-“Diktatör” diye onlarca manşet yaptılar.
-“Diktatör” diye yüzlerce haber yaptılar.
-“Diktatör” diye binlerce makale yazdılar.
-“Diktatör” diye demeçler verdiler.
-“Diktatör” diye belgeseller yaptılar.
-”Diktatör” diye mitinglerde pankart açıp slogan attılar.
-“Diktatör” diye komedi programlarına malzeme yaptılar, alay ettiler.
- Hatta fotoğrafıyla oynayıp Hitler’e benzetilerek dergi kapağı yaptılar.
Neler neler...
Ancak geçen hafta:
Özellikle ABD medyasında “diktatör Erdoğan” sözü aniden unutuldu! Erdoğan diktatörlükten neredeyse kahramanlığa dönüştürüldü...
Hava bir geziyle döndü. Erdoğan’ın geçen hafta Ukrayna’ya yaptığı ziyaret Amerikan medyasının bakış açısının değişmesine sebep oldu.
Buna döneceğim ama önce şu tespiti yazmalıyım:
ABD, sıkça mantıksız kuruntularla düşmansız yaşayamaz ülke haline getirildi.
Aşırı endişe ve korkuyla karakterize edilen bu paranoya rahatsızlığı ile Amerikan kamuoyunu teslim alındı.
Soğuk Savaş dönemindeki paranoya Sovyetler Birliği/SB idi.
SB çökünce “İslami terör” paranoyası başlatıldı. Bugün buna suni olarak yarattıkları Rusya ve Çin tehdidi eklendi. Bugün... Sabah güne Rusya ile başlayıp günü Çin ile bitiriyorlar!
Amerikan medyasının son dönemdeki gündemi, Ukrayna-Rusya gerginliği.
ERDOGAN’A ALKIŞ
Ukrayna gezisi Amerikan medyasındaki Erdoğan’a yönelik kötücül havayı dağıttı.
“Rusya’nın Truva Atı olan Türkiye/ Erdoğan NATO’dan çıkarılmalıdır” diyen ABD medyası bu yazdıklarını unuttu. Ukrayna krizi konusunda Türkiye/Erdoğan umut haline geldi!
New York Times başta olmak üzere, “Bazen kararsız bir NATO müttefiki olan Türkiye Ukrayna’yı destekliyor” başlıklı dönüş haber yorumlar yazılmaya başlandı.
Amerikalı gazeteci –bir dönem İstanbul’da da yaşayan- Claire Berlinski’nin attığı tweet konuyu özetliyor:
-“Ortalık karıştığında herkesin Türkiye’nin NATO’dan atılıp atılmaması gerektiğini sormayı bıraktığını not ediyorum.”
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Türkiye önemli bir NATO müttefikidir. Bu gezinin amaçlarını konuşmayı Türk müttefiklerimize bırakacağım” dedi.
Sadece “destek” gezisi değil...
Erdoğan’ın, Ukrayna’ya Türk yapımı uzun menzilli silahlı insansız hava araçları göndermesi ABD medyasından alkış almasına sebep oldu.
“Putin kuklası” diyorlardı, şimdi aniden “Putin karşıtı” oluverdi Erdoğan!
ABD böyledir...
ABD medyası böyledir...
Sadece çıkarlarına/ yararlarına/ kazançlarına odaklanır...
Gölgesine girerseniz sizi anında kahraman yapıverir...
Ukrayna siyaseti tipik örnek...
Şuraya geleceğim:
TEK TARAFLI AŞK
Türkiye’de kimi çevreler, Amerikan medyası “Erdoğan’a diktatör” deyince çok mutlu oluyor. “Gerçeği gördüler” sanıyor.
Ne büyük yanılgı...
ABD ve medyasının Türkiye’ye bakışı salt çıkarlarına yöneliktir. Hep yazıyorum ABD hiçbir zaman müttefikimiz olmadı; tek taraflı aşk bu!
ABD, Osmanlı’nın parçalanmasında görev aldı.
ABD, Anadolu işgalinde rol oynadı.
ABD, her daim “Büyük Ermenistan” ve “Büyük Kürdistan” projesini destekledi.
ABD, Lozan’da bize düşmanca tavır aldı. “Dostluk ve Ticaret Antlaşması” imzasını on yıl bekletti.
ABD, Sovyetler Birliği ile ilişkimiz kopardı; Soğuk Savaşta Türkiye’yi kendine “esir” etti. Emretti, Kore’ye Mehmetçik gönderdik.
ABD, “Johnson Mektubu” ile bizi tehdit etti, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda karşımıza dikildi, silah ambargosu uyguladı.
ABD, ülke topraklarımızda ne dikeceğimize bile karıştı; haşhaşı yasakladı.
ABD, Gece Yarısı Ekspresi gibi filmlerle bizi dünyaya barbar gösterdi.
ABD, provokasyonlar ile askeri darbeler organize etti.
ABD, Mehmetçiğin başına çuval geçirdi.
ABD, PKK’yı destekledi. YPG- PYD’ye silah verdi.
ABD, silah-füze alımlarımıza karıştı.
ABD, 15 Temmuz FETÖ darbesini planladı.
Uzatmayayım.
Söyler misiniz bu nasıl dost- nasıl müttefik?
ABD, ne zaman zor günlerimizde yanımızda oldu?
Son dönemde:
Erdoğan, Rusya ve Çin ile yakınlaştığı için...
Erdoğan, İran ambargosuna uymadığı için...
Erdoğan, Suriye’de “Kürt Devletine” izin vermediği için...
Erdoğan, Ermenistan’a karşı Azerbaycan’ı desteklediği için...
“Diktatör” yapıldı.
Demokrasi imiş, özgürlük imiş ABD’nin umurunda mı?
Ne dedi İnönü:
- “Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile yatağa girmeye benzer.”
ABD birini “öperse” ancak o zaman tehlikedeyiz demektir!
