğun bakımda görmek istiyor. Görüşmenin mümkün olmadığı söylenince itiraz etmiyor ve şunları söylüyor: ‘En son mesajı bana atmış, en son benimle görüşmüştü. Çok aradım ama bir daha görüşemedim. Kulağına eğilin ve ‘Mansur Yavaş geldi’ deyin. O bunu mutlaka duyar ve cevap verir.”

Siyasette ihanet kadar Kılıçdaroğlu’nun, Yavaş’ın ve benzer durumda hareket edenlerin  vefası da unutulmaz...